Psikolog Nilüfer Devecigil ergenlik döneminde beyinde geçici bir nörolojik dengesizlik olduğunu söylüyor: “Hangi nöronlara yatırım yaparsan onlar büyüyor. Müzikle, sporla uğraşan, akademik öğrenme yapan ergenlerin beyin hücreleri bu yönde bağlantılar kuruyor. Çocukları bu anlamda desteklemek çok önemli”
Ergen sözcüğünü duymak bile ebeveynleri ürkütebiliyor. Zorlayıcı, inişli çıkışlı fiziksel ve duygusal anlamda inanılmaz bir değişim yaşanan bu dönemi sağlıklı geçirebilmek, yaşamın ilerleyen yılları için çok kritik. Pandemiden bu yaş grubu çok etkilendi. Bu dönem çocuklarımıza vereceğimiz en güzel hediye, güvenli, sağlıklı bir bağlanma ilişkisi. Psikolog Nilüfer Devecigil ile bu yaş dönemindeki çocuklarımızı anlamak için neleri bilmemiz gerektiğini konuştuk.
Ekranlar zorladı
Ergenlik hem çocuk hem ebeveyn açısından zorlu bir süreç. Ancak pandemi sonrası başka sorunlar da ortaya çıktı. En çok hangi konuda zorlandılar?
Bu dönemin en zorlayıcı kısmı ekran oldu. Çünkü ergenlik döneminde beyinde geçici bir nörolojik dengesizlik oluyor. Yani “hadi hemen yapalım, muhteşem” diye hisseden beynin kısımları, “bunu önce bir düşünelim” diyen ön lob yani beynin yönetici kısmına göre daha fazla çalışıyor. Ön lob hâlâ inşa halinde olduğu için, ergen beyni zaten yeterince hassas. Pandemide ise evde geçirilen fazlaca zaman, onları ekranlara bağımlı yaptı. Ergenlik, yeni bir şeyler öğrenmeye ve yaratıcılığa çok açık bir dönem. Neye yatırım yaparsanız o alışkanlık haline geliyor. Beynin kullanılmayan kısımları ise ölüyor. Yani bu dönemde ergen yeni bir şey öğrenmeye, yaratıcılığa bu kadar açık ve tüm bunlar onların önündeki geleceği şekillendirirken kullanılmayan nöron budanmasının sonuçlarını varın siz düşünün. Dolayısıyla ekran bağımlılıkları bu açıdan çok kritik. Ergen çocuklarımızın zamanlarını neye harcadığını, neyle meşgul olduklarını anlamamız gerekiyor ki onları doğru yönlendirebilelim.
İlişkiyi yönetmek
Onları daha iyi anlamak, onlara daha yakın olabilmek için neler yapmalıyız?
Önce beyni anlamalıyız. Ve bu değişimin altında yatan sebebi. Ergen yeniyi arayacak, yeni ile heyecanlanacak ki aileden çıksın, risk alsın, bağımsızlığa giden yolda keşif yapsın. Tüm bu değişimler olurken tabii ki inanılmaz iniş çıkışlı ruh halleri, göz çevirmeler, yalnız kalmak istemeler, kapı çarpmalar olacak. Alışkanlıklar, beceriler, neyi tercih ettikleri zorluklarla baş etme becerileri hepsi bu dönemde oturuyor. Örneğin Nörobilim uzmanı Jay Giedd diyor ki; müzikle, sporla uğraşan, akademik öğrenme yapan ergenlerin beyin hücreleri bu yönde bağlantılar kuruyor. Tüm gün koltukta oturuyor, televizyon izliyor ya da video oyunları oynuyorsa, bağlantılar da bu yönde oluyor. Yani hangi nöronlara yatırım yaparsan onlar büyüyor. Çocukları bu anlamda desteklemek çok önemli. O yüzden onların bu iniş çıkışlı duygu durumlarında, “Ergendir, uzak durayım, ne yaparsa yapsın” diye hiçbir şeye karışmamak hiç iyi fikir değil. Bizle olan ilişkileri ve bu ilişkiyi nasıl yönettiğimiz önemli. Sınırlar, seçimler hep ilişkinin parçası. Bu dönemde ebeveyn olarak ergenle birtakım anlaşmalar yapmanın önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Mesela 16-17 yaşlarında arkadaşlarıyla bir yere gidecek, diyorum ki, “Ne olursa olsun her zaman beni arayabilirsin. Seni yargılamadan seni oradan çekip alacağım.” Ebeveyne güven çok önemli. Ancak hatırlayın siz onlarla ilişkinizi daha önceden kurdunuz. Anne karnı ile başlayan bir ilişkinin bugüne gelmiş parçası. O yüzden anlayışlı, sağlıklı bir ilişkiniz varsa bu dönemde yol buluyorsunuz. Ama yoksa da korkmayın, bir şey kaçmadı. Açık olmak, onlara daha çok konuşma imkânı vermek, dinlemek ve ilişki fırsatları yaratmak gerekiyor.
Onarma kapasitesi
Siz de hem bir terapist hem de bir ergen annesisiniz. Kendi deneyiminizden yola çıkarak neler gözlemlediniz?
Kızım daha çok arkadaşlarıyla beraber zaman geçirmek istiyor. Bunu çok sağlıklı buluyorum. Hatta arkadaşları ile ekran yerine yüz yüze zaman geçirmesi için ona fırsat yaratmaya özen gösteriyorum. Duygu iniş çıkışlarından kaynaklı zorlandığımız zamanlar var. Çünkü bu anlar benim için de zor oluyor. Örneğin kendi ergenlik zamanlarım, onunla olan ilişkimde tetikleniyor. Ancak onarmayı beceriyoruz ki bu ilişkimize çok iyi geliyor.
Onarmaktan bahseder misiniz, neden bu kadar önemli?
Onarmayı hepimiz yapabiliriz, ama aile içinde yaşamadıysak bunun ne olduğunu bilmiyoruz. Yani büyürken eğer ebeveynlerim, “Üzgünüm sesimi yükselttiğim için” gibi bir şey demediyse, birtakım şeyler yarım kaldıysa, çatışma çözülmediyse o zaman bunu kendi ilişkilerimde yapmayı da bilemem ve doğal olarak çocuğumla da yapamam. Kırılabiliriz, söylenenler canımızı yakabilir ama burada ebeveyn olarak kendi esnek dayanıklılığımız önemli. Bize ne iyi geliyorsa kaynak olarak onları kullanmalıyız. Sonra o konuları ortada bırakmamak, konuşmak ve halletmek gerekiyor. Ama bunu duyguların yoğun olduğu dönemlerde değil de bazen bekleyip, uygun zamanda halletmek gerekiyor.
“Ekranda ilişki kurmak gerçek ilişkiden kaçış”
Ailelere bu süreci en sağlıklı geçirmek için önerileriniz ne olur?
Ekran zamanı mutlaka sınırlı olmalı, çünkü ekran beyni etkiliyor ve zaten olan duygu iniş çıkışlarını daha da zorluyor. Ekranda ilişki kurmak gerçek ilişki kurmaya bir kaçış alternatifi oluyor ki, gelecekteki ilişkileri için bugünün bir pratik imkânı sağladığını düşünürsek, onlar için sağlıklı ilişkiler kurmanın altında bu dönemin sağlıklı sınırları yatıyor. Sınırı tek başına koyamayız. Eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek için onlarla birlikte hareket etmeliyiz. Onlara beyni anlatmak, kendi yaptıkları eylemler, adımlar hepsinde neyi neden yaptıklarını sorgulamalarına yardımcı olacak bir düşünme becerisi kazandırmak gerekiyor.
Ebeveynler ne diyor?
Asuman Bodur:
Kaygılı bir anneyim. Zaman zaman müdahaleci olabiliyorum. Bunu yaparken de empati kurması adına daha çok kendi duygumu tanımlayarak ilerliyorum. En çok zorlandığım konu ise erteleme alışkanlıkları. Sorumluluklarını yapmak istiyorlar ama erteliyorlar. Bu da beni çok yıpratıyor. İster istemez müdahil oluyorum. Kalabalık bir evde yaşıyorum ve otoritem sarsılıyor. İyi niyetle yapılan korumacı tutumlar bunu zedeliyor.
Çiğdem Yıldız:
Kızım 13.5 yaşında. Instagram açtık, açmaz olaydık. Bazen endişe duyuyorum ve iniş çıkışlar yaşıyorum. Sonunda beni karşısına alıp konuştu. Korkuyorum çünkü tecrübem yok deyince “Anne bana güven, anormal bir şey olursa ben senden yardım isterim” dedi. Evet öğretecek çok şeyimiz var ama öğrenecek de çok şeyimiz var. Bol bol dinlemek, hep destek olmak, uzaktan takip, sevgiyi eksik etmemek ve yüksek derecede sabır, bazen gerçek fikrini söylememek ve çoğunlukla beklemek üst seviyede dayanma gücü gerektiriyor.
Burcu Yalvaç:
15 yaşında bir oğlum var. Her şey pandemide başladı. Ders çalışması, odasını toplaması hatta dişini fırçalaması bile sorun olabildi. Ben bazen çok üzerine gittim. Pişman mıyım? Evet. Onlar çok değişiyor ve değişime ayak uyduramadığımız zamanlarda kriz çıkıyor. Akademik başarı, sorumluklar, temizlik vs her şey olacağına varıyor ancak ilişkiler koptu mu telafisi olmuyor. Hayati bir konu olmamak kaydıyla sonunun kötü olacağını bilsem de, kararları ona bırakıp yaşayarak görmesini istiyorum.