Ekonomide 2022-2024 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program açıklandı. Programda yapılan revizyonlar sonrası borsa 1.468’deki güçlü direncinin üzerine çıkarken dolar kuru 8.30 TL seviyesinin altına kaydı
Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile gelecek üç yıla ilişkin temel politikalara, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklüklere yer verilen Orta Vadeli Program (OVP) Resmi Gazete’de yayımlandı.
Programda enflasyon hedefi yükselirken önümüzdeki üç yıla ilişkin büyüme hedefi ortalama yüzde 5.3 olarak belirlendi. Yıl sonu büyüme hedefinin yüzde 9 olarak belirtildiği Programda açıklanan büyüme hedefi piyasa beklentilerine paralel. OVP’ye göre enflasyona ilişkin hedefler bu yıl sonu için yüzde 16.2 olurken önümüzdeki yıl sonu için yüzde 9.8 belirlendi. 2023 sonu için yüzde 8 ve 2024 sonu için yüzde 7.6 oldu. Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi ise yüzde 14.1’di.
Revize hedefler
Gelişmeler karşısında uzun vadeli hedeflerin sürekli revize
Döviz kurlarında son dönemde kademeli aşağı geri geliş etkisini gösterirken, borsada alım ağırlıklı işlemler hakim. Peki önümüzdeki dönemde piyasaların seyri ne olacak?
Borsa İstanbul’da BIST 100 Endeksi kritik seviye olan 1.468 seviyesinde. En yüksek 1.482 seviyesine çıktı. Endeksin 1.468 seviyesinin üzerindeki hareketi yükseliş yönünde ivmeli bir hareketi getirebilir. Ancak bu seviye aşılamazsa yatay hareketlilik devam edecektir. Enflasyonda geçen hafta açıklanan rakam nedeni ile faizlerin eskisine göre avantajını kaybedecek olması yatırımcıların borsaya yönelimini artırabilir. Hatırlayalım, 2020 yılındaki yükselişin ana nedenlerinden biri de negatif reel faiz ortamıydı. Yeniden böyle bir iklime girilmesi hisse senetlerini ilgi odağı haline getirebilir.
Dolarda 8.30 önemli
Dolar/TL kurunda 8.30 seviyesindeki destek önemini koruyor. Bu seviyenin altında satış eğilimi hız kazanabilir. Ancak 8,30’un üzerindeki seyir yeniden 8,50’nin üzerine doğru bir hareketi getirecektir. Kurdaki seyri TCMB’nin faiz kararı belirleyecek. O zamana kadar ağırlıklı olarak yatay ve sıkışık bir bantta
Yılın sekiz ayında dolar kuru yüzde 11.8 oranındaki getirisi ile birikim sahiplerinin gözde enstrümanı oldu. Mevduat faizi yüzde 11,5 getiri sağladı. İlgi gördü. Euro ise yüzde 7.7 oranında değer kazandı. Gram altının getirisi yüzde 6.3 oldu. Ancak dengeler değişiyor.
Dolar kurunun 8.80 TL seviyesinden başlayan gerilemesiyle 8.30’lara gelmesi, kurumların uzun vadeli pozisyonlarını tekrar gözden geçirmelerine neden oluyor.
Deutsche zarar kesti
Deutsche Bank, dolar/TL için mayıs ayında açtığı uzun pozisyon tavsiyesini zarar kes seviyesine ulaşılmasının ardından kapattı. Kuruluş parite için nötr pozisyona geçtiğini bildirdi. Banka, “TL bizim için kur zayıflığında önde gelen adaylarımızdan biriydi. Ancak toplam getiri bazında para birimi iyi performans göstermeye devam etti. Her ne kadar TL’de güçlenmenin sürdürülebilirliği konusunda şüpheci olsak da zarar kes seviyemize ulaşılmasının ardından uzun pozisyonu kapatıyoruz” açıklamasında bulundu.
8.30 seviyesi kritik
Dolar kurunda 8.30 önemli bir seviye. Mayıs ortasından bu
Yabancılar, Borsa İstanbul’da son dört yıldır satış yapıyor. Pandemiyle yabancı payı yüzde 41’e kadar geriledi. Mayıstan bu yana yabancı payları yatay... Önümüzdeki dönemde borsaya yabancı ilgisi artar mı?
Borsada yabancıların payı yüzde 42.43 seviyesinde bulunuyor. Mayıs ayından bu yana yabancıların borsadaki payı yüzde 41-43 bandında dalgalanıyor. Pandemi sürecinde yaşanan çıkış 2021’de Merkez Bankası başkanının değişimi sonrasında hızlandı.
Yabancılar 2018’de 1.9 milyar dolar satış yaparken 2019’da 583 milyon dolarlık satış gerçekleşirdi. Geçtiğimiz yıl rakam hayli artarken 4.5 milyar doları buldu. Bu yılın temmuz ayı itibariyle yılbaşından bu yana gerçekleşen satış tutarı 1.8 milyar dolar oldu. Geçen yıla göre hızında azalma olsa da yabancı satışında henüz durulma gözlenmiyor.
Borsada yabancıların ağırlıkta bulunduğu hisselerde yaşanan sert satış dalgası endeksin de gerilemesine neden oldu. Ancak mayıs ayından bu yana yabancı paylarında yatay hareketlilik görülüyor. 25 Mayıs’ta yüzde 41.8 olan yabancı payı 27 Temmuz’da
ABD Merkez Bankası Başkanı’nın piyasalarla kurduğu güçlü iletişim dalgalanmaları sınırlıyor. Faiz artışı zaman alacak. Bu durum gelişmekte olan ekonomilerde rahat nefes almaya olanak verecek
Merakla beklenen Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu gerçekleşti. Sempozyumda konuşan Jerome Powell, tahvil alımlarını azaltmaya bu yıl başlamanın uygun olabileceğini söyledi. Bunun yanında, “Tahvil alımlarında azaltım doğrudan faiz artırım zamanlaması sinyali değil” açıklamasını yaptı. Powell’ın bu konuşmasını piyasalar faiz artırımı için acele edilmeyeceği şeklinde okudu. Fed açıklaması sonrası piyasalarda sert fiyat hareketlerinin olmaması iyi bir iletişim kurulduğunun göstergesi. Merkez bankalarının atacağı adımlar konusunda yaptıkları bilgilendirici açıklamalar, piyasalarda bilgilenme boşluklarının oluşmaması güçlü iletişimi de beraberinde getiriyor. Beklentiler doğrultusunda açıklamalarda bulunan Powell’ın konuşması şimdilik piyasalar üzerinde baskı yaratmayacak.
Gerilim yaratabilir
Dış piyasalardaki hareketlere duyarlı olan yatırımcılar, içerideki
Pandeminin süren etkisiyle likiditenin azalmayacağı beklentisi, piyasalarda risk iştahını güçlü tutuyor. Hisse bazlı hareketler ilgi odağında kalmaya devam ediyor. Yurt içinde ekonomik aktivite verileri izlenirken gözler de yurt dışında. Pandemiyle ilgili gelişmeler ve likidite koşulları hisse senetlerine ilgiyi canlı tutuyor. Döviz kurunda kritik destekler izleniyor. Merkez Bankası’nın (TCMB) adımlarını rahatlatacak gelişmeler olabilir.
Altındaki seyir nasıl?
Altının onsu 1.785 dolar seviyesinde. 200 günlük uzun vadeli ortalamaya yakın bir seyir izliyor. Güçlenebilmesi için 1.797’deki 200 günlük ortalamanın üzerine çıkması önemli. Altının onsunda 1.800 - 1.850 seviyesinin üzerindeki kalıcı hareketler alıcıları güçlendirecektir. Kıymetli madenlere bir yönelim olsa da ağırlıklı olarak paranın riskli varlıklara yöneldiğini görüyoruz.
Halka arzlara dikkat
Halka Arz Endeksi 2020 yılında yüzde 197, bu yıl ise yüzde 77 yükseldi. Borsa İstanbul’da yeni halka arz edilen hisse senetlerine yatırımcı yoğun talep gösteriyor. 2021
Pandemi süreci aşılamalara rağmen gündemden düşemezken Türkiye’de ekonominin ana gündemi enflasyon. BIST 100’de yer alan 11 şirket son beş yıldır özvarlık kârlılığında enflasyonun üzerine çıkmayı başardı.
Kritik dönemlerde şirketler için özvarlık kârlılığı çok daha önemli hale gelmekte. Özvarlık kârlılığı şirketlerin özvarlıklarına göre kârlılığını ölçen bir orandır. Net kârın özsermayeye bölünmesi ile bulunur. Özvarlık kârlılığının sürdürülebilir olması önemlidir. Bir şirketin özvarlığına, toplam varlıklardan borçların çıkarılması ile ulaşılır. 100 lira kârı olan bir şirketin 1000 lira özkaynağı varsa, özvarlık kârlılığı 100/1000 yani yüzde 10’dur. Bu oran şirketin her 1 liralık özkaynağına karşılık olarak kaç lira kâr ettiğini gösterir. 100 TL kârı ve 1000 lira özkaynağı olan şirket, her 1 liralık özsermayesine karşılık 10 lira kâr etmektedir.
Özvarlık kârlılığı neden önemlidir?
1-)
Sanayi şirketleri yılın altı aylık döneminde pandemi etkisini geride bırakarak atağa kalktı. Net satışlar yüzde 77, net kâr yüzde 455 büyüdü. Son beş yılın ortalama satışlarının iki katına, kârının ise üç katına çıkıldı.
Borsa İstanbul’da işlem gören sanayi şirketlerinin geçen yılın ilk yarısında 190 milyar olan satışları bu yılın aynı döneminde 338 milyar TL’ye çıktı. Şirketlerin kârları ise 6 milyar TL’den 35 milyar TL’ye yükseldi. Satışlar yüzde 77 oranında artarken kârlar yüzde 455 yükseldi. Satış ve kârlılıkta son beş yılın en iyi altı aylık rakamlarına ulaşıldı.
Sanayi şirketleri 2021 yılının ilk altı aylık döneminde geçen yılın dokuz aylığının da üzerinde bir satış rakamına ulaşırken kârlar 2020 yıl sonunu aştı. 2020 yılının tamamında toplamda 30 milyar TL kâr açıklayan sanayi şirketleri 2021 yılının altı aylık döneminde toplamda 34 milyar TL kâr elde etti.
Tüm dünyada etkisini gösteren, koranavirüs salgın hastalığı ile şirketler faaliyetlerine ara vermek zorunda