Yavuz Kocaömer

Ülkemize hiçbir ücret almadan 4. kez geldiğinde, 17 Ağustos depreminde asistanı Jantke Vogt ile birlikte hayatını kaybeden Dr. Jochen Trawinski’yi unutmak mümkün değil.

Türkiye’ye ilk geldiğinde “Türkiye benim ikinci vatanımdır Yavuz, buradaki engelli sporcular öğrenmeye aç. Benim ülkemdekiler şımarmışlar” diyen, hiçbir ücret almadan antrenörlerimizi eğiten bir gönül adamı. O zamanlar Almanya’da Oldenburg Üniversitesi’nde kürsü sahibi ve Dünya’daki en iyi tekerlekli sandalye basketbol antrenör hocalarından biri.

Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın (TESYEV) öncülüğünde, 2 senede bir yapılan Dr. Trawinski Uluslararası Tekerlekli Sandalye Basketbol Turnuvası artık yapılmıyor. Sonuncusu 22-25 Mayıs tarihlerinde 2014 yılında yapılmıştı ki o şampiyonaya Milli Takımımızın yanında, ABD, Kanada, İspanya, İtalya ve Almanya gibi tekerlekli sandalye basketbolunda söz sahibi olan ülkeler katılmıştı.

Bedensel Engelliler Spor Federasyonu herhalde işlerinin yoğunluğundan olacak, Dr. Trawinski’yi unuttu. Oysa Dr. Trawinski’ye manevi borcumuz çok. Sadece engelsiz basket sitesinde vefakar arkadaşımız 17 Ağustos’ta Dr. Trawinski’nin düzenlediği seminere katılan sevgili Oğuz Kav “O uzun

Özellikle Bedensel Engelliler ve Görme Engelliler Spor Federasyonu, özellikle son zamanlarda kurallara uygun çalışmıyor ve bundan da öncelikle bu federasyonlara bağlı sporcularımız zarar görüyor.
Bu konuda yapılması gereken; Gençlik ve Spor Bakanlığı başkanlığında engelli spor federasyonları ile Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ilgililerinin bir araya getirilerek, federasyonlara gerekli önerilerin ve talimatların verilmesi. Aksi halde, özellikle bu iki federasyonumuz, uluslararası camiada ülkemizin ismini eleştirilere muhatap etmeye devam edecek. Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nde bu konuda birçok yazılı belge mevcut.
Almanya, son yapılan Avrupa Tekerlekli Sandalye Basketbol Şampiyonaları’nda, kadınlarda ikinci, erkeklerde üçüncü oldu ve Almanya medyası tarafından bu sonuçlar büyük başarı görülerek, okuyuculara ve dinleyicilere aktarıldı.
Erkek Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımımız ise aynı turnuvada Avrupa Şampiyonu oldu. Bir iki yayın organında çıkan haberlerin dışında kimse konu ile ilgilenmedi.
1948 yılında kurulan Alman Engelliler Spor Federasyonu, 2017 yılındaki ikincilik ve üçüncülük için bu kadar sevinirken, 1990 yılında, yani 42 sene sonra kurulan

İsviçre’nin Nottwil kentinde 3-6 Ağustos’da IPC Dünya Gençler Atletizm Şampiyonası yapıldı. Özel genç sporcularımız bu konuda tarihimizde ilk defa 3 altın ve 1 gümüş madalya ile ülkemize döndüler. Kendilerini tüm kalbimizle kutluyoruz.
Şimdi bu yazıyı okuyan ve bilmeyen bazı okurlarımız, “Canım bu da zihinsel engelliler sporu, rehabilitasyon” diye düşünürler. Ama öyle değil. Dünyada zihinsel engelliler sporları iki ana grupta toplanıyor.
Birincisi, IQ’su daha düşük olan ve rekabetten çok, rehabilitasyona yönelik Özel Olimpiyatlar.
Türkiye’de Özel Olimpiyat çalışmaları ilk 1982 senesinde, bu konuda en çok emek veren rahmetli Prof. Dr. Hıfzı Özcan ile Kennedy Vakfı arasında imzalanan bir anlaşma ile Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nda başlatıldı. Bilindiği gibi Dünyadaki Özel Olimpiyatlar, bir engelli kuzenlerinin olması dolayısıyla 1960’lı yıllarda Amerika’da Kennedy Ailesi tarafından kurulmuştu.
İkincisi ise, Uluslararası Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu’na (INAS) bağlı, kıran kırana yapılan mücadelelerle gerçekleştirilen Avrupa, Dünya Şampiyonaları ve Paralimpik Oyunları.
20 senedir engelliler sporunun içindeyim. Birçok federasyon başkanı tüm engelli gruplarında

Aşağıdaki yazı 31 Mayıs 2008 tarihinde bu sütunlarda yayınlanmıştır. Aradan geçen yaklaşık 10 yıllık sürede o gün yazdıklarımız ile ilgili neler değişti, siz okuyucularımızın takdirlerine bırakıyoruz...
“12 senedir engelli sporunun içindeyim. Amacımız belli. Bu ülkede engelli sporunun da var olduğunu duyurmak, desteklemek, gelişmesini sağlamaya çalışmak... Ve eğer İstanbul’da bir gün Olimpiyat yapılacaksa buna katkıda bulunmak. Burada yaptıklarımı anlatacak değilim. Ancak görüyorum ki bu geçen süre içinde, birçok insana da rahatsızlık verdik. Spordan sorumlu bir genel müdür “Bunlar da sakat, sporu dandik” dedi. Eleştirdik, sesimizi yükselttik. Bir Spor Bakanımız zamanında “Milli Paralimpik Komitesi de neymiş” dediğinde en ağır eleştirileri bizden duydu. Bir başka spor yetkilisi “Yavuz Kocaömer yalancıdır” dedi, televizyonda canlı yayına çıkartıp özür dilettik. Bir ilin Milli Eğitim Müdürü “Vali Bey’i bir yemeğe davet et de bu konularda ikna edelim” dedi, valiyi de, eğitim müdürünü de sildik kafamızdan. Hem devletimize destek olacağız, hem de Vali Bey’i yemeğe davet edip, neredeyse engellilere destek olması için yalvaracağız. Kim, kimi yemeğe davet etmeliydi acaba? “Paralimpik

Bilindiği gibi Gençlik ve Spor Bakanlığına Sayın Ömer Aşkın Bak getirildi. Kendisine bir kez de buradan başarılar diliyor, Türk sporu ile ilgili yapacağı çalışmaların başarıya ulaşması için, bizlerde elimizden geleni yapacağımızı tekrar ediyoruz.
Sayın bakanımız Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Olimpiyatlara ev sahipliği yapma arzusu hep içimizde var. İnşallah bunu gerçekleştireceğiz, çünkü bu ülkeye Olimpiyat yakışır.” Daha sonraki bölümde, “Ev sahipliğini kazanamadık ama inşallah Türkiye 2020 Olimpiyatları’nda ortaya koyacağı performansla güzel bir netice elde edecek diye” devam etti.
Sayın Bakanım, sizin sporun içinden geldiğinizi yakinen biliyoruz. Ancak belki bu konuda bir bilgi eksikliği var, artık Dünya’da Olimpiyat Oyunları diye bir şey yok. Organizasyonun adı, örneğin 2020 Tokyo Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’dır.
2001 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi ile Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin yaptığı bir anlaşmaya göre, o tarihten itibaren Dünya’da herhangi bir kentte Olimpiyat Oyunları yapılırsa en geç 3 hafta sonrada Paralimpik Oyunları yapılmak mecburiyetinde. Yani bir başka ifade ile herhangi bir kent “Ben sadece Olimpiyat Oyunları’nı yapacağım”

Geçtiğimiz hafta sonu, Kore Milli Paralimpik Komitesi Başkanı LEE MYUNG-HO ile Tanıtım Müdürleri KİM BYUNG-İN İstanbul’da misafirimiz oldular.
Yaptığımız görüşmelerde, bir takım konularda anlaştık. Bu arada Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin 2008 yılından itibaren dünyada ilk defa uygulamaya koyduğu Uluslararası Paralimpik Gençlik Kampları, 2012 yılında zamanın Türk sporuna zarar veren Bakanı tarafından, ‘Gerek yok’ demesi ile sona ermişti.
Engelliler sporunda ülkemizden çok daha ileride olan Kore Milli Paralimpik Komitesi, bu kampımızı örnek alarak, 2015’ten itibaren uluslararası engelli sporcular kamplarını yapmaya başlamış. Kendileri ile geleceğe ait konuları konuşurken, bir yönümüzü hep gizledik. Zira, onların devlet tarafından tahsis edilen bütçesi 50 milyon dolarken, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin devlet tarafından tahsis edilen bütçesi sıfır.
4 Ocak 2017’de, sevgili Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç’ın, Spor Toto Başkanına yanımızda verdirdiği talimata rağmen, aradan geçen 7 ayda hiç ses çıkmadı. Ama buna rağmen Türkiye Milli Paralimpik Komitesi, kendi olanakları ile önümüzdeki yıldan itibaren Kore Milli Paralimpik Komitesi ile birlikte müşterek projelere

Sporda söz sahibi olan bazı arkadaşlarımız, dostlarımız ve yetkililerimiz inansalar da inanmasalar da İstanbul’da Olimpiyat yapmanın ön şartı Paralimpik Oyunlarının organizasyonu. Bunun için de yalnız kurulacak Olimpiyat Köyü’nde engellilere uygun tesislerin yapılması değil, bir dizi koşullar var. Bunların başında İstanbul şehir içi engelliler ulaşımının aksaksız olması, spor tesislerinin ve otellerin de buna uygun olması. Bunun yanı sıra Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin tüm engelli paralimpik spor branşlarında faaliyet göstermesini sağlaması ve ülke genelinde “Paralimpik Oyunları”nın ne olduğunun insanlarımıza anlatılması.
Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin geçtiğimiz hafta yapılan yönetim kurulu toplantısında, 2009’da yapılacak olan (IPC) Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin Genel Kurul organizasyonuna talip olması tartışıldı. Dünyanın birçok ülkesinden yaklaşık 350 delegenin katılacağı Genel Kurul’un, İstanbul’da daha bir süre yapılamayacağı bu vesile ile ortaya çıktı. En büyük neden ise; böyle bir organizasyonu yapacak olan kentte Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin şartı olarak, 4-5 yıldızlı aynı otelde en az 30-35 engelli insana uygun odanın hazır bulundurulması

27 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında Paris’te yapılan Atletizm Grand Prix Uluslararası Turnuva’da, Türkiye Şampiyonası’nda yapılan klasifikasyonların nasıl yanlış olduğunu ve zor durumda kaldığımızı daha önce yazmıştık. Çünkü, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nda atletizm ile ilgili bir klasifikasyoncu yok. Bugüne kadar kimseyi yetiştirmediler. Her konuyu bilen Prof. Dr. Nevin Ergun’un yaptığı klasifikasyonlarla, ülkemiz uluslararası camiada komik duruma düşürüldü.
Yeni bir haber de, Berlin’de yapılan yüzme yarışmalarından. 2 yıldır annesinin mücadele ettiği yüzücümüz Nil Şahin, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu tarafından, yani bu profesör hanım tarafından F8 olarak değerlendirildi. İtirazlara rağmen değişmedi, sanki bu profesör hanım yüzücü klasifikasyonundan anlarmış gibi. Kendisinin tek yetkili olduğu konu tekerlekli sandalye sporlarıdır. Berlin’de yapılan ölçümlerde ise bu sporcu kızımızın klasifikasyonu F7 olarak tescil edildi.
Bu arada Berlin’de, yine Türkiye’yi bazı insanlar alay mevzu yaptılar. Konulardan bir tanesi, Nil Şahin’in IPC’ye gönderilen uluslararası lisans formunda sınıfı 78 olarak yazılmış. Oradaki yetkililer Dünya’da ilk defa böyle bir şey