Aşağıdaki yazı 31 Mayıs 2008 tarihinde bu sütunlarda yayınlanmıştır. Aradan geçen yaklaşık 10 yıllık sürede o gün yazdıklarımız ile ilgili neler değişti, siz okuyucularımızın takdirlerine bırakıyoruz...
“12 senedir engelli sporunun içindeyim. Amacımız belli. Bu ülkede engelli sporunun da var olduğunu duyurmak, desteklemek, gelişmesini sağlamaya çalışmak... Ve eğer İstanbul’da bir gün Olimpiyat yapılacaksa buna katkıda bulunmak. Burada yaptıklarımı anlatacak değilim. Ancak görüyorum ki bu geçen süre içinde, birçok insana da rahatsızlık verdik. Spordan sorumlu bir genel müdür “Bunlar da sakat, sporu dandik” dedi. Eleştirdik, sesimizi yükselttik. Bir Spor Bakanımız zamanında “Milli Paralimpik Komitesi de neymiş” dediğinde en ağır eleştirileri bizden duydu. Bir başka spor yetkilisi “Yavuz Kocaömer yalancıdır” dedi, televizyonda canlı yayına çıkartıp özür dilettik. Bir ilin Milli Eğitim Müdürü “Vali Bey’i bir yemeğe davet et de bu konularda ikna edelim” dedi, valiyi de, eğitim müdürünü de sildik kafamızdan. Hem devletimize destek olacağız, hem de Vali Bey’i yemeğe davet edip, neredeyse engellilere destek olması için yalvaracağız. Kim, kimi yemeğe davet etmeliydi acaba? “Paralimpik olmadan Olimpiyat yapamayız” dedik. Spor cahilleri “Ne diyor bu adam?” dediler. Yolumuzu kesmeye çalıştılar. Nasihat aldılar.
GSGM...
T.C. Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün çağın gerisinde kalmış bir mensubu “Sakatların sporu sosyal sorumluluktur” dedi, kendisine “Şair Eşref’i hatırlattık. Şimdilerde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün engelliler sporu konusunda desteği var. Ama sadece Genel Müdür Mehmet Atalay ve birkaç kişinin. Diğer yetkililer hâlâ engelliler sporunu “Sakatın dandik oyunu” zannediyor. Eleştirir miyiz? Hem de sonuna kadar. Karşı da çıkarız. Ama görüyoruz ki bizden rahatsız oluyorlar. Peki bu olumsuzluklar geçer mi? Geçer! Ne zaman? Sporun sadece futbol olmadığını, engelliler sporunun da rehabilitasyon dışında ciddi uluslararası bir performans sporu olduğunu anladığımız ve bu ülkede spor siyaset tarafından yönlendirilmediği zaman. Bu süre içinde de “GEÇİÇİ OLARAK VERECEĞİMİZ RAHATSIZLIKDAN DOLAYI ÖZÜR DİLERİZ”.
NOT: 30 Temmuz tarihli “Hoş geldiniz Sayın Bakanım” başlıklı yazımızda Gençlik ve Spor Bakanımızın adı sehven “Sayın Ömer Aşkın Bak” olarak yazılmıştır. Doğrusu Sayın Osman Aşkın Bak olacaktır. Düzeltir, bu yanlışlıktan dolayı özür dileriz.