Yavuz Kocaömer

Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu tarafından yüzme branşında, Milli Takım Hazırlık ve Gelişim Kampının 18-28 Temmuz tarihleri arasında İzmir’de yapılacağı ilan ediliyor. Sporcular ve aileleri, 15 görme engelli sporcunun katılacağı bu kampın yapılacağı bildirilen otele gittiklerinde büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Nedeni ise; bu otelin sporculara verilen odaları eskilerin tabiri ile ‘köpek bağlasan durmaz’ cinsinden. Bu konudaki fotoğrafları yarın Posta Gazetesi’ndeki köşemizde görür, sizler karar verirsiniz.

Bunun yanında; 7 tane bayan görme engelli sporcunun olacağı kampta, kampın başlama tarihi olan 18 Temmuz’dan önce, 23 Temmuz’a kadar ve daha sonrasında 1 bayan antrenör ya da eğitmen yok. Bir düşünün, genç kızlık çağındaki bu görme engelli sporcularımızın özel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağı, yanlarında kimin bulunacağı düşünülmemiş.

Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu’nun ilk yaptığı abuk sabukluk bu değil. Daha neler gördük, duyduk. Kampta bir tek Milli Takım antrenörü Çetin Koçak var. Olayların Gençlik ve Spor Bakanlığı’na intikal etmesi üzerine, bu konularda çok duyarlı olduğunu daha önceden de bildiğimiz Sevgili Hamza Yerlikaya gereken önlemlerin alınması için

Son yıllarda çeşitli engel gruplarında ve sporlarında, sporcularımızın gösterdiği gelişme hiç de küçümsenmeyecek boyutta. Burada ilgili spor kulüplerimize ve antrenörlerimize tekrar teşekkür ediyoruz. Ancak altyapıdan sporcu yetiştirme konusunda kulüplerimiz belki de maddi imkansızlık yüzünden herhangi bir girişimde bulunmuyorlar. Bu da doğal olarak bundan sonraki senelerde, uluslararası müsabakalarda engelli sporcularımızın yaşlanması ya da sporu bırakması dolayısıyla zorlu günler yaşayacağımızı gösteriyor.

Bir ara Galatasaray Spor Kulübü’nde böyle bir çalışma vardı, sonra hiçbir ses çıkmadı. Bu arada geçen hafta duyduğumuz bir habere göre, bir Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi’nin, tekerlekli sandalye basketbol takımına “Önümüzdeki sene şampiyon olmasanız da olur, hatta küme düşseniz bile önemli değil, gitsinler başka yerde rehabilite olsunlar” şeklinde bir söylemde bulunduğu iddia ediliyor. Eğer bu doğru ise bu delikanlı, Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi ortaya çıkar, ismini söyler, ondan sonra da bizden gerekli cevabı alır.

Tabii ki Galatasaray’ın kulüp olarak çok borcu var. Ancak ‘Engelsiz Aslanlar’ bu kulübe bugünkü Yönetim Kurulu’ndan birçok üyenin, hatta belki de Başkanı’nın

Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarafından göreve getirilen Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’na bir kez de buradan başarılar diliyoruz. Türk sporunu bugün içinde bulunduğu durumdan kurtarması konusunda Allah yardımcısı olsun.
Bugüne kadar son 19 yıllık süreçte şimdiki bakanımız; birlikte çalışacağımız 10. Spor Bakanımız olacak. Bugüne kadar Türk sporunu çok zor durumlara düşüren (bir tanesi hariç) tüm bakanlarımız ile iyi ilişkiler içerisinde çalıştık. Engelliler sporu konusunda, en büyük hizmeti veren Sayın Mehmet Ali Şahin’in ise her zaman gönüllerimizdeki yeri ayrıdır.
Konumuz engelliler sporu olduğuna göre, yeni bakanımızdan ilk ricamız, engelli spor federasyonlarımızı özellikle inceleme altına almasıdır. Bu konuda maalesef bugüne kadar Spor Genel Müdürlüğü’nün çabalarının ve girişimlerinin olumlu sonuç verdiğini söyleyemeyiz.
Bu federasyonlarımızın başında da Görme Engelliler Spor Federasyonu gelmektedir. Buradaki yolsuzlukları defalarca köşelerimizde yazdık ve belgeleri ile ispata hazırız. Konu ile ilgili Spor Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu da henüz bir karara varmış değildir. Bu konuda federasyonda yaşananların açığa çıkması için elimizdeki delilleri paylaşmaya ve her

3 Temmuz 2018 tarihinde Hıncal Abi (Uluç) köşesinde (Vay benim ‘Tespih’im!.) başlıklı bir yazı yazdı. ‘Mutluluk diye bir şey yoktur. Mutluluk sadece bir laftır. Mutluluk hissettiğin anlar 5 ya da 10 dakikadır. Kalıcı mutluluk yoktur.’
Bu sözler psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Arif Verimli’ye ait. Milliyet Pazar’daki söyleşide Buket Aydın’a söylemiş...
Aklıma hemen Rahmetli Metin Abi (Oktay) geldi. Futbolu bıraktıktan sonra yaklaşık 10-12 sene Metin Ağabey ile İstanbul gecelerinde hep beraberdik. Onun futbolculuğunu tartışmaya benim gibi birçok insanın da zaten futbol bilgisi yetmez.
Ancak, onun ötesinde Metin Ağabeyin insanlığı, tanıdığım çok az insanda vardı. Kendisiyle birlikte çok şeyler yaşadım. Kendisinden çok şey öğrendim ve bazı konularda örnek aldım.
Beraber olduğumuz zamanlarda bana sıkça ‘Yavuzzzz mutluluk diye bir şey yoktur, mutlu anlar vardır. Onları yaşayalım’ derdi. Kalbinin yumuşaklığını, içindeki insan sevgisini yazmaya bu sütunlar yetmez.
Yine bir gece, bir eğlence merkezinde tesadüfen aynı zamanda tuvalete gittik. Çıkışta, tuvalette oturan hanıma o günlerin iki asgari ücret tutarı kadar para verdiğini gördüğümde ‘Ne yapıyorsun?’ dedim tuvaletten çıktıktan

Geçen hafta bu sütunlardaki yazımıza istinaden Görme Engelliler Erkek Goalball Milli Takımı Antrenörü bir mesaj göndermiş ve ‘Bahsettiğiniz sporcular tarafımdan Milli Takıma çağrılmışlardır’ demiştir.

Zafer Adem doğru söylüyor yazının hazırlanması sırasında bir yanlışlık yapıldı.

Ancak, Zafer Bey daha önce şampiyonluklara imza atmış Görme Engelliler Erkek Goalball Milli Takımımızın oyuncularına kendisinin de başkanı olan Hasan Sayyıdan’ın oğlunun ‘Sizi bir daha milli takıma almam, v.s.’ gibi tehditlerle oyunculardan paralar aldığını ve bu paraları da annesinin, yani Hasan Sayyıdan’ın eşinin hesabına gönderdiğini de her halde biliyordur.

Daha sonra bu iş ortaya çıkınca, hemen bu sporculara paraları geri iade edilmiş ve kendilerine ‘Sakın bunların size bugün verildiğini söylemeyin. Borç vermiştik, geri aldık dersiniz’ denmiştir.

Bizim hiç kimseyle kişisel bir sorunumuz yok. Önemli olan, ilgilendiğimiz engelliler sporu konusundaki bu tipyolsuzlukları ve yasa dışı işlemleri kamuoyuna duyurmak, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın dikkatini çekerek bu konuda biraz daha süratli davranılmasını dilemekten ibarettir.

Herhalde Zafer Hoca, eski Erkek Goalball Milli Takımı sporcularının bu konuda çektiği

3-8 Haziran 2018 tarihleri arasında İsveç’in Malmö şehrinde yapılan Dünya Goalball Şampiyonası’nda Görme Engelliler Bayan Goalball Milli Takımımız Dünya 2.’si olarak 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’na kotasını almıştır. Başarılarının devamını diliyoruz.

Görme Engelliler Erkek Goalball Milli Takımımız ise gruplardan çıkamayarak, 10.’luk derecesine ancak ulaşabilmiştir. Bu da Sayyıdan federasyonunun, Erkek Goalball Milli Takımının sporcularını Milli Takıma almayışı ve mazeretleri dolayısıyla da Disiplin Kurulu’na sevk etmesinden kaynaklanmaktadır. Disiplin Kurulu sporcuları suçsuz bulmuş, ancak belki de spor hukuku tarihinde ilk defa bir federasyon Tahkim Kurulu’na başvurmuş, Tahkim Kurulu da bu kararı bozup, cezalandırılmaları gerektiğini söylemiştir. Umarız bu karar yeniden düzeltilir.

Bunun yanı sıra diğer paralimpik spor branşımız olan futbolda, daha önceki başarılarına bakarak kesin favori görülen Milli Takımımız, İspanya’nın Madrid kentinde 7-17 Haziran 2018 tarihleri arasında yapılan Dünya Şampiyonası’nda gruplardan çıkamayarak 13’üncülüğü elde etmiş bulunmaktadır.

Ayrıca gelen bilgilere göre Sayyıdan ailesi, kızına ve torununa gri pasaport çıkararak ailece bu yarışmalara

Bu başlıkla çıkan yazımızı 14 Kasım 2009 tarihinde bu sütunlarda yazmışız. Uluslararası Paralimpik Komitesi, Uluslararası Engelsiz Spor Federasyonları ile görüşmelerini büyük ölçüde tamamladı. Öncelikle bizi ilgilendiren, engelli sporlarından masa tenisi, atletizm, halter, atıcılık ve yüzme branşları, Bedensel ve Görme Engelliler Spor Federasyonları’ndan ayrılarak, ilgili ‘Engelsiz Spor Federasyonu’na bağlanacak. Bu konuda Uluslararası Paralimpik Komitesi (IPC) ile ilgili federasyonların anlaşmaları tamamlandı.
Bizce yapılması gereken; Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ve ilgili federasyonların bir araya gelerek yapılacak düzenlemeleri hayata geçirmeleri.
Aradan geçen yaklaşık 9 sene içinde birkaç ana federasyonun çalışmaları hariç, bu konuda herhangi bir gelişme olmadı. Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun başında olan kişi, çok şeyi bildiğini söyleyen, ama işine gelmediği için ‘Yavuz Kocaömer bu spor dallarını ana federasyonlara bağlamak istiyor’ diyebilen bir kişi.
Spor Genel Müdürlüğü tarafında ise Murat Kocakaya’nın çabaları dışında, özellikle ana federasyonlarla görüşülerek henüz bir ilerleme sağlanamadı.
9 sene sonra

Hepimizin bildiği gibi Fenerbahçe’nin son genel kurulunda Ali Koç sarı-lacivertli kulübün 37. başkanı oldu. Bu zorlu ve bir o kadar gurur veren yolculukta kendisine başarılar diliyoruz.
Sevgili Aziz Yıldırım ile birkaç defa tekerlekli sandalye basketbolundan başlamak üzere Fenerbahçe’nin de engelliler sporuna girmesini konuşmuştuk. O sert görünümünün altında çok hassas ve duygusal olan sevgili Aziz Yıldırım’ı tekerlekli sandalye basketbolunun bir rehabilitasyon veya sosyal sorumluluk olmadığına, bunun gerçek bir spor branşı olduğuna inandırmak çok zordu.
2003’te Serdar Bilgili ile Beşiktaş’ta, 2005’te Rahmetli Özhan Canaydın ile Galatasaray’da bu branşlar kuruldu. Ve bu takımlar defalarca Türkiye, Avrupa ve Dünya Şampiyonu oldular.
Bu branşın Fenerbahçe’ye de çok yakışacağını söyledik. Bir akşam yemeğinde Nihat Özdemir ve Necil Ülgen ile birlikte bu konuları konuştuk. Ben Aziz Başkanın ikna olacağına ümitlenmiştim; hatta şunu söyledim: “Ben Galatasaraylıyım. Yeter ki siz karar verin, eğer isterseniz Galatasaraylı olmama rağmen gelir bir sene süreyle şube kaptanlığını da yaparım” dedim. Ancak bu konuşmamız 2011 Haziran ayında idi. Daha sonra 3 Temmuz olayları çıkınca konu