İş bilmemek

19 Ekim 2002


<#comment>Daha önce de bu sütunlarda yazdık. 2001 Dünya İşitme Engelliler Oyunları’nda şampiyon olan üç güreşçimize hak ettikleri ödüller verilmedi. Kendileri, 26 Ekim 2001 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan "Ödül Yönetmeliği"nin (f) maddesine göre sadece 15 Cumhuriyet altını ile ödüllendirildi.
Bunu yazdık, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün ilgili birimleri "Bizim hatamız yok" dediler.
Gerçek şöyledir :
13 Aralık 2000 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan "Ödül Yönetmeliği"nde Uluslararası İşitme Engelliler Spor Federasyonu’nca düzenlenecek Dünya Şampiyonası’nda, Avrupa şampiyonalarında derece alacak sporculara verilecek ödül, Dünya şampiyonalarında birinci olanlara 600 adet, Avrupa birincilerine ise 350 adet şeklinde belirlenmiştir.
2001 yılında yapılan değişiklikte edindiğimiz bilgilere göre, bu konuları çok iyi bildiğini zanneden Genel Müdürlük ilgili birimleri, yönetmeliğe bir de (f) maddesi ilave ederek burada "Engelliler Dünya ve Avrupa Oyunları Müsabakaları’nda derece olan sporculardan birinci olanlara 15 cumhuriyet altını verilir" demiştir.
İşitme Engellilerin Dünya şampiyonaları, Olimpiyatları, Avrupa şampiyonaları gibi yarışmalar, "Oyunlar"

Yazının Devamı

Antrenör sporcu ilişkisi

12 Ekim 2002


<#comment>Süreyya Ayhan’ın antrenörü Yücel Kop ile olan ilişkisi uzun süre kamuoyunu meşgul etti. Köşe yazarları tarafından yapılan yorumlar genelde olumsuz idi. Bize göre de evli bir insanın bir ilişkiye girmesi çok da alkışlanacak bir davranış değildi. Ancak bazı yazarlarımız konuyu abartarak, bilmeden Türk sporuna zarar verdiler. Bundan sonra, anne ve babalar olarak "çocuklarımızı küçük yaşta antrenörlere nasıl teslim edeceğiz"e kadar işi götürdüler. Oysa Süreyya’nın durumu bir istisna idi.
Yalnız sporda mı ? Okullarda öğretmenlerine aşık olan öğrenciler, öğrencilerine aşık olan öğretmenler yok mu ? iş yerlerinde sekreterleriyle ilişkiye giren yöneticilere ne demeli ? Eğer bu mantıkla gidersek, o zaman çocuklarımızı okula da göndermeyelim, hatta çalışmalarına da izin vermeyelim. Bu doğrudan doğruya kişisel ve her konuda, her yerde rastlanan bir olaydır. Bir ölçüde kişisel karardır. Bunu genelleştirip, konuyu anababalara "çocuklarınızı antrenörlere teslim etmeyin" demeye kadar vardırmak, zaten iyi durumda olmayan sporumuza vurulan bir darbedir.
Konu atletizm olduğuna göre, bizimde en iyi bildiğimiz ülke Almanya olduğu için küçük bir araştırma yaptık. Almanların

Yazının Devamı

12 Dev Adam

5 Ekim 2002


<#comment>Nerde kalmıştık... Geçen hafta 22 Yaş Altı Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımımız’ın ilk defa katıldığı Avrupa şampiyonasında ikinci olduğunu duyurmuştuk.
Bu 12 Tekerlekli Sandalyeli basketbolcumuz boyları 2 metre olduğu için değil, yüreklerinden dolayı "12 Dev Adamödır. Çok zor koşullarda hazırlandıkları bir şampiyonada yıllardan beri çalışan ve her türlü olanağa sahip Avrupa devlerini, İngiltere hariç yendikleri için "12 Dev Adamödırlar.
Almanya’da yaşayan bir tekerlekli sandalyeli Türk basketbolcunun sandalyesini ödünç alarak, şampiyona sonuna kadar maçlara çıkıp kazandıkları için "12 Dev Adamödırlar.
İspanya, Fransa, Almanya gibi basketbolda ileri ülkelerin teknik adamlarına şapka çıkarttırdıkları için, bir yandan engelleriyle uğraşıp, bir yandan ülkemizi en iyi şekilde temsil ettikleri için "12 Dev Adam" olmaya layıktırlar.
Şampiyonanın ilk üç gününü birlikte izledik. Dikkatimizi çeken bir husus açılış ve kapanış törenlerinde Almanya Basketbol Federasyonu Asbaşkanı’nın hazır bulunması, ödül töreninde ödülleri vermesiydi. Bugün artık dünyada, tüm batılı ülkelerde yürüyen basketbol federasyonları, Tekerlekli Sandalye Federasyonları ile

Yazının Devamı

Sağolun çocuklar

28 Eylül 2002


<#comment>Yaklaşık 25 yıldır Almanya’da yaşıyorum. İşlerim icabı, bu sürenin yarısına yakın kısmını Türkiye’de geçiriyorum. Tam bir gurbetçi olmamama rağmen Almanya’da yaşamak, orada yaşayan insanlarımızın hissettiklerine ortak olmak bambaşka bir duygu. Onun içindir ki, takımlarımızın yurt dışında yaptığı maçlarda, hangi kulübü tutarsa tutsun, Türk seyircileri hep bir arada görüyorsunuz.
Hafta başında Frankfurt’ta, Avrupa Tekerlekli Sandalye 22 Yaş Altı Şampiyonası başladı. Turnuvanın ilk maçı Türkiye ile Almanya arasında idi. Hani şu Engelliler Spor Federasyonu’nu 1948 yılında kuran Almanya.
Bir gece evvel Milli Takımımız’ın kamp yaptığı otelde teknik menejerimize "Yarın ki maçta şansımız nedir ?" dedim. "Moral bozmak istemiyorum ama yüzde sıfır" dedi. Sonra tüm engellerine rağmen, aslan yürekli 12 gerçek dev adamımız sahada harikalar yarattı ve o mağrur tavırlarıyla "Biz Almanyayız" diyen Alman gençlerini sahadan sildi: 54 - 45
Maç sırasında, civardaki okullardan gelen öğrencilerin bir bölümü Türkler’den oluşuyordu. 10 ile 15 yaşındaki çocuklarımızın sesi kısılırcasına, maç boyunca; "TüRKiYE - TüRKiYE" diye o salonu nasıl inlettiklerini yaşamanız gerekirdi.

Yazının Devamı

Sizi seviyoruz Sayın Bakanım!

14 Eylül 2002


<#comment>Tarih: 5 Eylül Perşembe 2002
Yer: Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Erdoğan Toprak’ın makamı.
Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Haluk Ulusoy şöyle diyor; "Keşke yıllar önce göreve gelmiş olsaydınız. Ricalarınız benim için emirdir. Saygısızlık yapmadık. Sadece eski Bakanımız ve Genel Müdürlüğümüzle sevgi bağımız yoktu. Sizleri çok seviyoruz."
Tarih: 5 Eylül Perşembe 2002
Fanatik Gazetesi Haber Müdürü Hakan Can, Bakan Erdoğan Toprak ile telefon da konuşuyor. Bakan kendisine, Sağırlar Milli Futbol Takımı’nın sorunlarının halledildiğini söylüyor.
Hakan Can’ın Bakan’a cevabı; "Hiç kimseye, hiçbir Bakan’a böyle konuşmadım Sayın Bakanım. Sizi seviyorum."

Yazının Devamı

Ödül yönetmeliği (II)

7 Eylül 2002


<#comment>Dünyada Paralimpiklere, görme, bedensel ve zihinsel engelli sporcular katılır. Sadece sağırlara mahsus olmak üzere CISS (Dünya Sağırlar Federasyonu) tarafından dünya şampiyonaları organize edilir. Bu dünya şampiyonalarının adı DEAFLMPIC GEAMS’dir. Yani Sağır Olimpiyat Oyunları, diğer olimpiyatlar gibi 4 yılda bir yazın yapılır. Adı da WORLD SUMMER GEAMS OF THE DEAF, yani Sağırlar Yaz Oyunları’dır.
İşte bu inceliği bilmeyen Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün ilgili birimi, böyle bir yönetmelik yayınlayarak eşitlik prensibini bozmuştur.
Örneğin; 2005 yılında Melbourne’de yapılacak oyunların adı DEAFLYMPIC GEAMS’dir. Bir başka ifade ile dünyada Uluslararası Sağırlar Spor Federasyonu tarafından organize edilen bir başka yaz oyunları yoktur. Dört senede bir yapılır, adı da yukarıda belirtildiği gibi Olimpiyat Oyunları’dır. Uluslararası Paralimpik Komitesi, görme engelliler, bedensel engelliler ve zihinsel engelliler için ne ise, CISS’de işitme engelliler için odur.
2001 yılında yapılan 20. Dünya Sağırlar Olimpik Oyunları’nda üç güreşçimiz şampiyon, iki güreşçimiz ise bronz madalya almıştır. Yukarıda belirtilen yönetmeliğe göre de şampiyonlara 15 altın

Yazının Devamı

Ödül yönetmeliği (1)

31 Ağustos 2002


<#comment>2000 yılının aralık ayına kadar ülkemizde insan haklarına yakışmayan bir ödül yönetmeliği mevcut idi. Buna göre; söz gelişi Olimpiyat Şampiyonu bir güreşçi 300 Cumhuriyet Altını ile ödüllendirilirken, Sağırlar Olimpiyatları’nda şampiyon olan bir engelli sporcu sadece 75 Cumhuriyet Altını alabiliyordu.
"Sakatın da sporu mu olurmuş" diyen seviyesi tartışılır bir spor yöneticiliği zihniyetine sahip insanların, kaleme alıp, yönetmelik olarak Resmi Gazete’de yayınladıkları bu genelge, 13 Aralık 2000 tarihli Resmi Gazete’de yeniden düzenlendirilerek engelli ve engelsiz sporcular eşit tutuldu.
Bu yönetmeliğe göre, Uluslararası İşitme Engelliler Spor Federasyonunca düzenlenecek Dünya Şampiyonası’nda derece alanlara da engelsiz Dünya Şampiyonaları’nda derece alan sporculara verilen ödülün verilmesi öngörülüyordu. Aynı kural İşitme Engelli Avrupa Spor Federasyonunca düzenlenecek Avrupa Şampiyonaları’nda derece alanlar içinde geçerli idi.
Artık her şeyin yoluna girdiği ve işitme engelli sporcuların da diğer engelli sporcular gibi eşitlik hakkına sahip olduğunu tescil edilmişti. Gelin görün ki, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün ilgili birimlerinin, engelliler

Yazının Devamı

Türkiye’de neler oluyor?

24 Ağustos 2002


<#comment>3 - 13 Temmuz 2002 tarihleri arasında, Güney Kore’nin Seul kentinde yapılan bedensel engelliler atıcılık dalında, Türkiye olarak ilk defa iki sporcumuzla katıldık. Bunlardan Üsteğmen Korhan Yamaç, 50 metre tabanca dalında, 49 sporcu arasında 8. olarak final atışlarına kaldı ve dünya 7. oldu. Ayrıca 10 metre havalı tabanca atışlarında dünya 12.’liğini elde etti.
Şampiyona sırasında yabancı ekiplerin yetkilileri hep şu soruyu soruyorlardı; "Türkiye’de neler oluyor? Nereden çıktı bedensel engelli Türk atıcıları? Bugüne kadar böyle birşey yoktu..."
Evet Türkiye’de bedensel engelliler sporunda daha doğrusu engelliler sporunda hızla bir şeyler oluyor. Bedensel Engelliler Spor Federasyonu bu yıl ilk defa Fransa’da yapılan Dünya Bedensel Engelliler Atletizm Şampiyonası’na iki sporcu ile katılırken, yine bir imza atarak geçtiğimiz ay Karabük’te Bedensel Engelliler 1. Türkiye Okçuluk Şampiyonası’nı organize etti. Bunda genç ve dinamik Federasyon Başkanı Demirhan Şerefhan’ın rolü çok büyük. Kulaklarını her türlü dedikoduya tıkayarak görevini yapan ve kendini engelliler sporuna adamış bir genç.
Ancak en büyük destekçisi de Gençlik ve Spor Genel Müdürü Kemal Mutlu.

Yazının Devamı