Peşin ödül

14 Aralık 2002


<#comment>Önceki hafta Başbakanlık’ta düzenlenen bir törenle, uluslararası müsabakalarda başarılı olan sporcu, antrenör ve kulüplere ödülleri verildi. Bu tören sırasında Başbakan Abdullah Gül’e de "Altın spor ödülü" verildi. Ödül, bir başarı karşılığında verilen armağan, mükafat demek olduğuna göre, Sayın Başbakan’ın bu ödüle hangi nedenlerle layık görüldüğü sorusu akıllara geldi.
Tahminimize göre, Spordan Sorumlu Bakanlığı da üstlenen Mehmet Ali Şahin, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından yanlış yönlendirilmişti. Bakanlık görevine yeni başlayan ve sporun yanında önemli konulardan da sorumlu olan Mehmet Ali Şahin, belki de konulara henüz tam vakıf olmadığından ister istemez bu yanlışa ortak olmuştu. Nitekim Başbakan Gül ödülü aldıktan sonra, her zaman ki kibar ve sevecen tavrıyla şunları söyledi: "İlk ödülü hiçbir iş yapmadan alıyoruz. Bu bize olan güveni gösteriyor. Bunu başarılı sporcularımız adına alıyorum."
İşte ülkemizde Geçlik ve Spor Teşkilatı’nın bir yanlış uygulaması daha. Ancak, inanıyoruz ki, gerek Başbakanımız, gerekse Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanımız bu tip ucuz oyunlara gelmeyerek en kısa zamanda spor teşkilatını yakından inceleme ve tanıma

Yazının Devamı

Milli Paralimpik Komitesi

7 Aralık 2002


<#comment>14 Aralık 2002 tarihinde, Mart ayında kurulan Milli Paralimpik Komitesi’nin ilk genel kurulu yapılacak. Şimdi kafalarda dolaşan soru, burada kimin başkan olacağı... Hemen meraklılarına belirtelim; Yavuz Kocaömer, Milli Paralimpik Komitesi’nin başkanlığına aday olmayacaktır ve bu başkanlığı yapmayacaktır. Gerekçesi ise çok basittir:
Engelliler sporuna lafla destek olan, hatta hiç destek olmayan, görevleri icabı bu komitenin kurucu üyesi olan insanlarla birlikte çalışmayacaktır. Sağda solda, "Kocaömer’in amacı Milli Paralimpik Komitesi Başkanı olmak" diyenlere de duyurulur.
Şimdi yapılacak iş, böyle atıp tutanlara, Türk sporunu idare ettiklerini zannedenlere kalmıştır. Çıkarırsınız adayınızı, genel kurulda seçilir, ondan sonra Milli Paralimpik Komitesi süratle çağımıza uygun bir şekilde gelişir ve bir yandan İstanbul’da bir gün yapılması düşünülen olimpiyatlara destek olur, öte yandan da bu geçecek süre içinde yapılacak olan Paralimpikler’e sporcularımızın katılmasını sağlar ve yurtdışında Türkiye’yi layıkıyla temsil eder.
Türk sporu artık gizli kapıların ardında yapılan pazarlıkların döndüğü bir ortamdan çıkmak zorundadır. Kişilerle uğraşmak yerine,

Yazının Devamı

Sayın Mehmet Ali Şahin’e Açık Mektup (2)

1 Aralık 2002


<#comment>Sayın Bakanım, dün yazdıklarımız aklımıza ilk planda gelen en önemli sorular. Bütün bunların yanı sıra, özellikle engelli sporunun gelişmesi ve engelli insanlarımıza katkıda bulunmak için de hem mevcut federasyonların yeniden yapılandırılması, hem de Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün bu sporlara bakış açısının geliştirilmesi gerekmektedir.
Türk sporu son dört - beş yıl içinde her ne kadar birtakım başarılara imza atıldıysa da, maalesef batılı seviyelere çıkacak gelişmeden uzak kalmıştır. Bunun başlıca nedeni sizden önceki Bakan Fikret Ünlü’nün politik nedenlerle Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nü yeniden yapılandırmaktan kaçınmasından kaynaklanmıştır. Sorulacak hesaplar, yeniden yapılanmalar hep tatlı vaadlerde ve Sidney ve Akdeniz Olimpiyatları’nda alınan başarısız sonuçlardan sonra verilen demeçlerle sınırlı kalmıştır.
Bir başka araştırılması gereken husus da internette resmi yayın sitesi olan www.sporum.gov.tr’nin şu andaki durumudur. Acaba bu web sitesi devletimize kaça mal olmaktadır?
Sayın Bakanım, bu satırların yazarı profesyonel gazeteci değildir. Engelli sporu ve eğitimi konusunda çaba gösteren bir sivil toplum örgütünün başkanıdır ve Türk

Yazının Devamı

Almanya ile ilişkiler

23 Kasım 2002


<#comment>Geçtiğimiz haftalarda Düsseldorf’daki Rehabilitasyon Fuarı sırasında, Almanya Tekerlekli Sandalye Sporları Federasyon Başkanı Ulf Mehrens’la birlikte olduk. Kendisi yıllardır tekerlekli sandalye sporunun içinde olan ve kendisi engelli olmayan, iki metrenin üzerinde boya sahip bir basketbolcü.
Bugüne kadar engelliler sporu ile ilgili Türkiye’de yapılan her yeniliğin altında imzası var. Ama engelliler spor kamuoyu kendisini pek tanımaz. Türkiye’ye gönderilen antrenör hocaları, yapılan seminerlere malzeme katkısı, Almanya’da "ikinci tekerlekli sandalyeni Türkiye’ye ver" kampanyasını başlatması hep onun fikri ve eserleridir. Ancak bu görüşmemizde Ulf’u biraz üzgün gördük. Zira o tekerlekli sandalye sporlarını desteklediği ülkenin genç milli takımına, kendi milli takımı bir süre önce Avrupa Şampiyonası’nda yenildi. Ama öte yandan da "Ben geçen sene Türkiye’de iken söylemiştim. Türkler tekerlekli sandalye basketbolunda önemli ilerlemeler kaydediyor. Türkler geliyor. Ama bu kadar çabuk geleceklerini de tahmin etmemiştim" demekten de geri kalmadı.
Bu arada Ulf Mehrens, şubat sonunda Hamburg’da yapılacak Avrupa Bayanlar Tekerlekli Sandalye Basketbol şampiyonasına

Yazının Devamı

Spor Bakanlığı

16 Kasım 2002


<#comment>Geçen hafta "Arena" programında Uğur Dündar’ın konuğu olan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, bakanlık sayısının azaltılacağını, devlet bakanlıklarının Başbakan Yardımcısı pozisyonunda üçe indirileceğini ve bu bakanların "Takip Bakanlığı" olacağını söyledi. Bu arada anlaşılmayan husus "Spor Bakanlığı"nın ne olacağı idi. Daha sonraki günlerde gazetelerde, Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın kaldırılacağı, bu bakanlığın Kültür ve Turizm Bakanlığı’na veya Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanacağı yazıldı. Yani bir anlamda Türkiye’de işler sporun idaresi konusunda 20 yıl geriye gidecek gibi gözüküyor.
Batı’ya baktığımızda, Almanya’da spor teşkilatı İçişleri Bakanlığı’na bağlıdır. Fransa’ya baktığımızda da bu görevi Kültür Bakanlığı’nın yaptığını görüyoruz. Ancak bu ülkelerde spor teşkilatı her türlü düzenlemesini yapmış, belli bir sistem içinde çalışan teşkilatlar olduğundan, bu bakanlara da pek fazla iş düşmüyor.
Oysa ülkemizde durum farklı. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tam bir kargaşa içinde ve belki de Türkiye’nin reorganizasyona tabi tutulması gereken en başta gelen kurumlarından bir tanesi.
Yine aynı programda Uğur Dündar’ın bir sorusu üzerine AKP

Yazının Devamı

Neden yapıyorum?

9 Kasım 2002


<#comment>Bir süre önce engelli kulüp başkanları toplantısında, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Kemal Mutlu kürsüye çıkarak "Yavuz Kocaömer basındaki yazıları ile bize ışık tutmaktadır" dedi. Oysa aynı genel müdür bu sözü söylediğinden altı hafta önce gazetelere bir basın açıklaması göndererek "Yavuz Kocaömer fırsat buldukça gazetelerde bizlerle ilgili yalan yanlış haberler yazmaktadır" demişti.
Daha sonra söz alarak burada bir yanlışlık olduğunu, bu iki ifadenin birbiriyle çeliştiğini, bunlardan bir tanesinin doğru diğerinin yalan olduğunu, onu Sayın Kemal Mutlu’nun kendisinin bilebileceğini, ama ne olursa olsun ortada bir yalan olduğunu ve bunun da Türk Sporu’nun en yetkili kişilerinden bir tanesine yakışmadığını belirttik.
Hemen ulemalar ortaya çıktı. Genel müdüre böyle konuşulur muymuş? Hem de bir bakanın huzurunda! Bakan da müdahale etmeliymiş. Yok canım! Demek devlet memuru diye bir insanın söylediği yalanı, yanlışı açıklamayacaksınız. Benim hareket tarzımı eleştirenler altı hafta içinde bir insanın kamuoyuna, bir Genel müdür tarafından hem yalancı, hem de doğrucu diye tanıtılmasının nasıl mümkün olduğunu düşünmelidirler.
Neden yapıyorum bunları? Bugün konuşan

Yazının Devamı

Tekerlekli sandelye tenis şampiyonası

2 Kasım 2002


<#comment>16 - 22 Eylül tarihleri arasında Dünya Tekerlekli Sandalye Takımlar Tenis Şampiyonası İtalya’nın Garda gölü kenarındaki Tremosine’de yapıldı. Şampiyonaya tüm dünyadan, 32 ülkenin 4’er kişilik bayanlar ve erkekler takımları katıldı. Bunun yanı sıra 8 takım da gençleriyle birlikte yer aldı.
Tremosine, İtalya’nın Garda gölü kenarında şirin bir dağ kenti. Özellikle Almanlar tarafından keşfedilmiş ve tenis merkezi haline getirilmiş. Tesislerde bir hafta boyunca, tekerlekli sandalye tenisinin en güzel örnekleri verildi.
32 ülke içinde, teniste söz sahibi tüm ülkelerin yanı sıra, milliyetçi Çin, Şili, Yunanistan, Japonya, Kore, Meksika, Yeni Zelanda, Tayland, Brezilya gibi ülkeler de katıldı. Orada olmayan bir tek Türk Milli Takımı’ydı. Çünkü tekerlekli sandalye tenisi ülkemizde, TESYEV’in girişimleriyle bir süre önce başladı. Özellikle Omurilik Felçlileri Derneği bu konuda çok ciddi çalışmalar içinde. Umudumuz, bundan sonraki şampiyonalarda, tekerlekli sandalyeli Türk tenisçilerini de görmek.
Turnuva boyunca en büyük ilgiyi Koreli tenisçilerden ve Kore kafilesinden gördük. Kore’nin bir numaralı tenisçisi Han Ge - Lee’nin yanına gidip, Türkiye’den

Yazının Devamı

İsteyince oluyor

26 Ekim 2002


<#comment>Yer: G.S.G.M. Vakfı Gölbaşı Tesisleri ANKARA. Tarih: 15 Eylül 2002
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Erdoğan Toprak, Görme, İşitme ve Bedensel Engelli Spor Kulüplerinin başkanlarıyla bir toplantı yapıyor. Söz alan kulüp başkanları, engelliler sporuyla ilgili karşılaştıkları zorlukları anlatıyorlar.
Bu arada, hazır Spor Bakanı ile konuşurken iş isteyenler, video kamera isteyenler de arada ortaya çıkıyor. Bakan Toprak dikkatle istekleri inceleyip not aldıktan sonra, son iki aydır alıştığımız hızıyla, hemen ilk planda çözülebilecek sorunları masaya yatırıp gerekli önlemleri alıyor veya aldırıyor.
İşte bunlardan bir kaçı:
1- TRT Genel Müdürü ile yaptığı görüşme sonucunda, tekerlekli sandalye basketbol maçlarının TRT’den yayınlanacağı sözünü alıyor. Böylece bir anda daha geniş kitlelere bu sporun ulaşması sağlanacak. Bunu bağlı olarak maçlar televizyonda yayınlandığı için, kulüpler sponsor bulmakta bir avantaj elde edecekler.
2- 2003 Plan Bütçe Komisyonu’na bir araç alım önergesi verilip, 10 adet liftli araç alınacak. Bu araçlar Türkiye’de 10 bölgede konuşlandırılacak. Bu arada büyük şehirlerin ve kulüp sayısı fazla olan kentlerin durumu göz önünde

Yazının Devamı