Yavuz Kocaömer

<#comment>
<#comment>     26 Mayıs Pazartesi günü İstanbul Ataköy'deki Olimpiyat Evi'nde Gerald Metroz ile "Söyleşi Akşamı" vardı. Bildiğiniz gibi Gerald Metroz, 2.5 yaşında üzerinden geçen bir tren sonucu bacakları kopmuş, buna rağmen gerek spor, gerekse çalışma hayatında çok başarılı olmuş bir İsviçreli.
     İsviçre Tekerlekli Sandalye Milli Takım oyunculuğunun yanı sıra, 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda tekerlekli sandalye tenisinde 5. olmuş.
     Gerald Metroz'un söyleşisine, spor, iş ve basın dünyasından birçok isim katıldı. Bunların içinde en fazla göze çarpanı, Gençlik ve Spor Genel Müdür Vekili Mehmet Atalay'dı. Her zaman söylediğimiz gibi Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Milli Olimpiyat Komitesi ile el ele verirse, Türkiye'de spor, bundan sonraki nesiller için daha sağlam temellere oturtulur.
     Bir yandan olimpik sporlar teşvik edilirken, öte yandan İstanbul Olimpiyatları'nın bir gün ülkemize getirilmesi gerçekleşebilir. Bunun için önemli olan, bu kurumları temsil eden kişilerin birbirlerine ön yargılı davranmak yerine, samimiyetle yaklaşmalarında gizlidir. İnsanların politik

<#comment>
<#comment>     Türkiye'de engelliler sporuna destek olan tek birinci lig spor kulübünün Beşiktaş olduğunu, daha önce de bu sütunlarda belirtmiştik. Üç büyüklerden Galatasaray ve Fenerbahçe'den hâlâ ses yok.
     100. yıl etkinlikleri çerçevesinde, TESYEV işbirliğiyle tekerli sandalye basketbol şampiyonası önümüzdeki hafta İstanbul Ahmet Cömert Spor Salonu'nda yapılacak. 29 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında, Türkiye birinci ve ikinci liglerinden çekilen kura sonucu saptanan dört takım, kendi aralarında iki ayrı kategoride, Beşiktaş'ın 100. yılındaki şampiyonlarını belli edecek.
     Birinci ligden İzmir Ortopedik Özürlüler Rehabilitasyon Spor Kulübü, Adana Engelliler Spor Kulübü, Beşiktaş Engelliler Spor Kulübü ve Samsun Bedensel Engelliler Spor Kulübü ile, ikinci ligden ise İstanbul Lokomotif Fiziksel Engelliler Spor Kulübü, Kara Kuvvetleri Gücü Spor Kulübü, Hakkari Sümbül Engelliler Spor Kulübü ve Diyarbakır Bedensel Engelliler Spor Kulübü katılacak.
     Bu turnuvanın organizasyonunda, BJK hiçbir maddi fedakarlıktan kaçınmadı. Dört gün sürecek turnuvanın final maçları, 1 Haziran

<#comment>
<#comment>     Tekerlekli sandalye sporları, basketbol, okçuluk, tekerlekli sandalye masa tenisi, tenis, maraton, atletizm, eskrim dallarında faaliyet gösteriyor. Ülkemizde şu ana kadar ağırlıklı olarak basketbol, daha sonra tekerlekli sandalye masa tenisi, okçuluk ve biraz da tenis var. Eskrim henüz başlamadı. Bu sporlarda en önemli faktör, tekerlekli sandalyenin kendisi.
     Bugün dünyada gelişmiş ülkelerde, örneğin maratonda kullanılan tekerlekli sandalyenin fiyatı 25 bin dolarlara kadar çıkabiliyor. Dünya ve Olimpiyat şampiyonları, üretici firmalar tarafından, üç ila dört hafta misafir edilerek tam vücutlarına uygun sandalyeler üretiyorlar. Bunun için de özellikle maraton ve atletizm dallarında, gelir düzeyi yüksek gelişmiş ülkelerin sporcuları daha başarılı oluyor.
     Ülkemizde ise tekerlekli sandalye basketbolunda şu anda birinci ve ikinci ligde mücadele eden 36 takımımız var. Ve bu arada kulüp kurma aşamasını tamamlamış, liglere katılmak için bekleyen yaklaşık 10 ila 12 tane daha kulüp mevcut. Birkaç istisnası dışında tüm kulüplerimizin en büyük sorunu tekerlekli sandalye. Dünyada iyi kalitede

<#comment>
<#comment>     Önümüzdeki hafta çarşamba gününden itibaren (14 Mayıs) 3 gün süreyle, Silivri Spor Salonu’nda Jandarma ve TESYEV işbirliği ile bir Goalball Turnuvası düzenlenecek. Jandarmamızın, engelli insanlarımız konusundaki duyarlılığı artık bilinen bir gerçek. Bu seneki etkinlikler içinde, böyle bir turnuvaya da yer verilmesi kararlaştırıldıktan sonra, İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı ile TESYEV, ilk defa böyle bir turnuvanın organizasyonunu birlikte yapacaklar.
     Ankara, Bursa, Çanakkale, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kayseri olmak üzere yedi ilden, yaklaşık 100 görme engelli sporcumuz bu turnuvaya katılacak. Üçer kişilik takımlar halinde oynanan Goalball sporunun özelliklerini, daha önce bu sütunlarda yazmıştık.
     Ülkemizde görme engelliler sporu, Engelliler Spor Federasyonu’nun dörde bölünmesinden sonra büyük hız kazandı. Bunda en önemli etkenlerden bir tanesi de, Federasyon Başkanı Asaf Avcı’dır. Önceleri, kendi işinden arta kalan zamanlarda federasyonla ilgilenen Asaf Avcı’nın, son zamanlarda federasyondan kalan zamanlarını işine ayırabildiğini gözlemliyoruz. Böyle idealist insanlar olduğu

<#comment>
<#comment>     Geçtiğimiz haftalarda, 2012 Olimpiyatları'na aday olacak Alman şehrinin seçimi yapıldı. Hamburg, Stuttgart, Frankfurt, Düsseldorf, Berlin gibi spor konusunda gerek alt yapı, gerekse organizasyon bakımından, deneyimli kentlerin arasından eski doğu Almanya'daki Leipzig şehri ipi göğüsledi.
     Önümüzdeki ay, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nden, İstanbulumuz'a da herhalde aday olup olmayacağı konusunda bir yazı gelecek. Ondan sonra, adaylığımızı ilan edip etmemek için Temmuz ayına kadar vaktimiz var. Yani bugün itibariyle en fazla üç ay.
     Ama hiç kimseden ses çıkmıyor. Olimpiyat Komitesi, belli ki artık Ankara'nın tam desteğini almadan, aday olmaya pek niyetli değil. Haksız da değiller. Sadece yasa çıkarmakla, olimpiyatları organize etmek hakkı alınmıyor. Böyle olmadığını da daha önce gördük. O çıkan yasaların uygulanması, başta İstanbul Anakent Belediyesi olmak üzere, Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün de, Milli Olimpiyat Komitesi ile birlikte hareket ederek ve gerekli tüm desteği vererek, bu olimpiyatların ülkemizde yapılacağına inanması

<#comment>     Almanya'da Engelliler Spor Federasyonu bir çatı organizasyonudur. Çok daha ihtisaslaşmış, Tekerlekli Sandalye Sporları Federasyonu, Tekerlekli Sandalye Tenis Federasyonu, İşitme Engelliler Spor Federasyonu, Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu gibi federasyonların yanında, engelliler sporunun genel düzenlemesi ile uğraşır.
     Kısa bir süre önce, bu federasyona ait yönetim planı ve kitabını gönderdiler. Tam 200 sayfa. Bizdeki federasyonların parça parça çıkarılmış muhtelif yönetmelikleri aklımıza gelince, çok şaşırdık. Federasyonun tüzüğünün yanı sıra, Alman Engelliler Gençlik Spor Federasyonu'nun tüzüğü de kitabın içinde mevcut. Bunun yanı sıra, engelliler sporunun nasıl yapıldığı, hangi bölümlere ayrıldığı, hangi komitelerin ne şekilde görev alacağı, sınıflandırmanın nasıl yapılacağı, bu konularda kullanılacak olan formlara kadar açık bir şekilde anlatılmış.
     2000 senesinde kurulan engelli spor federasyonlarımız için önemli bir kaynak oluşturduğunu düşünüyoruz. İlgili federasyonlarımız bize başvurursa, bu kaynağı kendilerine vermeye hazırız. Böylece bir yandan spor karşılaşmalarını organize

<#comment>     İşitme Engelliler Sporu, ülkemizde belki de bu engel grubunun özelliğine bağlı olarak çok sessiz yürütülüyor. Oysa, 1997 yılında işitme Engelliler Futbol Takımımız, Dünya şampiyonluğunu kazanmış idi. Daha sonra Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Futbol Federasyonu arasındaki anlaşmazlık, sağırlar futbolunun bir gerileme dönemine girmesine yol açtı. Her zaman yazıp söylediğimiz gibi, sporda diyalog çok önemli. Nitekim Erdoğan Toprak’ın kısa süreli bakanlık döneminde, Futbol Federasyonu ile bu sorun çözümlendi.
     Bir süre önce bir toplantıda karşılaştığımız Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, daha biz hiçbir şey söylemeden, "Biz hazırız. Her türlü destek sağırlar futboluna verilecektir" dedi. Bu yazının kaleme alındığı gün Futbol Federasyonunun, İşitme Engelliler Spor Federasyonuna futbol müsabakaları için vermeyi taahhüt ettiği yardım, henüz federasyon hesaplarına geçmemişti. Araya giren İngiltere maçı ve Futbol Federasyonu’nun yoğun temposu dolayısıyla meydana geldiğini düşündüğümüz bu aksaklık, eminiz Başkan Ulusoy’un duyarlılığı sayesinde bir an evvel çözülecektir.
     Bunun yanında

<#comment>     Milli Paralimpik Komitesi'nin ilk genel kurulunun yapılmasının üzerinden yaklaşık altı ay geçti. O dönemde Fikret Ünlü'nün talimatıyla Kemal Mutlu, bu komitenin fikir babası, kurucusu olan bu satırların yazarını dışlamaya kalktı. Kişisel sorunlarını Türk sporuna zarar verecek şekilde ortaya koydu. Gerçi isteseydik Milli Paralimpik Komitesi'nin başkanı olurduk. Çünkü Milli Paralimpik Komitesi bir devlet kuruluşu olmadığı gibi, hiçbir bakana da bağlı değildir.
     Bir sivil toplum örgütü, dernekler yasasına göre kurulmuş bir kuruluştur. Kurucuları arasında da Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün temsilcileri var. Hepsi bu kadar.
     Hasbelkader o gün görevde olup da kurucu üye olan Fikret Ünlü ve Kemal Mutlu bakalım bundan sonra hiçbir genel kurula gelecek mi? Hiç zannetmiyoruz! Çünkü böyle bakan ve genel müdür oldukları dönemde, kuruluşları yapılan sivil toplum örgütlerine girenler, daha sonra o görevleri bitince bu örgütlerle de ilişkilerini genellikle bitirirler. Ama "Milli Paralimpik Komitesi de benim dönemimde kuruldu" diye kendi siyasi hanelerine artı bir puan yazmak içinde çaba göstermekten