Yavuz Kocaömer

<#comment>
<#comment>
Kısa bir süre önce Paris'e gitmeden "Keşke 10 yıl önce bir araya gelseydik . Seninle ne işler başarırdık Sinan Ağabey" dediğimde "Hayatta hiçbir şey için geç değil. Önümüzde daha uzun zaman var, seninle çok güzel şeyler yapacağız . Bak başladık bile" demiştin. Ama şimdi bizleri bırakıp gittin.
Seni eleştirdiğimde "Bu olumsuzluklara nasıl dayanıyorsun, sende ne yürek varmış" dediğimde "Ben de bazen aynı şeyleri düşünüyorum ama, geriye baktığımızda, başladığımızdan bugüne kadar kat ettiğimiz yolda yapılanları görüyorum ve hep ileriye bakıyorum" derdin.
Özel sohbetlerimizde, Türk sporunu geçmişte idare ettiklerini zanneden bazı insanlarla ilgili anılarını anlattığında, inanmakta zorlandığımı biliyordun. Hep bir gün o bana anlattıklarını başka insanlarla paylaşmayı düşledim. Ama artık sen yoksun. Şahidim yok.
O tarihlerde kurmaya çalıştığım Milli Paralimpik Komitesi'nin tüzüğünü gördüğünde beni çağırıp "Ben, seni yanlış tanımışım. Bundan sonra artık ayrılmayacağız. Milli Paralimpik Komitesi de, Olimpiyat Komitesi ile birlikte birçok başarıya imza atacak" dediğini dün gibi hatırlıyorum.
Kalbin hep insan sevgisiyle doluydu. O tok sesinle ve her

<#comment>
<#comment>     Nereden çıktı bu kürek yazısı demeyin. Bu satırların yazarı eski bir kürekçidir. 1960'lı yıllarda Anadoluhisarı'nda vasat bir kürekçi olarak ekip arkadaşlarının da desteğiyle İstanbul ve Türkiye şampiyonu bile olmuştur.
     Kürek sporu ülkemizde birçok amatör dal gibi hak ettiği yeri bulamamıştır. 1960'lı yıllarda yarışlar için Kartal'a , Hereke'ye ve hatta sahilde Samatya kıyılarında, Beykoz'daki parkurda yarışırdık. Tüm Avrupa ve Dünya, durgun göl ve benzeri sularda çalışırken, bizler denizdeki dalgalarla boğuşarak bu sporu yapmaya çalıştığımızdan, Avrupa ve Dünya'da pek fazla söz sahibi olamadık. Bugün baktığımızda da çok değişen bir şey yok. Durgun suda yapılması gereken bu spor, Sapanca Gölü'ne sıkışıp kalmış.
     Şimdilerde ise, hiç değilse durgun su olması bakımından bu yarışmalar Haliç'te yapılmaya çalışılıyor. Ülkemizdeki 18 kürek kulübünden 11 tanesinin İstanbul'da olduğunu da unutmamak gerekir. Ancak Haliç'in parkuru 1.250 metre. Oysa uluslararası standart, parkurun 2000 metre olmasını gerektiriyor.
     Aslında Haliç'te bu yarışmalar yapılabilir. 2000

<#comment>
<#comment>     Bir süre önce, Görme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Asaf Avcı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı'na bir yazı gönderiyor. Yazıda kısaca "Özel işlerimden dolayı çok sıkça Ankara'ya gelemediğimden, birçok federasyon başkanının yaptığı gibi ben de, idari ve mali işlerde yetkilerimi Genel Sekretere devretmiş idim. "Fahri olarak yaptığım bu görevde, Federasyonumuz içerisinde bazı yolsuzluklar yapılmış olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. Böylesine bir davranış benim için anlaşılmazdır. Görme engelli insanların rehabilite edilmesine, spor aktivitelerinin geliştirilmesine harcanması için ayrılan bütçenin, usulsüzce , gayri resmi yollardan bazı memur arkadaşların ve spor kulüp başkanlarının el altından ceplerine indirmelerini ise anlayamıyorum. Lütfen federasyonuma gelin, inceleyin, araştırmaları yapın, bu konuda elimdeki her türlü belgeleri de size vermeye hazırım" diyor.
     Böylesine mert ve cesurca bir davranış, belki de Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarihinde ilk defa oluyor. Ama Asaf Avcı'nın yazdıkları yalnız Görme Engelliler Spor Federasyonu'nda değil, diğer bazı federasyonlarda da yapılıyor.

<#comment>
<#comment>     Tekerlekli Sandalye Basketbol Bayan Milli Takımımız, geçtiğimiz Mayıs ayında Almanya'da düzenlenen Bayanlar Avrupa Şampiyonası'na katıldı.
     Engelliler sporu, tarihinde ilk defa biraraya gelen Bayan Milli Takımımızın bu turnuvaya katılmasında, Alman Tekerlekli Sandalye Sporları Federasyonu Başkanı, dostumuz Ulf Mehrens'ın katkıları unutulmaz. Böyle bir uluslararası turnuvada, Hollanda, Almanya, İngiltere gibi devlerle mücadele eden engelli bayan sporcularımız deneyim kazandılar ve önümüzdeki yıllarda, kendilerinden Avrupa'da söz ettireceklerinin sinyallerini verdiler.
     Milli Takımızın kaptanı Aliye Kocasoy, 1996 yılında Kıbrıs Meserya Alternatif Spor Kulübünde basketbola başlamış. 9 aylıkken geçirdiği çocuk felci sonunda sol bacağında engeli bulunan Aliye, şu anda Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi.
     Aliye, ilk defa katıldığı Avrupa Şampiyonasında, teknik komite tarafından turnuvanın en başarılı 5'i arasında gösterilerek, ALL STAR TEAM'e seçildi. Bunun yanı sıra, turnuva boyunca 87 sayı yapan Aliye, Alman Anetta Kahl'nin (96)

<#comment>
<#comment>     Beykoz’da, Cüppeli Ahmet Hoca’nın (Ahmet Ünlü) cemaatinin yaptırdığı Fetih Külliyesindeki çalışmalar sekiz yıl önce durdurulmuştu. Bir harabeye dönen ve ahır olarak kullanılan külliye, 2002 yılının Ekim ayında, zamanın Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Erdoğan Toprak’ın olağanüstü çabalarıyla, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilmişti.
     Adı geçen bakanlığın 18.10.2002 tarih ve 37326 sayılı tahsis kaldırma - tahsis yazısıyla 45.244 metrekarelik arsa ve üzerindeki kaçak yapılar, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne şartlı olarak devredilmişti. O şart ise, buranın "Engelli Sporcular Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi" olarak kullanılması idi.
     Aradan geçen sekiz ay içinde hiçbir şey yapılmadı. Oysa o zaman söylenenlere göre, burası prefabrik olarak yeniden düzenlenecek ve süratle engelli sporcuların hizmetine sunulacaktı.
     Devlette devamlılığın esas olduğu bir gerçektir. Bu bakımdan, geçen süre içinde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün bu konuda hareket etmemesi de çeşitli şekillerde yorumlanıyor.

<#comment>
<#comment>     Avrupa A Kategorisi Tekerlekli Sandalye Basketbol Şampiyonası, bu akşam İtalya'da Sassari - Porto - Torres'de başlıyor. Milli Takımımızın ilk maçı ise, yarın Almanya'ya karşı.
     Hollanda, Almanya, İtalya, İspanya ve Slovenya ile aynı grupta mücadele edecek Milli Takımımızın işi oldukça zor. A Kategorisindeki Avrupa Şampiyonası'na, Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımımız ilk defa katılacak.
     Diğer grupta ise Fransa, İngiltere, İsrail, İsveç, Polonya ve Çek Cumhuriyeti mücadele edecekler. Bu turnuva aynı zamanda, 2004 Atina Paralimpikleri için de bir eleme turnuvası mahiyetinde.
     1940'lı ve 1950'li yıllarda kurulan Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımlarının en kuvvetli temsilcileriyle karşılaşacak Milli Takımımızın ise en büyük avantajı çok genç ve hırslı oyunculardan kurulu olması. Ayrıca, federasyonların kuruluşu bakımından Orta Avrupa ülkeleriyle aramızda en az 30 - 40 yıllık farklar da var. Umudumuz, geçen yıl 22 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası'nda millilerimizin ikinci olması. Ve bu sene başında B Kategorisinde Cek Cumhuriyeti'nde, yine ikinci

<#comment>
<#comment>     Genel sekreterler arasında son yapılan "Rotasyon" başlığı altındaki yer değiştirmeler, federasyonları tamamen karmaşık hale getirmiştir. Belli federasyonlarda yıllardır görev yapan ve bu görevi başarıyla yürüten genel sekreterler, kendilerine hiçbir şey sorulmadan, başka federasyonlara atanmışlardır.
     Bir başka husus da, federasyon başkanlarının, hangi genel sekreterle çalışacakları konusunda herhangi bir söz hakkına sahip olmayışıdır. Genel müdür, yardımcılarıyla konuyu görüşür, sonra da atamayı yapar. Böylece federasyon başkanları kendilerine verilen genel sekreterle, federasyon işlerini yürütmek zorundadırlar. İnsan ilişkileri bakımdan birbirleriyle anlaşırlarmış, o verilen genel sekreter o federasyonun yükünün altından kalkabilirmiş, buna kimse bakmaz. Daha önce yolsuzluklarla ilgili verilen kınama ve benzeri cezalar da, böyle atamalar sırasında hiç dikkate alınmaz.
     Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün spor müsabakalarında mutemet uygulamasını kaldırması, uzun süreden beri üzerinde konuşulan ve beklenen bir gelişmeydi. Aldığımız duyumlara göre, yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle

<#comment>
<#comment>     Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne bağlı 46 federasyonun, neredeyse tamamına yakını, seçimle gelmiş başkanlar tarafından yönetilir.
     Federasyon başkanları genelde, bu sporun içinden yetişmiş veya o spora gönül vermiş gönüllü olarak çalışan insanlardır. İçlerindeki birkaç istisnayı bir kenara koyarsak, hepsi dürüst, bu ülkenin sporuna bir şeyler vermek için çaba gösteren kişilerdir. 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki kanunun 4. maddesine göre, Spor Federasyonu Başkanlığı ana hizmet birimlerinin başında gelir. Uygulamada ise bunun tam tersi yaşanır.
     Yine aynı yasanın ilgili maddesine göre, yardımcı birimler olarak nitelendirilen Personel ve Eğitim Dairesi Başkanlığı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı, Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı gibi başkanlıklar veya yine ana hizmet birimleri arasında olan Tesisler Dairesi Başkanlığı, Spor Eğitim Dairesi Başkanlığı gibi daire başkanlıkları, uygulamada hepsi federasyonların üzerindedir. Çünkü bu teşkilatta katı bir devlet anlayışı hüküm sürmektedir.
     Bir federasyon