www.gsgm.gov.tr

20 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün yeni sitesi bir süre önce "www.gsgm.gov.tr" adı altında açıldı. Sitenin fazla albenisi yok. Son derece sade ama istediğiniz bilgilere süratle ulaşıyorsunuz. Gözümüze çarpan en önemli değişiklik de, federasyonların aylık faaliyet programları. Buraya girdiğinizde, o ay içinde tüm federasyonların ülkemizde ve dünyada, nerelerde hangi spor yarışmalarına katılacakları veya organize ettikleri göz önüne çıkıyor. Daha bir kısım eksiklikleri olduğu muhakkak. Ama eminiz bunlarda süratle kapanacak. Bize göre en büyük eksiklik de, sitenin ingilizce versiyonunun olmayışı.
Daha önceki dönemdeki sporum.gov.tr isimli site, aylık 26 milyar TL'sına (yirmi altı milyar) bir takım kişiler tarafından yapılıyordu. Bu sitenin nasıl yapıldığını merak ettik. Aldığımız cevaba da, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün yeni yönetim anlayışı içinde hiç de şaşırmadık. Zira bu site genel müdürlüğün bilgi işlem merkezi ve basın bürosundaki elemanları tarafından yapılıyordu ve bunun içinde yeni bir kadro tahsis edilmemişti. Sadece ayda 200 milyona Anadolu Ajansı'ndan spor haberleri alınıyordu.
Sitenin bir başka büyük (!) eksikliği ise eskiden olduğu

Yazının Devamı

'Ben demiştim' tayfası

13 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>
Biz de Paris'te Dünya şampiyonasını izleme şansını elde edenlerdeniz. Açık olmak gerekirse, amacımız Süreyya Ayhan'ı değil, aynı şampiyona içinde yapılan 200 metre tek bacak ampute, 400 metre görme engelliler, 400 metre celebral pallsy, 800 ve 1200 metre tekerlekli sandalye yarışlarıydı.
Tabii bu arada Süreyya Ayhan'ı da izledik. Bu konuda yorum yapmaya ne atletizm bilgimiz müsait, ne de bugüne kadar bazı "kıymeti kendinden menkul atletizm ulemaları" gibi 6 Avrupa 7 Dünya şampiyonası izledik.
Ülkemizde, aslında böyle yazarların bulunmasına kızmamak gerekir. Kişisel kaprislerini kendilerine ayrılan köşelerde tatmin etmeye çalışanlar da olmasa, eminim bu bakımdan hayatımız pek renkli olmayacak. Onun için bu yazarlara kızmak yerine, onları bir eğlence olarak görmek daha iyi olacaktır. Aslında onlar için en uygun deyimi geçtiğimiz Pazar Hürriyetin ilavesinde yazmışlar: "Ben demiştim tayfası."
"Yücel Kop'la Süreyya Ayhan bizi görünce başını çeviriyor" diye eleştirmeden önce, insanların kendi yazdıklarına, söylediklerine bakmaları lazım. Bir toplantıda herkesin içinde Yücel Kop'tan "kamyon şoförü" diye bahsedeceksiniz, sonra da onun size selam vermesini

Yazının Devamı

TED Open 2003

6 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>
TED Open 2003 Tenis Turnuvası'nın bu seneki ana sponsoru ve turnuvaya TED Kulübü ile birlikte ismi veren "Akbank Private Banking."
Maçlar hafta başından beri devam ediyor. Bu yazıyı hazırladığımız sırada, finali kimlerin oynayacağı henüz belli değildi. Final maçı, yarın TED Kulübü merkez kortunda saat 13.30'da başlayacak. Bilmeyenler için hatırlatalım. TED Kulübü'nün tesisleri Tarabya'ya inerken sol tarafta.
TED Kulübü'nden yayınlanan basın bildirisinde, eski adıyla "İstanbul Uluslararası Tenis Turnuvası"ndan geçen şöhretlerden bazıları sayılmış; Roy Emerson, Bob Hewitt, Mac Millan, Ilie Nastase, Drysdale. Ama son iki yılın flaş tenisçisi Alman Rainer Schüttler unutulmuş. Rainer Schüttler 1996 yılında wild - card'la TED Open'da ana tabloda oynamıştı. Şu anda da ATP sıralamasında dünyada eski sisteme göre 8 numara.
Eğer "yarın ne yapayım ?" diye düşünüyorsanız, en geç saat 12.30'da TED Kulübü kortlarında olunuz. Zira, geçen yıl izleyenleri hayrete düşüren tekerlekli sandalyeli Alman tenisçiler yine İstanbul'da. Stefan Tejkl ve Pedro Krümmel geçen yılki maçlarının rövanşını yapacaklar.
6 yaşından bu yana tenis oynayan Stefan Tejkl, 1988 yılında

Yazının Devamı

Gökmen Özdenak ayıp etmiş

30 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Galatasaray - Bursaspor maçından sonraki 24 Ağustos tarihli yazısında Gökmen Özdenak, "Tekrar yazıyorum, bu kadar sakat bir sistem ile ve sahada güçsüz futbolcularla Galatasaray adeta bir engelliler kulübüne benziyor" demiş.
İyi halt etmiş. Gençliğimin futbolcusu olan, çoğu maçını keyifle izlediğim Gökmen'e bu cümleleri bir Galatasaraylı ve bir insan olarak yakıştıramadım.
Acaba Gökmen Özdenak hayatında hiç engelliler sporu ile ilgili bir müsabaka seyretmiş mi? Bir tekerlekli sandalye basketbolu maçına gitmiş mi? Görme engellilerin nasıl bir hırs içinde ve ne kadar başarı ile futbol oynadıklarına tanık olmuş mu? Sağırlar Milli Futbol Takımı'nın 1997 yılında Dünya şampiyonu olduğunu kendisine bir söyleyen çıkmamış mı?
Ama ülkemizde, olumsuzlukları engelli insanların davranışları ile özdeşleştirmek yeni bir şey değil. Turgay Şeren de bir zamanlar Futbol Federasyonu'nu eleştirirken "Körler ve sağırlar birbirlerini ağırlıyor" diye yazmak nezaketsizliğini göstermemiş miydi? Bu ülkenin şu anki Turizm Bakanı meclisteki bir politik tartışma sırasında "Mahkemeye verip tazminat alacağım; bunu da zeka engellilere bağışlayacağım" diye aklı sıra siyasi

Yazının Devamı

Dünya Atletizm Şampiyonası

23 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Dokuzuncu Dünya Atletizm şampiyonası bugün Fransa'nın başkenti Paris'te başlıyor. Biz de orada olacağız. Tabii ki Süreyya Ayhan'ı izleyip, onun Dünya şampiyonluğunu birlikte kutlayacağız. Ama esas amacımız, Dünya şampiyonasının içine serpiştirilen engelliler yarışmalarını izlemek.
Geçen yıl Münih'te yapılan Avrupa şampiyonasında, uluslararası Atletizm Federasyonu bir ilke imza atarak, 100 ve 200 metre bayanlar ve erkeklerde, tek bacağı protez olan yarışmacıların katıldıkları yarışmaları organize etti.
100 metrede şampiyon olan Alman Marcus Ehm'den (tek bacağı diz altından itibaren protezlidir), Avrupa şampiyonu olan İngiliz Dwain Chambers'ın da sadece 1.64 saniye daha iyi bir derece koşması ve izleyicilerin bu yarışlara büyük ilgi göstermesi üzerine, bu kez program genişletildi.
Körler 100 ve 200 metre yarışları 27 Ağustos'da yapılacak. 100 ve 200 metre tekerlekli sandalye yarışları ise 28 Ağustos'da Dünya şampiyonlarını belli edecek. 800 ve 1500 metre tekerlekli sandalye yarışmaları ise 29 Ağustos'da yapılacak.
Böylece Stade de France'ı dolduracak on binlerce seyirci, engelli atletizm yarışmalarını izleme olanağı bulacak. Umudumuz, ülkemizde de

Yazının Devamı

Laila ve engelliler

16 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Nereden çıktı şimdi bu Laila diyeceksiniz. Bundan 15 gün evveline kadar bana da birisi gelip, Laila'nın sahibi Şefik Öztek, engellilere ve engelliler sporuna destek verecek deseydi, ben de sizin gibi düşünürdüm. Kendisiyle yaptığımız kısa bir sohbette TESYEV'i (Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı), engelli insanların bu konudaki çabalarını ve başarılarını anlattığımda "Ben her sene bir geceyi Laila'da sosyal bir etkinliğe ayırıyorum. Bu sene ki hedef belli oldu. TESYEV ve ENGELLiLER" deyince şaşırmadım dersem yalan olur. Son iki hafta içinde görüşmeler öyle hızlı hale geldi ki, 16 Ağustos yani bu akşam, bu gecenin Laila'da yapılmasına karar verildi.
Aslında özel bir program yok. Ama engelli insanların sporuna ve eğitimine destek olmak isteyen bir çok ünlü insan da bu akşam orada olacak. Herhangi bir piyango yok, çekiliş yok, ilave bir para ödemek yok. Normal bir Laila akşamı gibi, herkes yediği, içtiği şeyin hesabını ödeyecek ve Şefik Öztek bu gecenin tüm hasılatını TESYEV'e (Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı) bağışlayacak.
Bunun bir anlamı da, kısa bir süre sonra engelliler sporunda sporcuların, kulüplerin yeni olanaklara ve

Yazının Devamı

Paralimpik gençlik kampı

9 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
1992 Barcelona, 1996 Atlanta ve 2000 Sydney Olimpiyatları'ndan sonra Alman Genç Engelli Sporcular Teşkilatı, 2004 yılında Atina'da dördüncü Paralimpik Geçlik Kampı'nı organize edecek. Bu kampın amaçları şöyle:
- Paralimpik Gençlik Kampı, olimpiyat fikrine destek olmak, barışa ve halkların birbirini anlamasına yardımcı olmak.
- Birlikte yaşayarak , barışçı ve dostane ilişkiler tesis etmek.
- Kampın yapılacağı ülkenin insanlarını, kültürünü ve tarihini tanımak.
- Paralimpik yarışmalarını izlemek.

Yazının Devamı

Muhteşem veda

2 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
27 Temmuz Pazar günü Sinan Ağabeyimizi (Erdem) toprağa verdik. Olimpiyat Evi'ndeki törende yapılan konuşmalardan bir tanesi orada bulunanları çok etkiledi. Kendi deyimi ile "Türkiyeli İtalyan" Merasia Fortunato'nun konuşması adeta bir insanlık dersi" idi. Tek kelimesine dokunmadan aşağıda sizlere sunuyorum.
Sinancığım,
Senden özür dilerim. Bu seçkin topluluğun önünde daima ikinci planda tuttuğun ve konuşulmasından hoşlanmadığın hayatının çok bilinmeyen bir yüzünden söz edeceğim. Senin iş hayatından bahsedeceğim.
Hatırlıyor musun Sinancığım, bundan otuz sekiz sene önce beraber çalışmaya karar verdiğimiz zaman, müşterek bir dostumuz: "Bunların beraberliği 15 gün sürmez" demişti. Bu dostumuz haklı idi. Çok farklı iki ayrı insandık.
Benden 11 yaş büyüktün, iri yarı idin, ben ise o zaman cılız bir delikanlı,

Yazının Devamı