Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD’de, bu yıl kasım ayında yeni başkan seçiliyor. Başkan adayları, Cumhuriyetçi Parti’den Donald Trump ve Demokrat Parti’den Hillary Clinton. Şimdiye kadar, Clinton önde gidiyordu. Son anketlerde ise Trump onu yakalamış, hatta biraz önüne geçmiş görülüyor. Çünkü, Trump, Hillary’i köşeye sıkıştırmış vaziyette ve yalancılıkla suçluyor. Hilary’nin elindeki Trump’ın vergi beyanları ile ilgili koz da Trump’ın vergi beyan ve ödemelerini açıklaması ile yok oldu.

Şimdi, kimin başkanlığa daha layık olduğu tartışılıyor. Başkan Obama, tam anlamıyla Clinton’ı destekliyor. Ancak, ABD seçimlerinde, bizdeki gibi devlet kaynakları kullanılmadığı için, mal varlığı çok güçlü olan Trump, büyük kampanyalar düzenliyor; bağırarak durmadan konuşuyor; sürekli sanki ABD’nin geçmişinde her kararı Hillary almış gibi, Hillary’e yükleniyor.

Haberin Devamı

Trump, daha önce hiç devlet yönetiminde bulunmamış olduğu için, hiç hata yapmamış görünüyor ve yaptığı hiç bir şey için suçlanamıyor. Daha önce birkaç kez iflas etmiş olmasını da, “Olur böyle şeyler, şimdi zengin olarak karşınızdayım” diyerek geçiştiriyor. Öte yandan, Kennedy örneğinde olduğu gibi, ABD başkanlık seçimlerini, liyakatle fazla ilgilenmeksizin, genellikle zenginler kazanıyor.

Dünya için çok önemli

ABD Başkanlık seçimleri yalnız ABD için değil; dünya için de çok önemli. Ne de olsa, ABD Başkanı, dünyanın en güçlü kişisi sayılıyor. Bu nedenle, başta Rusya, İngiltere ve Avrupa, bu seçimlerle yakından ilgileniyor. Rus Devlet Başkanı Putin, açıkça Trump’ı destekliyor. Trump da, sürekli Putin’in işine gelen açıklamalar yapıyor.

Hillary’nin, Dışişleri Bakanlığı sırasında, kendi özel iletileri ile gizli iletileri ayrı hesaplarda tutmadığı anlaşılıyor. İletilerin tümü de bir biçimde, Rusların eline geçmiş. Geçmemiş olsa da, geçebilme olasılığının yüksek olduğu, Wikileaks’in yöneticileri tarafından açıklandı. İşte, Hillary’nin tüm suçu bu. Bu nedenle, devleti iyi bilmemekle ve suçu inkar ettiği için yalancılıkla suçlanıyor. Oysa, Trump, devleti hiç bilmiyor ve özel sektörden olduğu için, yalan söylemesi normal karşılanıyor. Hillary, yalan söylemediğini; iletilerin ayrılması gerektiğinin kendisine bildirilmediğini söylüyor. Ancak, Hillary kendisini yeterince ve yüksek sesle savunamıyor.

Haberin Devamı

Kapitalizme inanmıyor...

Trump’ın konuşması ve açıklamaları, kapitalist kültürle örtüşmüyor. Konuşmaları sırasında, tüm rakiplerini alçaltıyor; ırk, cins ve din ayrımı yapıyor. Zaman zaman küfür ediyor. Müsamaha, tolerans ve hoşgörü, onun sözlüğünde yok gibi.

Bakın Trump nasıl, ABD’nin yaşam nedeni olan kapitalizme karşı tavır alıyor ve Putin’i sevindiriyor:

- Trump, ABD şirketlerinin öncelikle ABD içinde iş yapmaları gerektiğini; böylece ABD vatandaşları arasında işsizliğin önleneceğini ve şirketlerin ödeyecekleri vergilerin ABD içinde kalacağını söylüyor. Putin, buna seviniyor. Çünkü, ABD’de pahalı işgücü ile üretim yapacak olan ABD şirketleri, rekabet güçlerini kaybedecek. ABD ekonomisi, artık, dünya ekonomisini domine edemeyecek.

- Trump, uyuşturucu ve fuhuşla mücadele edeceğini söylüyor. Bunun için büyük ölçüde kaçak uyuşturucunun girdiği düşünülen, Meksika sınırı boyunca duvar örecek ve duvarın parasını Meksika Hükümetine ödetecek. Meksika Hükümeti şimdiden, bu görüşü reddetti. Ayrıca, gittikçe artan sayıdaki eyalette, marihuana (esrar) kullanımı serbest bırakılıyor. Trump’ın işi zor; çünkü, uyuşturucu sadece karayolu ile girmiyor. Tüm dünyada uyuşturucu ticareti yapılıyor ve bu ticaret kapitalizmin bir parçası sayılıyor. Halen, ABD için önemli olan, yapılan bu ticaretten vergi alınması. Putin, Trump’ın tedbirleri sayesinde, dünya uyuşturucu ticaretini ele geçirebilmeyi umuyor.

Haberin Devamı

- Trump, başka ülkelere demokrasi getirmekle uğraşmayacağını; o ülkelerin zaten bunu hak etmediklerini söylüyor. Oysa, demokrasi olmadan rekabet, rekabet olmadan kapitalizm olmaz. Böyle söylemler, dünya ekonomisini ve politikasını yönetecek, kapitalizmi savunan bir devlet tarafından dile getirilemez. Demokrasi olmadan, insan haklarından da, köleliğe karşı olmaktan da, kadın haklarından da, laiklikten de bahsedilemez. İşte, bu nedenle, demokrasiye karşı söylemler ve ABD’nin içine kapanma olasılığı, Putin’i sevindiriyor.