Diğer sektörler nispeten iyi büyürlerken, “tarım sektörümüz” yeterince büyüyemiyor. Oysa ülkemiz bir zamanlar tarımda %6.2’yi bulan büyümeler yakalamıştı. 2003-2014 arası tarım sektörü yılda ortalama %1.9 büyüyebildi. Bu durum GSMH büyüme oranlarımızı da aşağıya çekiyor. Bir zamanlar dünyanın kendi kendine yetebilen nadir ülkelerinden biriydik. İnşaat sektörüne verdiğimiz desteğin üçte birini tarım ve hayvancılığın geliştirilmesine versek, bu sorunumuzu çözebiliriz. Tarım ve hayvancılığa destek, şehirlere göçü de azaltır.
Ülkemizde yaklaşık 3.2 milyon işsiz olduğunu ve işsizlik oranının %12.7 civarında olduğunu biliyoruz. Ancak genç nüfusta işsizlik oranı %19.2’ye çıkıyor. Tarım dışı işsizlik oranı ise %12.9. Tarım sektörüne önem vermemiz gerektiğini bu rakamlar da gösteriyor.
Seçimlerin ardından yapılan “asgari ücret artışı” ülkemizi dünyanın en yüksek asgari ücretlerinden birinin verildiği ülke haline getirdi. Şimdiye kadarki asgari ücret artışları %12.2’yi geçmez iken, bu yılki artış %33.5 oldu. İşveren yükü de %12.2’den %33.1’e yükseldi. Kısacası, işverenin işçi çalıştırma yükü bir yılda %45 civarında artmış oldu.
Bu ani yükseliş, ticaret hayatında daralmayı, işçi çıkarmalarını ve en önemlisi gizli işsizlikteki artışı gündeme getiriyor. En büyük gizli işsizlik, tarım sektöründe olduğuna göre, tarım sektöründe verim düşüşü ve ücretlerde karşılaştırmalı düşüklükle karşılaşacağız. Bu durum da zaten zor günler geçiren tarım ve hayvancılık sektörünün sorunlarını artıracak.
Veriler müsait
Merkezi yönetim bütçesi faiz dışı fazla veriyor. Yani, borçlarımızı borçla ödüyor; borçlarımızın faizlerinin bir bölümü için yeniden borçlanıyoruz. Ocak 2016 sonu itibarıyla 443.1 milyar TL+242.7 milyar TL (döviz borçlarının karşılığı) olmak üzere, 685.8 milyar TL merkezi yönetim borcu var. (Brüt borç stoku şubat sonu itibarıyla 684.9 milyar TL oldu.) Veriler, sürdürülebilir bir borç yönetimi yaptığımızı gösteriyor. Bu veriler, tarım ve hayvancılık sektörü için, bütçeden daha fazla pay aktarılabileceğini de açıklıyor.
Dünyada emtia fiyatları en düşük seviyelerini yaşıyor. Buğday fiyatı 2011 yılında 316.2 dolar iken, 2016 Şubat ayında 164.6 dolara geriledi. Mısır fiyatı da aynı tarihler itibarıyla 291.8 dolardan 161 dolara gerilemiş durumda. Tekstil sanayinin temel hammaddesi olan pamuk fiyatları da aynı tarihler itibarıyla 154.6 dolardan 68.8 dolara düşmüş durumda. Bu tarihi düşük seviyeler nedeniyle de kimse tarım ve hayvancılığa yatırım yapmak istemiyor.
Ancak ciddi bir düzelme dönemine giriyoruz. Kaçınılmaz olarak dünya ticareti büyüyecek, kısa süre sonra da tarım ürünleri ve diğer emtia fiyatları yükselecek. Tarım ve hayvancılığı desteklemenin tam zamanı.