Rahmetli Suat Yanıkoğlu, 1980-1990 yılları arasında ben Merkez Bankası’nda çalışırken üstatlarımdan idi. Sık sık ‘ahkâm’ keserdi. Ahkâmını hepimiz iyi dinler, bazılarını not alırdık. Daha sonra kendisi bunların bir bölümünü kitap haline getirdi. Aşağıda onun ilginç “ahkâm”ından bazılarını sunuyorum:
- İnsanın başında iki yular var: ‘cinsellik duygusu’ ve ‘ölüm korkusu’… Muhteşem ikili’ Yularlı kaldığı sürece kendi yolunda değildir.
- Din ve Allah adına şiddete başvurabilenler için din bir siyasi partidir.
- İnançsız olanlar özgür değilse, inananlar da özgür değildir.
- Din, bilim ve demokrasi sulh içinde bir arada yaşamak zorundalar; sevişmeseler de…
- Mezhepler arası kavgalar, dinler arası kavgalardan daha çok olmuş tarihte. Dünyayı paylaşmak, toplumu paylaşmaktan daha kolay.
- Hayat, iyilik veya kötülük yapmak içindir; hiçbirini yapamayana yer yok…
- Çoğunluk, ne cezaya müstahaktır; ne de ödüle layık…
- Diktatörün gasp ettiği özgürlüklerden bir tanesi bizzat kendisine ait olandır.
- Cinsi cazibe ve fizik görüntünün, rekabet aracı olarak kullanıldığı ortam doğal iltimas ortamıdır.
- İnsanı zorla çalıştırmak onu zorla boş tutmaktan daha merhametli bir davranıştır.
- İnançsız olduğunu, hiçbir şeye inanmadığını söyleyen insanların asıl inanmadığı inananlardır. İnançsız bir tek insan yok dünyada…
- Yalan söylemenin üç yolu var: Tedbirli insanlar ikinciyi, yani susmayı tercih ediyorlar; üçüncü yol, eksik konuşmaktır.
- Nasıl geçerse geçsin, yaşanmış gün kazanılmış gündür…
- Hayvan aç iken, insan tok iken kendine benziyor…
- Din devletine, milli coğrafya yetmez; o, din coğrafyasına yerleşmek ister…
- Yollar sadece insanlara ait değilse, araçlara aittir. İnsan, şimdilik yolsuz…
- İnsanı Allah’a götürecek tek vasıta, kişiliktir.
- Laiklik, demokrasinin içindedir; beraber büyürler; öleceklerse beraber ölürler…
- Laiklik insanın muhafızıdır, inanmayanlara karşı ve inananlara karşı…
- Bir bütün olarak halkoyuna sunulan anayasalar ‘irade fesadı’ yaratıyor… Çok soruya, çok cevap gerekir…
- Çin Seddi’ni yanlış yerde inşa etmişler. Din ve politika arasına yapmaları daha isabetli olacakmış…
- Din, bilimin tükendiği yerde başlar, hukukun başladığı yerde biter…
- Her insan, insanlığın görevlerinden biridir. Bir gün gelir görev biter, görevden alınmaya da yer yok, istifaya da…
- Çarşaf, peçe, ruj, oje ve ayna... Bunlar kaybolan kadın haklarının sebebi değilse şayet, neticesidir.
- Din taassubu, dini inançları profesyonelleştirmek, inanmışlığı, meslek edinmektir…
- Muhalefet partileri, sonuçları değil sebeplere muhalefet etmelidir ki onlara da muhalefet edilebilsin…
- Davacıya da, davalıya da hak veren Hoca, espri yapmamış; inancını belirtmiş; herkes gerçekten haklı; dinleyen olursa…
- Başarı, üretilmiş bir nesne değil; alınabilmiş büyük bir paydır; gurura değil sevince hak kazandırır…
- Harplerin görünmeyen makro sebebi inandırıcı ve zorunlu; görünen mikro sebebi ise, sebep değil, ilkel ve utandırıcı bir bahanedir.
- Basın, söyleneni değil, söyleyeni tartıyor; olayları değil, insanları konuşuyor… Sadece kârlı haberler, demokrasiyi doyurmaz…
- Başarısı ölçülemeyen üniversitelerin, bilime katkısı sebepsizdir…
- Sanat içinde politika yapmak, ayrı üç sanat gerektiriyor: Makyaj, estetik ve kamuflaj…
- Kalabalık yolu, sokak satıcıları kesiyor. İnanç yolunu, din bürokratları kesiyor; barış yolunu ise herkes…
- Demokrasinin getirdiği devlete isyan edilmez; beğenmek fazladır; tahammül edilir…