Elektrik, kullanımı en kolay ve temiz enerji kaynağı olmaya devam ediyor. Doğal gaz, kömür ve petrol gibi enerji kaynakları bu yüzden elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Enerji tüketiminde nispeten daha temiz sayılan doğal gaz kullanımı da yaygınlaşıyor. Son yıllarda rüzgâr, güneş ve dalga enerjisi de temiz enerji kaynağı olarak gündemimize girdi. Ancak, bu enerji kaynaklarının sürekliliği ve depolanması sorunları var. Bu tip sorunların çözülebilmesi için de enterkonnekte sistemleri devreye sokuyorlar.
Otomobillerde benzin ve motorin kullanımı şimdilik en yaygın durumda. Ancak çok yakın bir gelecekte benzinli otomobillerin yerini elektrikli otomobiller alacak. Çünkü elektrik motorları çok daha süratle hızlanabiliyor; çok daha az yer kaplıyor, çok daha temiz, hafif ve ucuz enerji kaynağı sunuyor.
Şimdilik, elektrikli otomobillerin tek sorunu, fiyatları ve yeterli şarj istasyonu bulunamaması. Ancak Amerikan Tesla bu sorunu hemen hemen çözmüş gibi. Yeni piyasaya sürülen Tesla modeli, benzinli otomobilleri yakalayan fiyatıyla, iki günde 280 bin alıcı buldu. Bu gelişme, çok yakında benzinli otomobillerin kullanımdan kalkacağını ve daha temiz kentlerde yaşayabileceğimizi müjdeliyor.
Hidrojen geliyor
Dünyadaki en büyük üç hidrojen rezervinden biri, Karadeniz kıyılarımız boyunca, Türk kıta sahanlığında uzanıyor. Hidrojenin otomobillerde ve kentlerin ısıtılmasında geleceğin enerjisi olacağı anlaşılıyor. Çünkü hidrojen enerjisi rahatlıkla elektriğe dönüştürülebiliyor. Gezegenimizin en büyük sorunu olan küresel ısınma ve kirlilik sorunu da ancak hidrojen enerjisinin geliştirilmesi sayesinde çözülebilecek.
Hidrojen enerjisinin günlük hayatımızda kullanılabilmesi için, üç önemli konuda başarı sağlanması gerekiyor.
1. Hidrojen üretiminin verimli ve ucuz biçimde gerçekleştirilmesi.
2. Hidrojenin güvenli ve konsantre biçimde (fuel-cell) depolanabilmesi ve otomobillerde de kullanılabilir hale getirilmesi.
3. Hidrojen dağıtım altyapısının kurulması ve hidrojenle çalışacak otomobil motorları üretilmesi.
Hangi aşamadayız?
Hidrojen, elektrokemikal reaksiyonlarla kolayca elektriğe dönüştürülebiliyor. Dolayısıyla, elektrikle çalışan otomobillere çok yakında hidrojen aküleri eklenecek. Bu nedenle, ülkemizin bir an önce elektrikli otomobil üretimine geçmesi gerekiyor.
Almanya, Japonya, Güney Kore ve ABD’de hidrojen aküleriyle çalışan otomobiller piyasaya sürülmüş durumda. Şimdilik, hidrojen, sadece boru hatlarıyla taşınabildiğinden, ucuz enerji kaynağı olmasına rağmen, hidrojen kullanımı yaygınlaşamıyor.
Ülkemizde LPG ile çalışan otomobiller ve bunlara enerji sağlayan gaz istasyonları bir süre sonra benzer bir metotla otomobillere hidrojen fuel-cell’i ve elektrik sağlayabilecekler.
İşte bu nedenlerle de Demirören’in hafta sonu yaptığı Total petrol istasyonlarını satın alma operasyonu geleceğe dönük en akıllı yatırım olma özelliğini taşıyor.