Döviz fiyatları artıyor. Demek ki, döviz talebinde artış; döviz arzında düşüş var. Döviz talebindeki artış, ya döviz fiyatının daha da yükseleceği beklentisi ya da ithal malların ucuz olması veya gelecekte daha pahalı olacağının düşünülmesi nedeni ile gerçekleşiyor. Döviz fiyatının daha da yükseleceği beklentisi ile yaratılan döviz talebine, bu aşamada bir şey yapmak gerekmiyor.
İthal mala olan talebin azalması için ise, döviz fiyatının artması lazım. Döviz fiyatının artacağı yere kadar artıp daha fazla artamayacağı noktada, döviz fiyatı düşmeye başlar ve dengeye oturur. Bu denge noktasını bulabilmemiz için döviz fiyatının artacağı seviyeye kadar artmasını beklememiz lazım.
Döviz arzı neden düştü?
Döviz arzı; yani, ülkemize döviz girişi iki nedenle düştü. Bunlardan birincisi, gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda görülen benzer sıkıntıdan kaynaklanıyor. Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler, kendi ekonomilerini düzeltmek için, bir taraftan piyasadan para çekerek, likiditeyi azaltmaya çalışırken; diğer taraftan da, sermayelerin mümkün olduğu kadar kendi ülkelerinde yatırılmasını özendiriyorlar. Bu nedenle, gelişmekte olan ülkelerin borsalarından para çekiliyor; bu ülkelere daha yüksek faizle borç veriliyor ve bu ülkelere giden yabancı yatırım azalıyor.
Ülkemize girecek döviz miktarını kısıtlayan yani, döviz arzını azaltan diğer bir faktör ülkemizdeki mevcut politik kriz ve bunun yarattığı belirsizlik. Politik sıkıntının temel nedeni, çoğu kimsenin zannettiğinin aksine, olup olmadığı belli olmayan yolsuzluklar ve birkaç bakanın istifası değil. Temel sıkıntı, nerede ise yabancı ülkelerin tümünün Türkiye ile olan ilişkilerini gözden geçirme isteği.
Yani yanlış dış politika uygulamaları, ülkemizi gittikçe yalnızlığa sevk ediyor. Türkiye artık, dünyada olan bitenlerin farkında olmayan veya bu konularda ona bilgi verilmeyen bir devlet konumunda. Muhtemelen bu nedenle, Sayın Başbakan İran’dan eli boş döndü. Cumhurbaşkanımız hava muhalefeti nedeni ile İtalya gezisini yarıda kesti. Esed, ülkesindeki iç savaşın Türkiye yüzünden sürdüğünü söyleyebiliyor. Biz ise, ABD Büyükelçisini gerekirse sınır dışı edeceğimizden bahsediyoruz.
Artışın yeterli olmayacağı açıktı
Bütün bu kaos ortamı içinde, Merkez Bankası’nın faiz artırımının sorunlara çare olamayacağı açıktı. Bu nedenle, önceki yazımda faiz artırımı yapılmasını önermemiştim. Ancak, Merkez Bankamızın yaptığı faiz artışı, faiz oranları üzerinde yaratılmış olan kargaşayı ve gereksiz karışıklığı ortadan kaldırmış olması nedeni ile faydalı oldu. Şimdi
artık, Sayın Başbakanın da önerdiği gibi, faiz artışlarına geçici olarak bir son verilmesi gerekiyor.
Bugün, sorunun kaynaklarını anlatmaya çalıştım. Politik sıkıntılar dışında, ne yapılması gerektiğini yarın anlatmaya çalışacağım. Politik sıkıntıların çözümü ise, tamamen politikacıların elinde ve maalesef, ekonomik tedbir alınsa bile, siyasi sıkıntılar çözülmeden, krizi bitirme konusunda kesin sonuç almak mümkün görülmüyor.