ABD’de yayımlanan Bottom Line Health dergisine göre, TIP alanında yaşanan büyük değişim, bildiğimiz her şeyi değiştirebilecek boyutta. İddia edilen şaşırtıcı gelişmeleri paylaşıyorum:
- UCLA bilim adamları, Alzheimer’s hastalığının kodlarını buldu. Merkezlerindeki 10 Alzheimer’s hastasının 9’unu ilaç kullanmadan önemli ölçüde düzeltmeyi başardılar. Mevcut Alzheimer’s ilaçları, sadece hastalığın ilerlemesini yavaşlatıyor. Buck Institute ve UCLA’nın 20 yıldır sürdürdükleri araştırma, şimdiye kadar beyin sinirlerinin etrafını kaplayan beta-amyloid proteinlerinin neden olduğu bilinen hastalığın, daha önemli başka nedenleri olduğunu ortaya koydu. Bu nedenler, synapse-destroying(beyin aktivitelerini yok edici) işlevler olarak biliniyor. Buna karşı, synapse-making(beyin geliştirici) aktiviteler geliştirilmesi gerekiyor. Örneğin, akşam yemeği ile sabah kahvaltısı arasında 12 saat bulunması öneriliyor. Vücut, beta-amyloid ve benzeri zararlı hücreleri ancak bu sürede temizleyebiliyor. Sinir yatıştırıcı ilaçlar ve buğday tüketimi de Alzheimer’s hastalığını tetikliyor.
- Almanya’da, gövde hücreleri(stem cells) üretilip, bu hücrelerin kemik aralarına zerk edilmesi sayesinde, minüsküs yırtıkları kolayca yok ediliyor; eklem ameliyatları tarihe karışıyor. “Stem cells”, her hastanın kendi yağ hücrelerinden üretiliyor. Böylece, sporcuların spor hayatlarının sonu olan, minüsküs yırtıkları tedavi edilebiliyor. Spor hayatları bitti denilen sporcuların yüzde 73’ü, çok kısa sürede eski güçlerine kavuşabiliyorlar. Tabii ki, yalnız sporcular değil, eklem sıkıntısı olan herkes, bu tedaviden faydalanıyor.
Buğday ekmeği...
- Probiyotik kullanarak, diet ve genetik yapınıza bağlı olunmadan, kilo verilebileceği anlaşıldı. Herhangi bir diet uygulanırken, probiyotik kullanılırsa, yüzde 70 fazla kilo veriliyor ve ilaç alımı durdurulduktan sonra bile kilo verme devam ediyor. Probiyotik kullanımının bir doktor gözetiminde yapılması, gerekiyor.
- Buğday ekmeği ve diğer biçimlerdeki buğday tüketiminin sağlığa çok zararlı olduğu anlaşıldı. Bir dilim buğday ekmeği, 6 çay kaşığı şekere eşit oranda, kan şekerini arttırıyor. Şişmanlık ve diyabet, önemli ölçüde, buğday tüketimine bağlı. Şimdi tükettiğimiz buğday, atalarımızın tükettiğine benzemiyor. Buğday üretiminde kullanılan doğal olmayan katkılar, gübre ve hormonları, vücudumuz kaldıramıyor. Modern buğdayda bulunan, “amylopectin” maddesi yüzünden karbonhidratların şekere dönme hızı çok yüksek. Bu nedenle, kan şekerimiz ani biçimde yükseliyor ve düşüyor. Gerekmediği halde, açlık hissimiz artıyor. Mayo Clinic’in uyguladığı buğdaysız diet sayesinde, 275 hasta, 6 haftada ortalama 30 kilo verebildi.
- Yeni dörtlü PSA testi sayesinde, prostat kanseri teşhis olasılığı yükseldi. Mevcut PSA testleri, belli seviyelerde biyopsi yapılmasını gerektiriyor. Geliştirilen yeni dörtlü test, Prostate Health Index denilen bir ortalamayı ortaya koyuyor. Bu sayede, yeni test, biyopsi yapılma zorunluluğunu, yüzde 50 oranında düşürmüş bulunuyor.