Bitcoin, kripto para çeşitlerinden sadece birisi ama en büyüğü. Akbank’ın bu konuda yaptığı araştırmalardan da faydalanarak, ülkemizde çok bilinmeyen bu konuyu açıklamaya çalışacağım.
Bitcoin’in de dahil olduğu kripto paralar “Blockchain” adı verilen, bir çok ekleme yapıldığı için kimin tarafından yazıldığı belirlenemeyen, sürekli kendini yenilediği için içine sızılamayan, algoritmik bir bilgisayar yazılımı tarafından yönetiliyor. Kripto paraya sahip olanlar, bu para ile alım - satım ve yatırım yapabiliyorlar. Yaratılabilecek Bitcoin miktarı, 21 milyon adetle sınırlı. Şu ana kadar ne kadarının yaratılmış olduğu bilinmiyor. Her isteyen uzun ve pahalı uğraşılarla Bitcoin madenciliği (mining) denilen işlemi yaparak, Bitcoin üretebilse de toplam miktar 21 milyon adedi geçemeyeceği için, fiyatı gittikçe artıyor. 1 Bitcoin’in milyonda biri “Bit” olarak adlandırılıyor ve fiyatlandırmalar Bit üzerinden belirleniyor. 1 numaralı grafikte kripto para pazarının büyüklüğünü görüyoruz. 2017 sonu itibariyle, toplam pazar değerleri 610 milyar dolara ulaşan 1324 çeşit kripto para cinsi olduğu anlaşılıyor. Bu konudaki yıllar itibariyle büyümeyi 2 numaralı grafikte görüyoruz.
Piyasa değeri en
Kapitalizmin global ölçüde gelişmesi, çok seyahat eden, yenilikler peşinde koşan, bilgiye kolayca erişen, teknolojiyi rahatlıkla kullanan, ikinci lisanı daha kolay öğrenme olanaklarına sahip olan, spor yapan, tatilleri kaçırmayan, boş zamana sahip olmayı seven ve hobileri olan insanlar yarattı. Bu insan tipi, yalnız kendi ülkesinde değil, dünyanın başka ülkelerinde de kolaylıkla yaşayabilir, çalışabilir ve kendisi için bir iş kurabilir özelliklere sahip oldu. Kapitalizmin yarattığı bu yeni insan tipine “dünya vatandaşı” diyoruz.
Kapitalizmin “dünya vatandaşı” tipinden iki önce yarattığı insan karakteri “organizasyon adamı” tiplemesine uygundu. “Organizasyon adamı” kitlesel üretim yapan büyük şirketlerde çalışıyor, büyük şehirlerde yaşıyor ve parasını tüketime harcıyordu. “Organizasyon adamı”nın hedefi, otomobil ve ev sahibi olmak, eğitimli çocuklar yetiştirmekti. Bu insan karakteri tüm dünyadaki “orta sınıf”ı oluşturdu.
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, uluslararası ticaretin gelişmesiyle, “dünya vatandaşı” tipinden bir önceki insan tipi olan “dinamik üst-orta sınıf iş adamı” portesi ortaya çıktı. “Organizasyon adamı”nın yerini “girişimci adam” tipi aldı. Bu tipler, dünyada
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İkinci Dünya Savaşı’ndan beri, dünya denizlerinin tek hakimi durumunda idi. Son yıllarda, Çin’in deniz gücü, ABD’ne yaklaştı. Çin, bir kaç yıl içinde, ABD’nin denizlerdeki hegemonyasına son verecek.
Çin, bu gücüne güvenerek, öncelikle, yılda 5 trilyon dolarlık uluslararası ticaretin gerçekleştiği Güney Çin Denizi’ni tamamen hakimiyeti altına almak istiyor. Dünyanın en büyük 2 ticaret limanı, bu denizde bulunuyor. Bu nedenle, Çin denizin ortasında üzerlerinde havaalanları bulunan, insan yapımı adalar oluşturup, bu adaların kıta sahanlığından faydalanarak, Güney Çin Denizi’ni ve dolayısıyla, bu denize komşu ülkelerin (Tayvan, Filipinler, Vietnam, Kamboçya, Brunei, Malezya, Endonezya, Tayland) ticaretini kontrol altında tutmak niyetinde.
Her an olabilir
ABD de bölgede büyük deniz gücü bulunduruyor. Güney Çin Denizi’nde sahili bulunan ülkelerin de, küçük olsa da deniz güçleri var. Çin, insan yapımı adalarında dahi 20 deniz mili genişliğinde bir sahada, bölgeye girenlere ateş açacağı ihtarında bulundu. Halen, Çin jetleri ABD jetlerine 3 metreye kadar yaklaşıp, onları rahatsız etme durumundalar.
Amerikalılar, insan yapımı adaları, “Denizdeki Çin Seddi”
Mikrodalga gücünün kullanıl-ması ve lazer kullanan ileri iletişim tekniklerinin geliştiricisi Henry Kressel, bir ülkede yeni icat ve buluşların nasıl geliştirileceği konusunda bu ayın American Affairs dergisinde bir makale yayımladı. Kressel, 20. yüzyıl başında Edison Çağı olarak adlandırılan, icatlar bolluğunun nasıl olup da gittikçe azaldığını açıklamaya çalışıyor.
Edison’un “icat merkezi” o yıllarda 1.093 patent alarak bu konuda bir rekora imza atmış bulunuyor. Edison, hiçbir icadını kendi başına yapmadı ama icatlar yapan bir ekip kurdu. Ekibinde, bilim adamları, fikirleri uygulamaya sokmak üzere eğitilmiş pratisyen mucitler ve yapılan icatların piyasaya sürülme prensiplerini hazırlayıp uygulayan kişiler yer alıyordu. Bu icatlar zaman içinde bu icatlara bağlı sanayilerin doğması sürecine neden oldu.
Edison’un “icat merkezi” fikri, ABD’de benzer merkezlerin oluşmasına yol açtı. Ülkenin zenginleri de yapılacak yeni icatları piyasaya sürerek büyük kârlar elde etme beklentisiyle bu merkezleri destekledi. AT&T’nin Bell laboratuvarları, IBM, RCA, Westinghouse, General Electric şirketleri böyle kuruldu. Sadece Bell laboratuvarlarında 20.000’den fazla bilim adamı, mühendis ve uygulayıcı
New York’daki ikiz kulelere yapılan terörist saldırılarla ilgili çeşitli komplo teorileri üretildi. Bu konu üzerinde binlerce kitap yayınlandı. 12.3 milyon web sitesi konuyu ele almış ve iddialarda bulunmuş bulunuyor. İddiaların hala devam etmesi üzerine, Popular Mechanics dergisi, tarafsız 70’den fazla mühendis ve teknik adamla konuşarak, konuların tümüne açıklık getirdi. Bu açıklama ile, tüm komplo iddiaları çürütülmüş bulunuyor.
‘Jetler bulamadı’
İddia: Kaçırılan uçakların çevresindeki bölgelerde 28 uçak üssü bulunuyordu. Sadece 2 jet uçağı, onlar da Washington D.C.’deki Andrews jet üssünden kalkabildi. Jet uçaklarının kalkmalarına izin verilmedi.
Cevap: O sırada 48 eyalette hazır durumda sadece 14 jet uçağı vardı. Bir uçağın kaybolması durumunda devreye giren NORAD((North American Air Defence) sistemi devreye girip, alarm vermedi. Sivil bir kuruluş olan ATC(Air Trafic Control), NORAD’ı telefonla 3 kez arayıp bilgi verdi. Verilen bilgide, 11 uçuş numaralı uçağın Washington D.C.’ye yöneldiği söylendi; halbuki uçak, 35 dakika önce Kuzey Kuleye çarpmıştı. New York ATC, United 175 uçuş numaralı uçağın kaçırıldığını duyurduğu anda ise, o uçak zaten Güney Kuleye çarpmıştı. Boston
Timothy Ferriss’in geçen hafta piyasaya çıkan Tribe of Mentors (Akiller Takımı) isimli yeni kitabı, akil kişilerin hayat felsefelerini ve prensiplerini gözler önüne seriyor. Dünkü yazımda, kitaptaki bazı ilginç görüş ve aforizmayı aktarmıştım. Bugün devam ediyorum.
- Hayatımın ilk 33 yılında hiç hata yapmamaya çalıştım. Sonra, kaybetmenin o kadar da önemli olmadığını gördüm. Şimdi, daha çok risk alabiliyorum. Çünkü kaybettikten sonra bile ayakta kalmayı öğrenmiştim. Franklin Leonard (Blacklist dizisinin senaristi).
- “Eksiğim ne?” diye sor. Cevabı dinle. Strauss Zelnick.
- Başarı, ortalamayla yetinmemek, azamiyi aramaktır. Mark Bell.
- Herkes dünyayı nasıl değiştirmek gerektiğini anlatır. Oysa işe kendini değiştirmekle başlamalıdır. Leo Tolstoy (Rus edebiyatçı).
Uzun seyahatler
- Neden uzun seyahatlere çıkar ve geri dönersin? Bulunduğun yeri, yeni bir göz ve renkle görebilmek için. Terry Pratchett (İngiliz fantezi yazarı).
- Yeni bir şeye başladığında “deli” olduğunu söylemiyorlarsa, yeterince büyük düşünememişsin demektir. Linda Rottenberg.
Timothy Ferriss’in geçen hafta piyasaya çıkan Tribe of Mentors (Akiller Takımı) isimli yeni kitabı, akil kişilerin hayat felsefelerini ve prensiplerini gözler önüne seriyor.
Kitaptan, bazı ilginç görüş ve aforizmayı aşağıya aldım.
- Bana gelen iş tekliflerinden sadece binde biri işe yarıyordu. Fikirlerin bir çoğu çok iyi idi. Ama, içlerindeki yenilik ve buluş, uygulamaya sokmak için yeterli değildi. Steve Jobs (Apple’ın kurucusu).
- Kendi kendime yeterim diyen, hayal gücünden yoksundur. Oscar Wilde (İrlanda’lı yazar).
- Çok öğren, az bil. Neil Strauss (Kitapları 8 kez New York Times’ın en çok satanlar listesine giren yazar).
- Hayatın anlamını bulmaya çalışıyorsanız, aradığınız kendinizdir. Joseph Campbell (ABD’li mitoloji yazarı).
Oyunun kuralları
- Bir oyuna başlayacaksanız, 3 şeyi unutmayın: Oyunun kuralları, fırsatları ve kaçma zamanı. Çin atasözü.
ABD’de Başkan’a görüş bildirmek üzere, politik ve lobi grupları dışında, geleneksel olarak sürdürülen 6 adet teknik danışma grubu var. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1. Yeni yönetimin politika önceliklerini belirleyen Presidential Transition Team adlı komite. Bu komitenin üyeleri Başkan tarafından atanır ve gereğinde işlerine son verilir.
2. Obama döneminde başlatılıp, Trump tarafından da korunan Defence Innovation Advisory Board isimli komite. Komitenin temel amacı, silikon vadisi ile de işbirliği yaparak, askeri yenilikler yapma olanaklarını Başkan’a sunmaktır.
3. Teknoloji liderlerinin, sık sık Başkan’la bir araya gelmesini sağlayan ve Tech Summit olarak adlandırılan komite.
4. ABD’deki iş âleminin sorunlarını Başkan’a bildirmek ve ülkedeki iş yapabilme iklimini geliştirmek amacıyla kurulmuş olan, Strategic and Policy Forum adlı yuvarlak masa komitesi.
5. Üretimi artırmak ve yeni iş alanları açmak üzere, üretim alanında faaliyet gösteren guruların katıldığı, Manufacturing Jobs Initiative isimli yuvarlak masa komitesi.
6. Özel sektör stratejistlerinden oluşan ve American Technology Council (ABD Teknoloji Kurumu) ile birlikte çalışan White House Office of American Innovation adlı