Cari açığın yükselme-sine rağmen, kalıcı tedbirler alınmaması, ekonomimizdeki kırılganlığı artırıyor. Merkez Bankası ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafikler, cari açığın miktarı, kompozisyonu ile ihracatı gerçekleştirmek için ne kadar ithalat yaptığımızı gösteriyor.
Dış ticaret sorunu
İhracatın ve iç üretimin ithalata bağımlı olması, dış ticaret sorununu yapısallaştırıyor. 1980 ila 2000 yılları arasında, yüzde 1’lik bir ekonomik büyüme yüzde 0.01’lik bir cari açık/milli gelir artışı gerektirirken; 2010 ila 2017 yılları arası, ortalamada yüzde 0.95’lik bir cari açık/milli gelir artışı gerektirmeye başladı. Yani, büyümemiz için artık bire bir döviz girişi sağlamamız gerekiyor.
Dış kaynağa tam anlamıyla bağımlı bir üretim yapısı ortaya çıkmış bulunuyor. Yüksek ve kalıcı cari açığa bağlı olarak da, Türk Lirası’nda değer kaybı riski ile yeniden yükselme eğilimine giren enflasyon sarmalı, riskleri daha da arttırıyor.
Ne yapılmalı?
Dışardan para girişi mutlaka artırılmalı. Bunu yaparken faiz artırılmamalı. Merkez Bankası faizi artırılırsa, bu artışın duracağı yere kadar yeni dış sermaye girişi tedirginliği yaşanabilir. Buna karşılık, piyasa faizine müdahale edilmemeli.
Kamu
Gelişmiş ülkelerdeki borsa endekslerinin düşmeye başlamasıyla, küresel fon akımları gelişmekte olan ülkelere yönelmeye başladı. Sermayenin kendi ülkelerine gelmesini sağlamak üzere, bazı ülke merkez bankaları faiz artırma yoluna gidiyor. Ancak, sermaye korkaktır. Siyasi ve ekonomik istikrarın olduğu ülkelere gider. Gelişmekte olan ülkeler, kısa dönemli kâr amacıyla gelen portföy yatırımları yerine, kalıcı doğrudan yatırımları kendine çekmek ister. Biz ise, son dönemde, doğrudan yabancı yatırımlar yerine, portföy yatırımlarını çekebiliyoruz ve cari açığımızı portföy yatırımlarıyla kapatmaya çalışıyoruz.
İşte, ekonomimiz için en büyük risk burada yatıyor. Portföy yatırımlarına daha fazla bağlı olmamız da belirsizlikleri artırıyor.
Merkez Bankası ve Akbank kaynaklı aşağıdaki tablolar, cari açığın finansmanını, ekonomimizin büyümesiyle karşılaştırılmasını ve finansmanın kompozisyonunu gösteriyor.
Büyümeye etki
Yukarıdaki bilgi ve grafiklerden anlaşılacağı gibi, küresel fon akımlarının yönü, ülkemizin 2023 hedeflerine uygun biçimde büyümesinde önemli rol oynayacak. Grafiklerde yer alan (*) işareti cari açığın finansmanının, net doğrudan yatırımlar, net portföy yatırımları ve net diğer
Usta Gazeteci Mehmet Çetingüleç, Bülent Ecevit’in 12 yıl saklı tutulan “Veda” sohbetlerini “Ecevit’in Anıları” kitabıyla ölümsüzleştirmiş. Çetingüleç’in bu kitabı, mutlaka okunması gereken bir tarih dersi niteliğinde. Kitapta, “Ecevit’li Yıllar”a ait hiç bilinmeyen, iç ve dış politika gerçekleri yer alıyor.
Özellikle, Ecevit’in Kemal Derviş için söyledikleri, kitabın okunmasını kaçınılmaz kılıyor. Ne de olsa, Derviş, AK Parti iktidarının işbaşına gelmesini sağlayan adamdı. Bu açıdan bakılınca, Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök’ün Derviş’i “vatansever” olarak nitelendirmesini daha iyi anlayabiliriz. Yine, aynı açıdan bakılınca, Hürriyet Gazetesi’nin kaçınılmaz olarak el değiştirmesi oluşumunu başlatan da “vatansever” Kemal Derviş idi.
Özkök’ün Mehmet Çetingüleç’i “genç arkadaşım” diyerek küçümsemesini ise, hiç anlayamadım. Ne de olsa, Çetingüleç, sadece Ecevit’in sözlerini aktarıyordu.
Derviş için ne dedi?
Ecevit’in Derviş için söylediklerinden bir bölümü şöyle:
- En büyük pişmanlıklarımdan birisidir.
- O, şeytani hesaplar içerisindeydi!
- Nerede olduğunu dahi bilmiyorduk. Görüşmek istedim. Arkadaşlarımız defalarca aradı ama ulaşamadılar. Olacak iş değildi. 12 gün hiç yanıt vermedi a
2017 yılında ekonomimiz % 7.4 büyüyerek, son 4 yılın en yüksek büyüme oranına ulaştı. Ancak, geçen hafta biraz yükselmesine rağmen, Türk Lirası son 3 ayda % 5 civarında değer yitirmiş bulunuyor. Bu sürede petrol fiyatları da % 3.7 oranında yükseldi. 2017 yılı boyunca artış eğilimini koruyan ülkemizin brüt dış borç stoku 453 milyar dolara ulaştı. Bu stokun GSMH’mize oranı da % 53.3’ü buldu. Bu tutar içinde yer alan “kamu dış borç stoku” 136.2 milyar dolar.
Cari açık sinyal veriyor
Yüksek büyüme, yüksek cari açık ve enflasyon baskısına neden oluyor. Bu durum da Türk Lirası’na değer kaybı yönünde baskı getiriyor. Altın ve enerji ithalatındaki artış nedeniyle, “cari açık”ımız Ocak 2018 ayında 12 aylık kümülatif hesapla 52 milyar doları buldu.
Akbank, TÜİK, Bloomberg ve Merkez Bankası kaynaklarından derlenen aşağıdaki tablo, ekonomimize benzer ülkelerdeki verileri gösteriyor. Görüldüğü gibi, diğer ülkeler alt bantları zorlarken, ülkemiz en negatif etkilenen ülke durumunda. (*Türkiye için 2017 tahmini; ** Politika faizleri ve enflasyon gerçekleşmesi farkı)
Kredi büyümesi yavaşlıyor
Kredi Garanti Fonu benzeri yeni tedbir alınmaz ise, aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere, kredi büyümesinin
Geçen hafta ABD Merkez Bankası (Fed), beklenilen faiz artırımını gerçekleştirdi. Ekonomi için daha olumlu bir görünüm ortaya konuldu. Büyüme projeksiyonu yükseltildi; işsizlik oranı düşürüldü; enflasyon beklentisi hafif yükseltildi ve önümüzdeki yıllarda beklenilen faiz oranları yukarı yönlü revize edildi.
Kademeli olarak faiz artırımı fikri korunuyor. Yine de, elde edilen verilere göre hareket edilecek. Yani, yeni Fed Başkanı, süre gelen Fed politikasını değiştirmedi. Bu gelişme, tüm dünyada dolar ve dolara endeksli yatırımların faizlerini, yükselme eğilimine sokuyor.
Fed ve Akbank verileri ile derlenen aşağıdaki tablo, Fed projeksiyonlarını ortaya koyuyor:
Trump ve dış ticaret
ABD, her ülkeye aynı oran ve prensiplerle uyguladığı dış ticaret politikalarını değiştiriyor. Öncelikle, Avrupa Birliği, Kanada, Meksika ve Çin’e karşı Japonya ve Güney Doğu Asya ülkeleri ile yapılan dış ticaret anlaşmaları iptal edildi veya yeniden müzakereye açıldı. Alüminyum ve çelik ürünlerine gümrük vergisi konuldu.
Şimdi de, her ülke ile ayrı ayrı pazarlık yapılıyor. ABD’nin bu korumacı siyasetine tüm dünyadan sesler yükseldi ise de, ABD bu tedbirleri almak zorunda idi. Önceki ABD Başkanı Obama, Avrupa
Şanlıurfa bir müze kenti oldu. Şehirde 8 müze var. Bunlar Arkeoloji, Haleplibahçe Mozaik, Şanlıurfa Kent, Kurtuluş, Şurkav El Sanatları, Mutfak, Müzik ve Müslüm Gürses Müzik ve Sanat Müzesi’dir.
Müzeler için o denli geniş alana yayılmış ki bu alanların büyüklüğüyle Türkiye’de kıyaslanacak bir müze alanı yok. Gelişmiş ülkelerdeki müze alanlarının da çoğundan geniş.
Fikir 1948’de
Şanlıurfa’da bir müze açma fikri 1948 yılında mevcut eserlerin Atatürk İlköğretim Okulu’nda bir depoda toplanmasıyla başlamış. 1956 yılında Şehit Nusret İlkokulu’nda eserler için yer ayırılmış ve eserler burada toplanmış. Ancak, bu alanın yetersiz olması ve yörenin binlerce yıllık tarihini belgeleyen zengin kültür varlıklarının teşhirinin sağlanması ihtiyacıyla, 1965 yılında 1500 m²’lik bir alan üzerine, bir müze binasının inşasına başlanmış ve 1969 yılında Şanlıurfa Müzesi ziyarete açılmış.
Zengin tarihi geçmiş
Zengin bir tarihi geçmişe sahip olan Şanlıurfa’da birçok höyük ve eski iskân yeri bulunuyor. “Dünyanın ilk tapınak yapısı” olma özelliğine sahip Göbeklitepe ve kendine özgü sivil mimarisiyle büyük ilgi toplayan MÖ 5 binden günümüze kadar kesintisiz iskân edilen Harran bunların en önemlileri.
Kazılar
Liseyi bitiren evlatlarımız için, üniversite seçim dönemi başlıyor. Devlet üniversitelerinden birisini seçmek durumunda değilseniz, ülkemizde çığ gibi büyüyen vakıf üniversitelerinden birisini seçmek zorundasınız. Üniversite veya yüksekokul seçerken çoğumuzun dikkatinden kaçan aşağıdaki unsurların araştırılması gerekiyor.
1. Seçeceğiniz üniversitenin Mütevelli Heyeti kimlerden oluşmaktadır? Bu kişilerin deneyimleri nedir? Mütevelli Heyet Başkanı kendi oğlunu, torununu, gelinini vs. Mütevelli Heyete sokmuş mudur? Yani, üniversite ne kadar kurumsallaşmıştır?
2. Üniversiteler kâr amacı gütmüyor gibi görünse de, Mütevelli Heyet Üyeleri ve yöneticiler üniversiteden bir şekilde, olması gerekenden fazla nemalanıyor olabilirler. Bir üniversite durmaksızın yeni yatırımlar yapıyor, eğitim kadrosunu güçlendiriyor, öğrenciler için her yıl artan oranda yenilik ve kolaylıklar sağlıyor olmalıdır.
3. Seçeceğiniz üniversitenin burs olanakları nelerdir? Öğrencilerin ne kadarına, hangi oranda burs verilmektedir? Üniversite, sporu ve sporcuları hangi oranda desteklemektedir?
4. Seçeceğiniz üniversitede araştırma yapılmakta mıdır? Gelişmiş ülkelerde, üniversitelere her yıl devlet tarafından araştırma
1881-1898 yılları arasında, o zamanlar Mısır’ın bir eyaleti olan Sudan’da, kendini “Mehdi” ilan eden bir din liderinin ayaklanması yaşandı. Ayaklanmanın ekonomik nedeni, Sudan ve Habeşistan’dan Avrupa ve Amerika’ya gönderilen kölelerden elde edilen kazancın ele geçirilmesiydi. Ayaklanma ve bastırılması sırasında toplamda 5.5 milyon civarında insan öldü.
1879 yılında, Mısır ordusunun yabancı sömürgecilere karşı gerçekleştirilen ayaklanması İngilizler tarafından bastırıldı. İngilizler, yeterince pay alamadıkları kaçak köle ticaretinin kaldırılması yönünde baskı yapınca, köle ticaretiyle uğraşan Sudanlılar, Muhammed Ahmed’in etrafında toplanarak, merkezi hükümete karşı ayaklandılar.
Mehdi Ahmed Muhammed
Ahmed Muhammed, tasavvuf öğretisiyle yetişmiş bir Sudanlı idi. Müritleri, kendisinin “Mehdi” olduğunu, Allah ile haberleştiğini söylüyorlardı. Ahmed’in takipçilerine göre, İslami takvim 1882 ile 1883 yılları arasında 1000 yılını dolduracak ve bu yılları takiben de “kıyamet” kopacaktı. Mısır hükümeti, sözde Mehdi Ahmed Muhammed’in başına ödül koyup, yandaşları üzerine çeşitli askeri ve milis güçler gönderdiyse de bunlar başarılı olamadılar.
Mehdi taraftarları ve dervişler dinlerine sıkı