Dört günlük kurban bayramı yarın başlıyor. Her bayram olduğu gibi en güzel sofralar hazırlanıyor, belki yılda bir kez tüketilen lezzetlerle karşılaşıyoruz. Kurban Bayramı’nda et,hamur işi ve tatlı tüketiminin en yüksek seviyelere çıkıyor. Özellikle kurban kesiminin hemen sonrasında yenilen kavurma ile bayram boyunca aşırı tüketilen et, sindirim ve kalp-damar sistemi başta olmak üzere genel sağlık durumunu olumsuz etkiliyor. Bayram ziyaretleri sırasında ikram edilen tatlılar ise kan şekerinin hızla yükselmesine yol açıyor.
Kurban bayramını geleneksel kutlayanlar için hatılatmak istediğim notlar ise şunlar ;
Kavurma ve et kızartması kronik hastalıklar için risk oluşturuyor
Kırmızı et ile yapılan yemekler Kurban Bayramı’nın olmazsa olmazıdır. Ancak etin tüketim miktarı ve pişirme yöntemi çok önemlidir. Yüksek miktarda et tüketimi, günlük hayvansal yağ alımı ile alınan kalorinin artmasına ve vücudun daha fazla suya ihtiyaç duymasına neden olmaktadır. Özellikle kavurma, kızartma ve ekstra yağ eklenerek pişirilen etler kalp damar sağlığını olumsuz etkilerken, hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalığı olan kişiler için de risk oluşturmaktadır.
Kesildikten hemen sonra
Huzur ve bereketin simgesi Ramazan Ayını geride bırakmaya sayılı günler kaldı, haftaiçine denk gelen bayram nedeniyle yaklaşık 10 günlük tatil başlıyor. Ramazan ayı ile birlikte değişen beslenme düzenini yeniden eskiye döndürme vakti ancak bayramda karşılaştığımız dayanılmaz lezzetlere hayır demekte oldukça zor. Herşeye hayır demek yok elbette ama dengelemek hem beden sağlığınız hem de ağırlık kontrolünüz için şart.
Bayramın en güzel yanı sevdiklerimiz ile bayram sofralarında buluşup en güzel yiyeceklerin tüketilmesidir. Sohbetler de cabası. Ancak sofrada geçirilen zamanın uzun olması nedeniyle, yemek miktarları fark etmeden artabilir ve yapılan her yemeğin tadına bakma arzusu, yemek bitiminde tıka basa doyup, nefes almakta dahi zorluk çekmemize neden olabilir. Sonucunda mide yanmaları ve bağırsak problemleri de açığa çıkabilir. O nedenle yeme disiplininizi olabildiğince korursanız, bayram sonrası rahat edersiniz.
Ramazandaki uzun süreli açlık nedeniyle, metabolizma hızının yavaşlamasına bağlı olarak, daha hızlı kilo alınmaktadır. O nedenle, Ramazan Bayramını toparlanma dönemi olarak değerlendirmeye çalışabilirsiniz. Uzun süreli tatilin ve bayramın heyecanı ile yemek
Havalar çok soğuk, o zaman beslenmeye dikkat!
Yeni yıl tatili ve yılbaşı akşamı derken alınan fazla kalorileri dengelemek şart ! Üstelik aniden gelen soğuk hava ile kendini hissettiren kış ayları da kontrolü sağlamanızı zorlaştırabilir. Artan enerji ihtiyacı karbonhidratlı gıdalara yöneltir ve siz yanlış seçimler yaparsanız yağlanma artar. Daha hareketsiz geçen kış mevsiminde kısalan gün saatlerinde daha az miktarda besini daha sık aralıklar tüketmek hem metabolizmanızın yavaşlamasını engelleyecek hem de uzun gece saatlerinde daha az acıkma hissini oluşturacaktır.
Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte beslenme şeklinde değişikliler olmakta, genellikle yağlı ve şekerli besinlere eğilim artmaktadır. Kış aylarında kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmekte, fiziksel aktivite yoğunluğunda azalma olmaktadır. Kış mevsiminde fiziksel aktivitenin az olması, gecelerin uzaması nedeni ile televizyon başında fazla zaman geçirilmesi ve enerji değeri yüksek besin değeri düşük yiyeceklerin atıştırılması gibi nedenlerden dolayı vücut ağırlığında istenmeyen yönde değişiklikler olabilmektedir. Genellikle yaz aylarında dikkat edilmeye başlanan kilo kontrolü, kış aylarında
YILBAŞI GECESİ BESLENME
Koskoca bir yılı daha bitiriyor, yepyeni bir yıla yeni umutlar yeni isteklerle girmeye hazırlanıyoruz.
Her şeyden önce geçip giden bir yılı değerlendirmenizi öneririm, 2018 için neleri hayal ettiniz, neleri başardınız, kaç kg aldınız veya verdiniz, sağlık durumunuz nasıl ve sağlığınız için 2018’de neler yaptınız, kaç adım attınız, beslenmenizde neleri atladınız gibi. Tıpkı büyük şirketlerin yılsonu raporları gibi bunları tek tek düşünüp değerlendirmenizi ve 2019 yılı için hedeflerinizi belirlemenizi öneriyorum. Küçücük değişikliklerin 2019 yılı sonunda yaptığınız değerlendirmeye neler katacağını göreceksiniz. Hayatına günlük 30 dk’lık bir yürüyüş katsanız ayda 1 kg verseniz 12 ayda tam 12 kg daha hafif, daha rahat ve daha sağlıklı olursunuz.
Yeni yıl, 2019 ile yeni bir ben motivasyonunu oluşturmayı ve hedeflerinize inanarak emek harcamayı unutmayın derim.
Peki, heyecanla beklenen yılbaşı gecesi neler yapacağız, nelere dikkat edeceğiz?
O gece kalori alımınız artacağından, gündüz hafif beslenmeye ve bol su tüketmeye özen gösterin. Kahvaltınızı light süt veya yoğurda 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi ve ½ porsiyon meyve katarak yapabilirsiniz. Ara
Mucizevi bir besin denildiğinde hiç kuşkusuz “anne” sütü listenin ilk sırasında yer alıyor. Bunun nedeni ise bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirmekten başlayıp, başta kalp, obezite, diyabet ve kanser gibi pek çok hastalığın gelişme riskini düşürmeye kadar yaşamsal önem taşıyan pek çok fayda sağlaması.
Bu nedenle bebeklerin ilk 6 ay mutlaka anne sütüyle beslenmeleri gerektiğini her fırsatta vurguluyoruz ve anne sütünün faydalarını anlattıkça bitiremiyoruz.
Anne sütünün yeterince yararlı olabilmesi için kaliteli ve bol miktarda olması çok önemlidir. Emzirme dönemindeki annelerin büyük çoğunluğu zaman zaman bebeklerinin yeterince süt alıp almadıklarından endişe eder. Ancak bebeğe yetecek kadar süt üretilememesi oldukça nadir görülen bir durumdur.
Özellikle emzirme döneminde süt kaygısı nedeniyle şekerli gıda tüketimi oldukça sık yapılan bir hatadır. Çünkü şekerli gıdalar süt kalitesini olumsuz etkilemekte ve anneye emzirme dönemi sadece kilo olarak dönmektedir.
Emzirme döneminde tatlı yemek yerine diyetinize ekleyeceğiniz 10 sihirli besin ile hem süt miktarınızı hem de süt kalitenizi arttırabilir bebeğinize en büyük iyiliği yapabilirsiniz.
İşte anne sütünü arttıran 10
Uzun süre şekerli gıdalardan uzak durduğunuzda canınız neredeyse hiç tatlı istemez. Ancak bazen her gün tatlı yemeden duramaz, her yemek sonrası tatlı tüketmezseniz doymamış gibi hissedersiniz çikolata yemeden uyuyamaz hale bile gelebilirsiniz.
Neden olabilir?
Beslenme alışkanlıklarınızı bu şekilde geliştirmiş olabilirsiniz
Psikolojik olarak sizi rahatlattığını, mutlu ettiğini düşünüp tatlı yemeye ihtiyacınız olduğunu düşünebilirsiniz.
İnsülin metabolizma bozukluğu yani pankreastan kontrolsüzce insülin salgılıyor olabilirsiniz.
Sürekli tatlı yeme ihtiyacı, açlık halinde konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, yemekten 3 – 4 saat sonra anormal acıkma ve gece tatlı isteği gibi şikâyetler insülin metabolizmasında bozukluğu düşündürür.
Özellikle fazla kilonuz varsa ve bu yağlanma karın bölgenizde dikkat çekici ise mutlaka bir endokrinoloji ve diyabet uzmanına danışın. Sadece açlık kan şekerine bakmak böyle bir durum için yeterli değildir. Mutlaka insülin ve glikoz metabolizması beraber değerlendirilmelidir. Hatta fazla kilolarınızın sorumlusu bu bozukluk olabilir. Yedikleriniz enerji olarak kullanılamayıp yağ olarak depolanıyor olabilir.
Sonbahar, kimine göre hüzün ve depresyon mevsimidir...
Tatilller biter, stres başlar, yorgunluk, iş, okul ve koşuşturma yine kaldığınız yerden devam eder.
Oysa ki bana göre sonbahar, bir şeylerin bitişine üzülmek yerine, yeniden başlamanın, yenilenmenin ve arınmanın heyecanını yaşadığımız bir mevsim, yeni yaşanacaklar için umut demektir.
Sarı ve turuncunun ortak mevsimi sonbahar,
Yan yana tezgâhlarda hem yeşil fasulye, hem de ıspanağı bulabileceğimiz mevsim sonbahar...
Karpuz ve portakalı aynı anda yiyebileceğimiz mevsim sonbahar...
Sıcak yaz günlerinin yerini daha serin günlere bıraktığı sonbahar aylarında vücudumuzunda değişen mevsime verdiği bazı tepkiler vardır. Özellikle bahar aylarında birçok kişi tartıda ki rakamın aniden ve anlamsızca yükselmesinden, vücudunda ki gerginlik ve rahatsız edici şişkinlikten yakınır. Mevsim geçişlerinin vücuttaki ilk etkisi olan tartıda ki ani değişim moralinizi bozmasın çünkü bu rakam vücuttaki su miktarında ki artışı yani ödemin bir sonucu olabilir.
Peki Ödem Nedir?
Ödem, vücut dokuları arasında fazla miktarda sıvı birikmesi nedeniyle meydana gelen şişliktir. Bu durum daha çok toplardamar ya da lenf sistemiyle ilgilidir. Ödem şişlikleri en çok ellerde, kollarda, bileklerde, bacaklarda ve ayaklarda görülür. Ödemin farklı türleri arasında saydığımız bu bölgelerin dışında akciğer, beyin veya göz bölgesini etkileyen ödemler de vardır. Bölgesel ödemlerin yanı sıra vücutta genel bir ödem de söz konusu olabilir.
Nasıl Anlaşılır?
Günlük olarak aldığınız sıvı miktarı kadar idrara çıkmıyorsanız, egzersiz esnasında yeterince terlemiyorsanız, sabah uyandığınızda veya günün sonunda ellerinizde ve ayaklarınızda şişme ve gerginlik hissediyorsanız, deriniz gergin ise ve bastırdıktan