TARİF 1
5 bardak suyun içine bir avuç maydanoz, 1 avuç kiraz sapı, 3 poşet yeşil çay, 3 tane kuru kayısı, bir limon suyu atarak kaynatın.
Günde 3-4 kez aralıklarla kabızlık giderici çayı için !
TARİF 2
Akşamdan 1 kuru kayısı ve 1 mürdüm eriği bir bardak suyun içine atın ve sabaha kadar bekletin sabah aç karnına önce suyu için ardından kayısı ve eriği tüketin.
TARİF 3
Bir çay bardağı yoğurda havanda dövülmüş 1 çay kaşığı keten tohumu ilave edip sabah aç karnına tüketin. Eczaneden probiyotik alıp ilave edebilir yada sade marketten probiyotik yoğurtta kullanabilirsiniz.
Kabızlık birçok nedeni olabilen bir rahatsızlıktır ve birçok hastalığında belirtileri arasındadır.
Dışkılama sayısı sağlıklı kişilerde farklılık göstermektedir. Sağlıklı bireylerin günde bir kez ile haftada en az üç kez dışkılaması kalın bağırsağın işlevini sağlıklı bir biçimde sürdürmeye devam etmesi açısından önemlidir.
KABIZLIĞIN NEDENLERİ
Kabızlık beslenme ile doğrudan ilişki içerisindedir. Yeterli sıvı tüketilmediğinde, posalı yiyeceklerden yenilmediğinde, yeterli egzersiz yapılmadığında veya uzun süreli uygulanan yağsız diyetler sonucunda kabızlık problemiyle karşılaşmak olasıdır.
Bunların dışında, kalın barsaklarda fonksiyon bozukluklarına bağlı olarak, hormon bozukluğu, troid rahatsızlığı, depresyon, tansiyon, demir eksikliği ya da bir başka hastalığın semptomu olarak kabızlık gelişebilmesi de mümkündür. Vücut suyunun %10 gibi bir oranda azalması kabızlığa yol açmak için yeterlidir. Bu nedenle özellikle yeterli sıvı alımı çok büyük önem taşımaktadır.
Güne 1 bardak ılık limonlu su ile başlayın
Eğer mide probleminiz ve düşük tansiyonunuz yoksa aç karnına içilen ılık limonlu su sindirime faydalı olacaktır.
Tartıda ki rakamın aniden ve anlamsızca yükselmesinden, vücudunda ki gerginlik ve rahatsız edici şişkinlik hissettiren, özellikle kadınların en büyük derdi ödem. Hemen herşeyin havanın bile vücuttaki ilk etkisi vücuttaki su miktarında ki artışı yani ödemi meydana getirir. Ödem problemi yaşamak hem hayat kalitenizi hem de psikolojik olarak sizi rahatsız edebilir. Nedenlerini ve ödem probleminden kurtulmak için neler yapabilirsiniz hepsini konuşalım.
PEKİ ÖDEM NEDİR?
Ödem, vücut dokuları arasında fazla miktarda sıvı birikmesi nedeniyle meydana gelen şişliktir. Bu durum daha çok toplardamar ya da lenf sistemiyle ilgilidir. Ödem şişlikleri en çok ellerde, kollarda, bileklerde, bacaklarda ve ayaklarda görülür. Ödemin farklı türleri arasında saydığımız bu bölgelerin dışında akciğer, beyin veya göz bölgesini etkileyen ödemler de vardır. Bölgesel ödemlerin yanı sıra vücutta genel bir ödem de söz konusu olabilir.
Nasıl Anlaşılır?
Günlük olarak aldığınız sıvı miktarı kadar idrara çıkmıyorsanız, egzersiz esnasında yeterince terlemiyorsanız, sabah uyandığınızda veya günün sonunda ellerinizde ve ayaklarınızda şişme ve gerginlik hissediyorsanız, deriniz gergin ise ve
Depresyondayım, Kilo Aldım !
Duygular açsa, mide doymaz…
Depresyon döneminde olduğunuzu düşünüyorsanız ve bu zamanlar da "Mutsuzum ve her önüme geleni yiyorum, canım sıkkın bu yüzden hemen tatlıya yöneliyorum, stresli zamanlardayım elim sürekli abur cubura gidiyor, aç olmasam da buzdolabını açıp duruyorum" gibi cümleler size de uzak değilse önerilerime mutlaka kulak verin derim.
Depresyon en az 2 hafta süren duygu durum çökmeleridir. En yakın yol arkadaşı ise kilo durumunda ki artıştır. Çünkü bu iki durum birbirini besledikçe kısır döngü haline gelir, depresyon arttıkça kilo da artış, kilo arttıkça depresyon şiddeti ve süresinde de artış ile gözlemlenir.
Depresyonda ve Şişmanım
Depresyon özellikle kadınlarda çok daha sık karşılaşılan duygu durum bozukluğudur. Tedavisinde kullanılan ilaçların çoğu kilo artışını sağlar maalesef. Ama bu bilgi keyfinizi kaçırmasın kilo artışına sebep olmayan ve depresyonu tedavi eden ilaçlarda mümkün. Bu konuyu mutlaka psikiyatrist ile görüşmenizi öneririm. Kullanmanız gereken ilaç için kilo aldırmayacak alternatif yok ise durum sadece beslenmenize kalıyor ve bu noktada diyetisyen desteği almanız şart. Kilo artışına sebebiyet
Sağlıklı yaşamın önemli adımlarından biri de spordur. İster bir fitness salonunda yapın, ister eve aldığınız aletleri kullanın, ister yüzün, ister pilates yapın, isterseniz sadece yürüyün. Yeter ki düzenli ve aktif hareketi hayatınıza alın ve bir yerden başlayın…
Öncelikle bilinmelidir ki sporu zayıflamak için yapıyorsanız ve zaten spor yapıyorum istediğim gibi yiyebilirim diye düşünüyorsanız hedefe ulaşmanız epeyce zordur. Sağlıklı kilo vermenin anahtarı beslenmenizden geçer spor ise sadece destekler.
Haftada 3-4 kez düzenli egzersiz yapanların enerji ve protein ihtiyacı otomatik olarak artar. Bu yüzden düzenli spor yapanlar nasıl beslenmeleri gerektiği konusunda çoğunlukla merak içinde olurlar; internet ya da spor dergilerinden araştırma yaparlar. Üzülerek belirtmeliyim ki; internette ya da dergilerde gördüğümüz bilgilerin çoğu dikkat çekmek için yazılan yalan yanlış bilgilerle doludur. Öncelikle tavsiyem her okuduğunuza inanmayın ve yazan kişinin manken, şarkıcı, yazar değil gerçek bir diyetisyen olduğundan ve aldığı eğitimden emin olun.
Spor yapmaya karar verdiniz, ve başladınız. Şimdi neler yapacaksınız. Hepsini konuşalım…
İlk olarak sıkça yapılan bir kaç hatalı
Detoks Nedir? Detoks Ne Değildir?
Her yerde, herkesten çokça duyuyoruz, sosyal medya da detoks çayları, içecekleri yada tarifleri her gün paylaşılıyor, hatta artık detoks ürünleri için özel markaları bile var.
Peki nedir bu detoks ? Ne işe yarar, nasıl yapılır ,Kimler yapmalı, kimler yapmamalı, Bilinen ve bilinmeye tüm yönleri ile detoksu konuşalım.
Detoks kelime anlamı ile arınma, temizlenme anlamına gelmektedir. Aslında vücudumuz her gün detoks mekanizmasıyla kendini temizlemektedir. Nefes, idrar, terleme, safra gibi gündelik eylemler vücutta biriken toksinlerden kurtulma yöntemidir.
Alkol, kafein içeren içecekler, ilaçlar, besin katkı maddeleri (renklendirici, koku verici, suni tatlandırıcı gibi), tarımsal böcek ilaçları, hava kirliliği, sigara ve egzoz dumanı, radyasyon gibi etkenler vücutta biriken toksin yükünü arttırır. Toksinlerin vücuttan yeterli atılamaması halinde, yorgunluk, güçsüzlük, bitkinlik, kendini iyi hissetmeme, aşırı uyku ya da uykusuzluk, kas ve eklemlerde gerginlik, ağrı ve güçsüzlük, sinirlilik, bunaltı hissi, değişken ruhsal yapı ve bağışıklılık sisteminin yavaşlaması gibi birçok fiziksel ve ruhsal sağlık sorununa neden olur.
Doğru zamanlarda uygulanan,
SİYAH ÇAY, YEŞİL ÇAY, BEYAZ ÇAY
Sizi rahatlatıp keyiflendiren, lezzetli, ucuz ve kalorisiz süper bir besin arıyorsanız ve ayrıca o besinin tansiyonunuzu düşürmesini, damarlarınızı korumasını, kalp sağlığınızı destekleyip güneşin cildinize verdiği hasarı onarmasını, hatta sizi kanser, osteoporoz, felç ve kalp krizi risklerinden korumasını, katarakt ve diş çürümesi risklerinizi azaltıp alerji eğiliminizi dizginlemesini istiyorsanız, çay içmelisiniz.
Gerçekten bu tarif çay için az bile kalıyor. Ben çayı çok seviyor, sık sık demliyor, keyifle içiyorum üstelik her rengini hemen her gün kullanıyorum.
Bizim ülkemizde eski zamanlardan bu yana sadece siyah çay bilinirdi, son yıllarda yeşilçay da gündemimize girdi özellikle son bir kaç yılda ise beyaz çayıda sıkça duyar olduk.
Çayın hangi rengini kullanmalı, aralarında ki farkları ve tek tek yararlarını konuşalım istiyorum.
Öncelikle çoğu kişinin bilmediği, söylediğimde şaşırdığı bir gerçekten başlayalım.
Hem siyah çay, hem yeşil çay hem de beyaz çay aynı bitkidir yani kamelya çiçeği (Camellia sinensis) denilen ağaçcık familyasından gelmektedir.