Ramazan ayının verdiği maneviyat elbette yadsınamaz. Ancak bu süreci zayıflamanın bir yolu olarak görmek yapılan yanlışların başında gelmektedir. Zaten uzun süre aç kalıyoruz, midemiz küçülüyor bir şey yemek istemiyoruz, iftarı da geçiştiririm ee sonrasında da zayıflarım diyenleri duyar gibiyim. Bu hataya düşmeyin derim, zayıflama diyeti uyguluyorsanız veya zayıflama diyetine başlamayı düşünüyorsanız öncelikle bilmelisiniz ki ramazan ayı ve oruç buna engel değil. Tek şart yeterli ve dengeli planlanmış size özel beslenme planı. Aksi halde aç kalan vücut elbette kilo kaybına ulaşacaktır ama bu kalıcı ve sağlıklı bir zayıflama yöntemi olmayacaktır. Bu nedenle zayıflama diyetinizi mutlaka uzman bir diyetisyenden ramazana yönelik olarak planlatmalısınız.
Bahar aylarına denk gelen Ramazan ayında gündüz saatlerinin uzun olması nedeniyle yaklaşık 14 saat vücudumuz aç ve susuz kalır. Bu süreçte kendimizi halsiz ve yorgun hissetmemek için iftar, iftardan sahura kadar olan süreçte ve sahurda dengeli beslenmek şarttır.
Özel
"Ramazan ayında nasıl beslenmeliyiz? Bu süreçte nasıl kilo verebiliriz? İşte kilo vermemize yardımcı olacak 8 öneri..."
1. Sahurda doğru gıdalar seçin;
Sahurda, bütün gün aç kalma korkusu ile çok fazla yemeye yemek yenebiliyor. Önemli olan çok yemek değil, kaliteli yiyecekler tüketmek. Sahurda hamur işi, kızartma tüketmeyin. Bunun yerine kahvaltılık ve çorba iyi bir tercih olabilir. Kahvaltılık olarak; reçel, çikolata, bal, pekmez, yağlı peynirler yerine beyaz peynir, domates, salatalık, yeşillik, miktarını abartmadan zeytin tüketilmelidir. Yumurta, hem çok kaliteli bir protein kaynağı olması, hem de tok tutucu özelliğinden dolayı tercih edilmelidir. Sahuru atlamak hem sağlığınız için hem de metabolizma hızınız için iyi olmayacaktır. Hafif ve kaliteli besinleri içeren bir sahur yapmak oldukça önemlidir.
2.Orucunuzu su ile açın;
Konumuz belli, hepimizin dilinde corona virüsü.
Ülkemize geldi gelecek diye paniklerken ilk vakamız maalesef tanıyı aldı.
Elbette global olarak temkinli ve tedirginiz. Peki bireysel olarak bi ne yapmalıyız.
Başka Corona dahil diğer kış hastalıklarından grip ve soğuk algınlığına karşı vücudumuzu korurken hangi besinleri kullanmalıyız bunlardan bahsedelim.
TURUNÇGİLLER: Portakal, greyfurt, limon, mandalina gibi c vitamini deposu olarak tanımlanan bu meyveler antioksidan özelliği ile sonbahar ve kış aylarında vazgeçilmez olarak görülüyor.bu meyvelerin Suyunu tüketmek yerine meyvenin kendisini tüketmek aynı zamanda bağırsak sistemine de yarar sağlayacaktır.
SOĞAN-SARIMSAK: Doğal bir antibiyotik olan soğan ve sarımsak Vücudumuza giren mikroplarla mücadele eder ve kış hastalıklarına karşı güçlü koruyucudur. Yemeklerde pişmiş yada çiğ olarak tüketilmesi özellikle bu aylarda sıkça önerilir.
NAR: ‘antosiyanin’ adlı bileşen içeriğiyle bağışıklık sisteminin en iyi dostlarındandır. Narın suyunu içmek yerine orta büyüklükteki bir narı
Depresyon organik bir beyin hastalığıdır. Beyindeki bazı önemli maddelerin (seratonin, noradrenelin vb) azalması sonucu ortaya çıkar. Bu maddelerin bazen azalması bazen kalitesinin bozulması bazen de tüketimlerinin artması depresyonu tetikler.
Basitçe anlatacak olursak depresyon kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde bozan bir sağlık problemidir. Depresyon kadınlarda %20-26 arasında gözlemlenirken bu oran erkelerde %8-12 arasında gözlemlenmektedir. Depresyonun kadınlarda fazla görülme sebeplerinden başlıcaları; farklı hormonlara , yaşam içi farklı sorumluluklara sahip olmalarıdır .
DEPRESYONUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Aşagıdaki semptonların birkaçının birlikte görülmesi bize depresyonu düşündürebilir
-Yemek yememek /Tıkanırca yemek yemek
-Aile ilişkilerinde bozulma
-Arkadaşlarla zaman geçirmek istememe
-Dışarı çıkmak istememe
Koskoca bir yılı daha bitiriyor, yepyeni bir yıla yeni umutlar yeni isteklerle girmeye hazırlanıyoruz.
Her şeyden önce geçip giden bir yılı değerlendirmenizi öneririm, 2019 için neleri hayal ettiniz, neleri başardınız, kaç kg aldınız veya verdiniz, sağlık durumunuz nasıl ve sağlığınız için 2019’da neler yaptınız, kaç adım attınız, beslenmenizde neleri atladınız gibi. Tıpkı büyük şirketlerin yıl sonu raporları gibi bunları tek tek düşünüp değerlendirmenizi ve 2020 yılı için hedeflerinizi belirlemenizi öneriyorum. Küçücük değişikliklerin 2020 yılı sonunda yaptığınız değerlendirmeye neler katacağını göreceksiniz. Hayatına günlük 30 dk’lık bir yürüyüş katsanız ayda 1 kg verseniz 12 ayda tam 12 kg daha hafif, daha rahat ve daha sağlıklı olursunuz.
Yeni yıl, 2020 ile 'daha iyi bir ben' motivasyonu oluşturmayı ve hedeflerinize inanarak emek harcamayı unutmayın derim.
Peki, heyecanla beklenen yılbaşı gecesi neler yapacağız, nelere dikkat edeceğiz?
O gece kalori alımınız artacağından, gündüz hafif beslenmeye ve bol su tüketmeye özen gösterin. Kahvaltınızı light süt veya yoğurda 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi ve ½ porsiyon meyve katarak yapabilirsiniz. Ara öğünlerde yeşil çay tercih
Metabolizmayı hızlandırmanın 9 yolu
Kilo verme yada kilo koruma, konu hangisi olursa olsun hepimiz çok daha hızlı bir metabolizmanın peşindeyiz ve otururken bile daha fazla kalori yakma isteğindeyiz. Metabolik hızı etkileyen ilk faktör elbette vücuttaki kas kütlesi, ne kadar yüksek kas kütleniz varsa o kadar hızlı bir metabolizmanız var. Kas kütlesi ise genetik faktörlerin dışında günlük hareket miktarınız ile ilgili.
Tamam hareket kas kütlesini, kas kütlesi metabolizma hızını arttırıyor ama bunun dışında başka bir kaç yol daha var ki metabolizma hızınızı doğrudan etkiliyor…
Sık sık beslenmek
Bu konuda o kadar fazla fikir var ki, kimisine göre uzun süreli açlıklar ile 2 öğün tüketmeliyiz, kimisine göre 3 ana 3 ara öğün ile bu sayıyı 6’lara çıkarmalıyız. Bir uzman olarak bu sorunun kesin cevabını veriyorum ki bu tamamen sizin kendinizi nasıl daha iyi hissettiğiniz ile alakalıdır. Toplam kalori miktarı ayarlandığı sürece besinlerinizi kaç öğünde aldığınız uzun vadede kilo verme üzerine çok da etkili değil. Ancak yediğiniz öğle yemeği ile akşam yemeği arasında hissettiğiniz açlık yada halsizlik vücudun ara öğüne olan ihtiyacın belirtmektedir ve bunu göz ardı
Sonbahar Depresyonu Kilo Aldırmasın!
Sonbahar öyle bir mevsimdir ki sizi yazın enerjisinden kışın durağanlığına taşır. Günler kısalır, soğuk geceler uzar, güneş kendini daha az gösterir ve tüm bunlar içimizdeki sıkıntıları tetikler. Bunun sebebi ise güneş ışınlarının azalmasıyla birlikte salgılanan ve mutluluk hormonu da olarak bilinen seratonin hormonunun azalması ve beyin kimyasının değişmesidir.
Sonbahar Depresyonunun 10 Belirtisi
Sonbahar hem biyolojik hem de psikolojik etkenler sebebiyle kişi üzerinde çeşitli değişimlere sebep olur. Bu değişimler bilinen depresyon belirtileriyle benzerlik gösterir. Bunlar;
*Mutsuz ve huzursuz bir ruh hali,
*Sürekli uykulu hissetme ya da uyuyamama,
*Kendini suçlu hissetme ve değersizlik duygusu,
*Sinirli ve gergin bir ruh hali,
Mevsim geçişlerinde en büyük sorun ; Ödem
Sıcak yaz günlerinin yerini daha serin günlere bıraktığı sonbahar aylarında vücudumuzun da değişen mevsime verdiği bazı tepkiler vardır. Özellikle bahar aylarında birçok kişi tartıda ki rakamın aniden ve anlamsızca yükselmesinden, vücudunda ki gerginlik ve rahatsız edici şişkinlikten yakınır. Mevsim geçişlerinin vücuttaki ilk etkisi olan tartıda ki ani değişim moralinizi bozmasın çünkü bu rakam vücuttaki su miktarında ki artışı yani ödemin bir sonucu olabilir.
Peki Ödem Nedir?
Ödem, vücut dokuları arasında fazla miktarda sıvı birikmesi nedeniyle meydana gelen şişliktir. Bu durum daha çok toplardamar ya da lenf sistemiyle ilgilidir. Ödem şişlikleri en çok ellerde, kollarda, bileklerde, bacaklarda ve ayaklarda görülür. Ödemin farklı türleri arasında saydığımız bu bölgelerin dışında akciğer, beyin veya göz bölgesini etkileyen ödemler de vardır. Bölgesel ödemlerin yanı sıra vücutta genel bir ödem de söz konusu olabilir.
Nasıl Anlaşılır?
Günlük olarak aldığınız sıvı miktarı kadar idrara çıkmıyorsanız, egzersiz esnasında yeterince terlemiyorsanız, sabah uyandığınızda veya günün sonunda ellerinizde ve ayaklarınızda şişme ve