Rusya ile yapılan İdlib görüşmelerinde şu ana kadar Türkiye’yi tatmin edici bir sonuç çıkmadı. Rusya, Türk askeri gözlem noktalarının daha kuzeye çekilmesini, Türkiye ise Soçi Mutabaka-tı’ndaki haritaya geri dönülmesini istiyor. Dolayısıyla da temaslar devam edecek ancak sonuç açısından dikkatler daha çok zamanı ve formatı henüz belli olmayan Erdoğan ile Putin’in yapacakları görüşmeye odaklanmış durumda. Yani masada çözüm umudu hâlâ var. Bu arada da Türkiye’nin rejim güçlerinin çekilmesi, yoksa harekât seçeneği için verdiği ültimatomun süresi de doluyor. Nitekim dünkü grup toplantısında Erdoğan “İdlib harekâtı an meselesi” çıkışıyla Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını bir kez daha çok net ortaya koydu ve uyardı. Çünkü masada temaslar sürerken bile sahada Esad güçleri Rusya’nın gazıyla saldırdı ve alan kazandı, kazanıyor. Hedefinde de Afrin-İdlib yolu ile Cilvegözü sınır kapısıyla İdlib bağlantı yolunu kesmek ve İdlib merkezini kontrol etmek var. Bu bağlamda terör örgütü YPG/PKK’yla da her türlü kirli ittifak içinde. Tabii aynı durum terör örgütünün hamisi ABD için de geçerli. O da İdlib konusunda Türkiye’ye destek görüntüsü veriyor, hatta Trump son olarak “Türkiye ile birlikte çalışıyoruz” dedi ama bir yandan da bölgede bulunan radikal unsurları manipüle ederek ateşi körüklüyor. Dahası, Türkiye’nin müdahaleleriyle bozulan Suriye’nin kuzeyindeki terör koridoru projesini yeniden canlandırmak amacıyla Tel Rıfat’taki YPG/PKK’lıları tetikleyerek Afrin’e dönük tezgâhları da alttan alttan devreye sokuyor. Hem de Rusya’nın gözü önünde ya da bilgisi dahilinde. Dolayısıyla, tırmanan İdlib geriliminin bir zaman sonra Zeytin Dalı Harekâtı’yla güvenli bölge haline getirilen Afrin’e sıçratılma hayalleri de söz konusu. Nasılını İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi, emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:
“PYD/PKK’nın Afrin’e dönmesi ABD’nin projesidir. Zaten bu yüzden biraz İdlib’le ilgileniyor. Yani orada kontrolü radikal unsurlar ele geçirirse bir yolunu bulup Türkiye’nin zayıf anından faydalanarak Afrin’e PYD/PKK’yı yerleştirebiliriz diyor. Bu amaçla da PYD/PKK’ya sürekli istihbarat desteği sağlıyor.”
Nasıl yapacak, Afrin Türkiye’nin kontrolünde?
“Eğer İdlib’de kaos devam ederse kuzeyde Afrin’in yanındaki Tel Rıfat’ta bulunan PYD/PKK Menbiç’ten gelecek takviyelerle daha güçlenir. Türkiye’ye zarar verecek terörist faaliyetlerde bulunarak Afrin’de halkın içinde yerleşmeye başlar. Ardından da yaygınlaşır ve orada sürekli terörist faaliyetler yapar. Bu arada ABD devreye girer, ‘Buradan göç eden Kürtler vardı, geri dönsünler’ der. ABD’nin bu Kürt dediğinin çoğu da teröristtir, oraya sokar onları. ABD’nin Türkiye’ye dönük ekonomik ve askeri yaptırımları da tekrar gündeme gelebilir.”
ABD terör koridoru projesini ısıtabilir yani?
“Kesinlikle, hiç kuşku yok. Çünkü biliyorsunuz, Menbiç’i vermedi. PYD/PKK hâlâ Menbiç’te. Çünkü Afrin’le birleştirmek niyetinde. Yani ABD kuzey Irak, kuzey Suriye ve doğu Akdeniz’e ulaşan bir devletçik projesinden vazgeçmiş değil. Bu proje ortadan kalkmadı. ABD açısından proje şu anda soğutuldu, bir yere kondu...”
Peki ya Menbiç ve Fırat’ın doğusundaki Rusya’nın varlığı? Onlar ABD’nin kafasındakilere engel olmaz mı? Babüroğlu devam ediyor:
“Rusya PYD/PKK’nın varlığına hayır demiyor ki... Rusya rahatsız değil ondan. PYD/PKK’yı da terör örgütü olarak kabul etmiyor zaten. Rusya’nın amacı, PYD/PKK ile Şam yönetimini bir masada oturtmak ve yumuşak bir özerklik vermek. Bir de PYD/PKK askeri gücünü Şam ordusu içinde bir yapı olarak entegre etmek istiyor. Ama ABD bu kartı vermiyor. PYD/PKK da ABD korkusundan Rusya’ya yanaşamıyor.”
Menbiç’teki PYD/PKK gerçekte kimin kontrolünde o zaman?
“ABD’nin kontrolünde. Arazide Rusya hakim olabilir ama parayı, danışmanlığı ABD sağlıyor. PYD/PKK’nın sözde lideri Mazlum Kobani denilen adam kimin kontrolünde? ABD’nin. Yani Menbiç’te ABD’nin bayrağı yok ama sözü tamamen geçerli...”
Özetle; Türkiye’nin tavrı Suriye krizinin her aşamasında olduğu gibi, İdlib konusunda da çok açık ve net. Yani kartlarını yine açık oynuyor. Ama onun dışında herkes kirli ittifaklarla, farklı çıkar beklentileri peşinde. Dolayısıyla da saha tuzaklarla dolu...