Yavuz Ağıralioğlu, kuracağı partinin tabelasını sonbaharda asacaklarını açıkladı. Birçok isme odaklı konuşulan ama henüz doğrulanmayan daha başka parti kurma olasılıkları da söz konusu. Şimdilik düşünce aşamasında olanlar da var. Dolayısıyla, medyaya hemen her gün yeni bir parti ya da oluşuma dönük A takımı bilgileri sızıyor ya da sızdırılıyor. Yeni logolar, yeni tabelalar da olabilir yani. Elbette siyasette çok seslilik, renklilik demokrasinin gereği, siyasi figürlerin yeni bir iddia ve arayışla ortaya çıkmaları da doğal ama bu bir o kadar da soru işaretleri içeren bu durum. Zira, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarına göre Türkiye’de halen 142 aktif siyasi parti var… 1 Ocak 2020’den bugüne kadar son 4 yılda kurulan parti sayısı 75… Sadece geçen yıl, 2023’te 27 parti kurulmuş, yani ay başına 2 parti, hatta daha fazla düşüyor… 2024 başından bu yana kurulanların sayısı ise şimdilik 7... Bunlar arasında da matruşka gibi birbirlerinin içinden çıkmış, birbirinin benzeri partiler var ve onların başındakiler tanıdık bildik isimler, hatta söylemlerde örtüşmeler bile söz konusu ama çoğunluk, daha ziyade, adı sanı pek fazla bilinmeyen kişi ya da kişilerden oluşuyor. Vatandaşa sorsan bu partilerin çoğunun adını, logosunu dahi bilmez, genel başkanlarını tanımaz... Mesela; “Şahlanış, Tuğra, Al Sancak, As, Sağduyu, Ayyıldız, Güzel, Doğru, Ocak, İşçinin Kendi, Devlet, Umuda Yürüyüş, Demokrasi Zamanı, Altın Çağ, Ulusun, Ebedi Nizam” partileri gibi...
***
Ülkenin siyaset manzarasında tam anlamıyla bir parti kurma furyasıdır gidiyor...Ya da tam anlamıyla siyasi enflasyon...Peki, ne oldu da son yıllarda ülkede siyasetin cazibesi pik yaptı? Birden bu kadar çok siyaset heveslisi çıktı, çıkıyor? Bu sadece ittifak sisteminin yarattığı doğal bir sonuç, iktidar veya muhalefet bloklarının 50 artı 1 hesaplarına dönük oyunlar, kurgular mı? Yoksa hem iktidar hem muhalefet kanadındaki gelişmeler ile geçmişteki pazarlık ve bu yolla parlamentoya kolaylıkla girme örneklerinin siyaset sevdalılarını daha da cesaretlendirmesi mi? Yanıt hepsi de. Bir başka deyişle, kazan kazan durumu. Nitekim somut örneklerini de gördük fazlasıyla… Normal şartlarda olamayacak bazı partiler bugün parlamentoda, birçok isim de milletvekili koltuklarında...O nedenle, siyaset çiledir, sabır işidir; iddian, inancın, ufkun, projen olacak gibisinden klasik anlamdaki tanımı falan da şimdilerde hikâye. Elbette bu yolda yürüyenler de yok değil ama çektikleri zorluklar, performansları da ortada... Yine parti kurma ivmesini, hevesini artıran bir başka etken de siyaset yapma zemini, adresi bulamama durumu… Birçok isimde bu yüzden partilerinden ayrılıp yeni bir arayışa, umuda yöneldi malum... Ancak bir de geçmişte örnekleri görüldüğü gibi kıraathane ya da kumarhane gibi kirli işlerde kullanılma durumu da olabiliyor. Falanca partinin ilçe başkanlığı diye tabelayı astı mıydı pek kimsenin gelemeyeceğini, bir şey demeyeceğini zannediliyor genelde... Nüfuz ticareti Türkiye’nin siyasetteki kanayan yarası malum... Çünkü parti kurmak o kadar kolay ki; 33 kişiyi toplarsın, bunların siyaset yapma manileri yoksa yani daha evvel dolandırıcılık, sahtecilik bilmem ne gibi suçlardan yargılanmış, ceza almamışsa, götürür dilekçeyi teslim edersin, onay verirler, kurarsın. Paran varsa da tabelayı asarsın...
***
Kısacası; siyasi arena kıpır kıpır. Bir yanda normalleşme ya da yumuşama sürecinin sorgulanan akıbeti, diğer yanda, mevcut ya da olası ittifak bileşenleri arasında denge hesapları ve daha şimdiden aday kim olacak, olmalı çekişmeleri, tartışmaları var. İktidardan bugün memnun olmayan ama eli de CHP’ye gitmeyecek kitleler varsayımından hareketle umuda yelken açanlar veya ucundan ya da dolaylı olarak ittifaklara tutunma beklentileri içinde olan bazı partiler ve kişiler de görüntünün bir başka boyutu. Tabii bir de tabela partileri olarak nitelendirilen ve hiçbir bir etkinlikte bulunmayan ama farklı beklentiler peşinde koşan yapılar var. Bunlarda seçime katılacak partiler açıklandığında çok net ortaya çıkıyor. Yani siyaset o gibi partilerin sadece adlarında geçiyor, bu da daha çok kişisel menfaat faaliyetlerini kamuflaj niyetine! Siyasi cazibenin pik yapmasında herkesin hesabı başka açıkçası...