S-400 alımından vazgeçmesi için Türkiye’ye F-35’leri vermeme şantajı yapan ABD şimdi de “S-400’lerin aktif olduğu bir yerde F-35’lerin aynı anda uçması mümkün değil” gibisinden güvenlik ve teknik gerekçeler öne sürüyor. Yani ABD, bağımsız bir ülke olarak Türkiye’nin aldığı kararı, daha doğrusu Rusya’nın Türkiye’ye yakınlaşmasını engellemek için elinden geleni yapıyor. Ki ABD Dışişleri Bakanı Pompeo da bunu yekten söylüyor. Hatta müttefiklik ve diplomatik teamüllere hiç de uygun olmayan tehditvari bir üslupla. Dahası, ABD Başkan Yardımcısı Pence de “Türkiye seçimini yapmalı; ya NATO ya S-400” sözleriyle ABD’nin hasmane tavrını çok net ortaya koydu. Son olarak bunlara ABD’nin Türkiye büyükelçi adayı da eklendi. Tüm bunlara karşı NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in S-400’lerle ilgili açıklaması ise malum:
“İttifak ülkeleri silah alımı konusundaki kararlarını bağımsız alırlar.”
Yani bu NATO’yu ilgilendirmez, dolayısıyla da NATO açısından tehdit falan da söz konusu değil. Dün bu durumu Hava Kuvvetleri’nde Üs Komutanlığı, Lojistik Komutanlığı’nın da aralarında bulunduğu pek çok kritik görevde bulunan emekli bir generale sordum. Öncelikle de S-400’lerin NATO açısından tehdit olup olmadığını. Yanıtı şuydu:
“Yok değil, hiç değil. S-400 Türkiye’ye taarruzu düşünmeyen, etmeyen hiç kimse için tehdit değil. Bu taarruz silahı değil. Kimi tehdit ediyoruz ki biz? Kendimi korumayayım mı? Hatta NATO için güzel bir savunma sistemi bu. Dahası, S-400’ün bir NATO ülkesine gelmesi bir sürü NATO ülkesi için bir artıdır. Tatbikatlarda kullanılırsa buna karşı nasıl bir savunma sistemi geliştirecekler, hepsini belirlerler.”
F-35’ler için risk deniliyor?
“Hayır efendim, olur mu? Bu silah sistemleri şöyle çalışıyor; uçaklara bir kod yükleniyor, uçağı tanıma, tanıtma kodudur bu. Eğer ki sen onun istediği kodları yüklemezsen ve sistemi otomatik olarak atış yapacak hale getirirsen, o zaman o bölgeden geçen uçakları, yani tanımlamadığı uçakları vurur. Ama manuel kullanıyorsan, uçağın düşman olduğunu tespit etsen dahi kullanma-yabilirsin. Yani sistem öyle her geçene atmaz. Zaten atmaya kalktığı zaman sınırlı miktarda füze var elinde, hemen bitiverir, arkası da yok. Üstelik çok pahalı attığın füze. Vurduğun uçaktan daha pahalı belki de. Onun için, S-400 NATO’ya, ABD’lilere bir tehdit değildir. İleride Türkiye’ye karşı operasyon yapmayı düşünenler için tehdit, daha doğrusu, onlara karşı caydırıcı bir unsur. Diyelim ki Ankara’ya konuşlandırdık. Ankara-Eskişehir gibi bir bölgeyi savunacak. Oraya gelip taarruz etmek isteyen herkese karşı da etkili olarak bizim tarafımızdan kullanılacak.”
ABD’nin NATO’nun güvenlik kuşağını bozuyor iddiası var ama?
“Hikâye. Öyle bir şey yok. ABD’nin tek derdi; şu anda Türkiye’nin dış politikasıyla ABD’nin dış politikası örtüşmüyor. Eskiden Rusya’yla falan icazet alarak görüşüyordu, şimdi kendi başına hareket ediyor, kendi politikasını belirliyor. Kendine biçilmiş rolün üstüne çıkıyor Türkiye. Onlar da onu kabul etmiyor, edemiyorlar yani.”
Peki ya ABD F-35’ler konusunda sıkıntı yaratırsa? Türkiye Rus savaş uçaklarına yönelir mi ve bu, NATO açısından sorun yaratır mı? General devam ediyor:
“Rusya verebilir. NATO açısından Rus uçaklarının kullanılmasında bir engel yok. Zamanında Doğu-Batı Almanya birleştiğinde Almanlar çok miktarda Rus uçağını kullandılar, bunda da herhangi bir sorun olmadı. Önemli olan, bu uçakların NATO radar sistemlerine tanımlanması. Onun dışında başka sorun olmaz.”
Sıkıntı yaşanmaz yani?
“Ellerindeki hazır uçakları verirlerse olmaz. Ancak yine de onları uçurman için personelin (pilot, teknisyen) belli eğitimden geçmesi lazım. Bu da bir süreç. Aslında sorun, Türkiye’nin silahlanırken en baştan alternatif düşünmemesinde ve bir tarafa bağımlı kalmasında. Başka ülkelerle de bu işe girseymiş bu kadar sıkışmazdı yani.”