Joe Biden’in kongreye verdiği mektubundaki “Türkiye’nin Suriye’de YPG/PKK’ya yönelik operasyonları IŞİD’le mücadeleye zarar veriyor” sözleri saçmalığın ötesinde kuklacı ABD’nin terörist kuklalarıyla olan ilişkisini de çok net ortaya koyan bir durum aslında. Çünkü suçlama yapayım derken, kendi yediği haltların engellenmesinden kaynaklanan bir rahatsızlık durumu söz konusu. Şöyle ki; ABD’nin Suriye’deki varlık gerekçesi neydi? DAEŞ’i yok etmek. Ama ABD ne yaptı? Teröristlerle mücadele adı altında bir başka terör örgütü YPG/PKK’yı silahlandırıp eğitti, dahası alan açtı, açıyor. Yani ABD Ortadoğu’daki jandarması İsrail’in yanı sıra kendisine göbekten bağlı bir PKK/PYD/YPG garnizon devletçiği yaratmak üzerine kurguladığı kirli tezgâhı için DAEŞ’i bahane etti, kullandı. Örneğin 2014-2015’te Tel Abyad ile Ayn el Arab (Kobani) DAEŞ’ten kurtarma bahanesiyle PKK /PYD/YPG’ye teslim edildi. 2016-2017’deki Fırat Kalkanı Harekatı’nda TSK şehitler vererek bölgedeki DAEŞ’lileri temizlerken “ne kadar çok yer IŞİD’den kurtarılırsa o kadar iyi” açıklamasıyla destekler gibi görünmüşler ama Türkiye’nin El Bab’ın ardından Menbiç’e gitme kararlılığını anlayınca da bu kez oradaki PKK/PYD/YPG’lilerin Fırat’ın doğusuna çekileceği garantisi vermişlerdi. Ama Menbiç’teki PYD/YPG/PKK’lılar değil Fırat’ın doğusuna geçmek ABD bayrağının gölgesinde daha da palazlandılar. Rakka’da yaşananlar da malum. Orada da tek mermi atılmadan Rakka PKK/PYD/YPG’ye teslim edildi ve kentteki DAEŞ’lilerin daha sonra kullanılmak üzere kuzeye gitmelerine izin verildi. Nitekim daha sonra TSK’nın Afrin’e yaptığı harekâta karşı kullanıldılar da. Hem de daha önce düşman gibi göründükleri PKK/PYD/YPG ile aynı safta. Ama bir yandan da Afrin’deki harekâtın DAEŞ’i canlandırabileceğine dönük sütre gerisinden alçak, kirli bir algı operasyonu yürütülmüştü. TSK’nın Ekim-Kasım 2019’da Barış Pınarı Harekâtı kapsamında terör örgütü YPG/PKK’ya dönük temizliği devam ederken ise ABD’den “Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki adımları IŞİD’le mücadeleye ciddi ölçüde zarar veriyor” gibisinden akıl dışı açıklamalar, hatta yaptırımlar gelmişti. Yani bugün Biden’in dile getirdiği saçmalık önceki Başkan Trump zamanında da vardı. Hepsinin nedeni de silahlandırdıkları, koruyup, kolladıkları terör örgütü PKK/PYD/YPG’nın TSK operasyonları karşısındaki çaresizliği, buna bağlı olarak da devletçik planlarının bozulmasıydı. Dolayısıyla ABD’nin DAEŞ’le mücadele etme, onu yok etme gibi bir derdi, niyeti falan olmadığı da çok açık ve net. Evet, ABD örgütün lideri Bağdadi’yi yok etti ama örgütü hepten ortadan kaldırma konusunda aynı hassasiyet hiçbir zaman söz konusu değil, olmadı. Onları daima adımlarını atarken önünü ya da mayın tarlasını temizleme aracı olarak görüyor ve kullanıyorlar. Bu bağlamda da ABD bir bakıyorsun DAEŞ bitti, bitiyor havası veriyor ama sonrasında en büyük tehdit diye yeniden celalleniyor. Mesela, Mart 2019’da Trump DAEŞ’in tamamen yenilgiye uğratıldığını açıklamıştı, Ekim 2019’da terör örgütünün lideri Bağdadi öldürüldüğünde de bu tezler pekiştirilmişti. Yani ABD’nin kirli planları doğrultusunda DAEŞ bir saklanıyor ve bitti sanılıyor, bir hortluyor. O nedenle de Biden’in sözlerinin hiçbir inandırıcılığı yok. Özellikle de “Türkiye’nin Suriye’de terör örgütü PKK/YPG’ye yönelik operasyonları sivilleri tehlikeye atıyor; bölgede barış, güvenlik ve istikrarı zedeleme tehdidi barındırıyor” gibisinden zırvalarının. Hele de terör örgütü PKK/YPG’nın, ABD’nin verdiği silahlarla Afrin’de, Fırat Kalkanı ya da Barış Pınarı Harekâtı bölgelerinde saldırılar düzenlediği oradaki sivil halkı katlettiği gerçeği ortadayken... Bu durumda da Biden’in yazdıklarına mektuptan ziyade masal demek daha gerçekçi. Ancak Biden’in sözlerini haklıymış gibi gösterme amaçlı algı operasyonlarını pekiştirmeye yönelik manipülasyon, provokasyon olasılıkları gibi bir sıkıntı da söz konusu. Mesela dünyanın dikkatini DAEŞ tehdidinin arttığına çekmek ve ABD’nin bu tehditle mücadele etmesine rağmen engellerle karşılaştığı algısını oluşturmak için kışkırtıcı eylemler olabilir. Yarın öbür gün Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde havaalanında, garlarda veya otogarlarda, kalabalık yer yer de DAEŞ intihar türü bombalı eylemlerde bulunabilir. Yani CIA’nın, MOSSAD’ın çok sevdiği ve bugüne dek dünyanın her köşesinde uyguladığı örtülü faaliyetler devreye girebilir..