Türk Kızılay’ın geçtiğimiz günlerde kan stoklarının kritik seviyeye düşmesine bağlı olarak yaptığı kan bağışı çağrısına vatandaşlar duyarsız kalmadı. Ve kan stoklarında kritik durumdan asgari seviyelerin üzerine çıkıldı. Yani “aranan kanlar” bulundu. Ancak sıkıntının yinelenmemesi için bağış konusundaki aynı hassasiyetin devam etmesi gerekiyor. Çünkü evet ramazan dönemi ve bayramın olumsuz etkisi geçti ama asıl 1.5 yılı bulan pandemi sürecinden kaynaklanan zorluklar hâlâ geçerli. Üstelik de bu sadece salgın endişesiyle insanların kan bağışından uzak durmalarından değil, doğrudan hastalıkla bağlantılı olarak artan kan ihtiyacından kaynaklanan bir durum. Hem de bu süreçteki hastanelerde azalan cerrahi müdahale, ameliyatlara rağmen. Dolayısıyla, bir yandan azalan, diğer yandan artan talebe endeksli tam anlamıyla hassas ve kritik bir denge söz konusu. Hem de her gün durmaksızın. O nedenle de ülkemiz bağlamında kan verilerini irdelemekte yarar var. Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık anlatıyor:
“Türkiye içerisinde ulusal kan stoklar açısından baktığımızda yılda 3 milyon ünite gibi bir kan sarfiyatımız var. Biz de bunun yaklaşık yüzde 90’ını Kızılay olarak topluyoruz. Bizim her gün kıymetli bağışçılarımızdan 8-9 bin ünite kan toplamamız gerekiyor. Toplanan her bir ünite kanı da laboratuvarlarımızda üç parçaya ayırıyoruz; eritrosit, trombosit ve plazma olarak. Yaklaşık 24-25 bin ünite kan bileşeni her gün gelen taleplere göre 81 ildeki 1564 hastaneye dağıtılıyor. Onun için de bizim kan bankalarımızda sürekli bulunması gereken sayı 30 bin ünite. Bunun altına düşmemesi gerekiyor.”
Bayağı kritik seviyeye mi düşmüştü?
“Evet, ramazan sürecinde biraz sıkıntı vardı. Toplanan kan günlük 4-5 bin üniteye düşmüştü. Bir de Kovid nedeniyle ihtiyaç da artmış durumda. Yani kan sarfiyatı da fazla.”
Niye?
“Çünkü Kovid hastalığında bizim sitokin fırtınası dediğimiz aşırı bağışıklık yanıtı oluşuyor. Bu da vücudun içindeki kan hücrelerini harap etmeye başlıyor. Ve bizim kan sitopeni dediğimiz kan hücreleri trombositler, eritrositler yıkılmaya başlıyor, özellikle de yoğun bakım hastalarında. O sırada bu Kovid hastalarına acil kan ürünleri vermemiz gerekiyor. Bununla beraber, Kovid hastalarına birde immün plazma veriyoruz. Aşağı yukarı şimdiye kadar 150 bin civarında hastaya bu immün plazma uygulaması yapıldı. O da devam ediyor yoğun bir şekilde.”
Kovid nedeniyle artışın rakamı var mı?
“Hastaneler bizden hasta ve hastalık ismi yazarak kan talep etmiyorlar. Bizim bir otomasyon sistemimiz var. Bütün hastaneler mesela Hacettepe, Çapa, Cerrahpaşa bize günlük olarak şu şu gruplarda, şu kadar bileşene ihtiyacım var diyor, biz onu götürüp teslim ediyoruz. Onların hangi hastalara kullanıldığı bilgisi bizde yok, onun için net bir rakam veremem. Ama şunu ifade edebilirim, pandemi sürecinde yani neredeyse 1.5 yılı devirdik, bu sürede özellikle cerrahi ameliyatlar ertelendi, azalma oldu, dolayısıyla orada kan sarfiyatında bir düşüş oldu ama toplamdaki kan ihtiyacı arttı. Bende onu Kovid etkisiyle oluşan ilave talebe bağlıyorum. Bu anlamda da yıllık yüzde 10’luk bir artış söz konusu.”
İmmün plazma konusunda da çok yoğun ve özel bir faaliyet yürütüldüğünü belirten Kınık devam ediyor:
“Sağlık Bakanlığı hastalığı geçirmiş ve kan verebilecek insanların bilgilerini bizimle paylaşıyor. Biz de doğrudan çağrı merkezlerimiz aracılığıyla o kişilere ulaşıyoruz. Şimdiye kadarki 150 bin immün plazma bileşeni böyle alındı, her birine kendimiz ulaştık, bunun ne kadar önemli olduğunu anlattık. Yüz binlerce insana telefonda saatlerce dil döktük. Bir de TÜRKÖK diye Sağlık Bakanlığı’yla beraber yürüttüğümüz kök hücre çalışmaları var biliyorsunuz. O programda da 800 bin civarında kemik iliği kök hücre bağışçımız var. Bu bağışçılarımızın kök hücreleri alınıp kemik iliği nakli bekleyenlere naklediliyor. Şimdiye kadar 4 bini aşkın eşleşme ve başarılı nakil oldu. Bu da ilk defa 2016’dan sonra başlattığımız ve şu an iyi giden bir program.”
İmmün plazma konusunda vermeyenler var mı?
“Bazı şartlar nedeniyle herkes veremiyor. Mesela doğum yapmış kadınlar, cerrahi bir takım operasyon geçirmiş olanlar, bazı ilaçları kullananlar veremiyor. Yani çok daralıyor ama verebilecek şartlara haiz olan 100 kişinin 92 tanesi verdi. Vatandaşlar geri çevirmediler.”
Bir de bulunmayan ya da az bulunan kan grupları konusu var? Örneğin 0 RH negatif gibi?
“Onlar az bulunan kan grupları ama şöyle çok fazla bulunan kan gruplarından çok fazla ihtiyaç oluyor. Nüfus oranları fazla olduğu için. Dolayasıyla her grup kıymetli bizim için ama mesela 0 grubu, 0RH negatif herkese verebildiği için özellikle afetlerde, kazalarda, aniden gelişen askeri operasyonlarda biz onları çok kullanıyoruz. Kişinin kan grubuna hemen bakamadığımız için onlar bizim için kritik sahaya sürdüğümüz destekler oluyor.”
Şu an için kanda sıkıntı yok yani?
“Hiçbir vatandaşımız kan ihtiyacı karşılanamadığı için sıkıntı yaşamadı. Çok zor günler geçirdik, çok sıkıntılı zamanlar yaşadık, bütün dünyanın kan bankacılığı sistemi Kovid nedeniyle ciddi olumsuz etkilendi ama hamdolsun biz bu süreçte ihtiyaçları karşıladık. Şu anda asgari stok seviyesinin üzerindeyiz. Bizim sadece tedirginliğimiz zaman zaman asgari stokun altına düştük. Düştüğümüz zaman da, tabii Allah göstermesin, bir afet olur binlerce ünite kan sevkiyatı ihtiyacı doğar diye hep kendimizi güvencede tutmak istiyoruz. Oralarda zaman zaman kaygılar yaşadık...”