* Ülkemizin her köşesi ayrı bir uygarlığın izlerini taşıyor. Anadolu tarih kokuyor ama; biz bunun değerini bilmiyoruz.
Gidip görmeyi bırak, doğru dürüst sahip bile çıkamıyoruz. Yok olup gitmelerini seyrediyoruz.
Bunun en canlı örneklerinden biri de Güneydoğu Anadolu'daki Aydınlar ilçesinde yaşanıyor.
Aydınlar eski adıyla Tillo, Siirt'in ilçesi. Kent merkezine uzaklığı 9 kilometre.
Süryani dilinde `yüksek ruhlar', Arap dilindeyse `yüksek yer' anlamını taşıyor.
İlçenin en belirgin özelliği; tarih zenginliği.
Gerçekten de bir çok uygarlığa beşik olan Tillo'dan kimler gelip, geçmemiş ki?
Hıristiyanlık daha sonraları da İslamiyet dönemlerinde kültürel merkez olarak bilinen Tillo'nun kendi adıyla parası dahi olmuş. M. Ö 2000 yılı başlarından itibaren Samiler, Babil ve Asurlar bölge üzerinde hakimiyetlerini sürdürmüşler.
Sonradan Urartu Krallığı'na geçen bu topraklar, M.Ö. 7. yüzyılda Medler, 6. yüzyılda Perslerin olmuş. Perslere bağlı olan İran asıllı Ermeni Devleti etkisinde de kalan topraklar M.S. 7. yüzyılda İran İmparatorluğu'nu ortadan kaldıran Araplara geçince bölge, El- Cezire eyaletine bağlanmış. Alparslan'ın Anadolu'ya girişinden sonraysa Selçukluların hakimiyetine girmiş.
Tillo'nun tarihi geçmişi bununla da bitmiyor.
12. yüzyılda Moğol akınları sırasında İlhanlılar, Timurlar, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Safevilerin yönetimlerinde kalmış.
1514 yılında kazanılan Çaldıran Zaferi'nden sonra Osmanlı Devleti'nin toprakları arasına girmiş, 1884 yılında da Bitlis eyaletine bağlanmış.
Cumhuriyet döneminde Aydınlar adıyla bucak iken, 3467 sayılı yasayla 18 Mayıs 1990 tarihinde ilçe olmuş.
Bugün yaşayan nüfusu köyleriyle birlikte 6 bin.(1990 sayımı)
Tillo'da 40 bin evliyanın mezarı olduğu söyleniyor.
Doğal olarak da ilçede yaşayan herkes şeyh torunu.
İşte böyle bir yer Tillo, şimdiki adıyla Aydınlar.
Tarih zenginliğine gelince;
Bir yanda Osmanlı'nın izleri, Selçukluların damgası, öte yanda Arap esintileri.
Her sokakta ayrı bir uygarlık kalıntısı.
Tillo'da 25 türbe bulunuyor.
Bunların başında da İsmail Fakirullah Hz. ve İbrahim Hakkı Hz.'ne ait olanı geliyor.
İbrahim Hakkı Hz.; 1703 yılında Erzurum'a bağlı Hasankale ilçesinde doğmuş, 1780 yılında 77 yaşında Tillo'da vefat etmiş. Babası mürşit aramak maksadıyla Siirt'e buradan da Tillo'ya gelerek İsmail Fakirullah Hz. hizmetine girmiş. İbrahim Hakkı Hz. çocuk yaşta amcasıyla birlikte geldiği Tillo'da babasının şeyhine katılmış, din ve fen ilimleri üzerine çalışmış. Ölümüne kadar da buradan ayrılmamış.
Türbesi bir büyük ve iki küçük kubbenin örttüğü iki oda ve bir hol ile bir kuleden ibaret. Türbenin asıl özelliği; Tillo'nun 3 - 4 kilometre doğusundaki bir tepe üzerine yapılmış duvardaki (öyle bir duvarki taşlar üst üste yığma, alçı, çimento, çamur hak getire) pencereden her yıl gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart günü doğan güneş ışınlarının yansımasıymış. Türbe kale duvarının gölgesinde kalırken, pencere boşluğundan geçen güneş ışınları türbe kulesinin penceresine vurup kırılır, İsmail Fakirullah'a ait sandukanın baş tarafını aydınlatırmış.
Aydınlatırmış diyorum; çünkü restorasyon sırasında bu ışık düzeni bozulmuş. Bir çok bilim adamının uğraşısına rağmen orjinal haline getirilememiş.
İnsanın içi cız ediyor.
Ne kadar da kolay harcıyoruz, tarihi değerlerimizi.
İlçede dolaştıkça yüreğimiz iyice sızlıyor.
İlgisizlik, vurdumduymazlık inanılmaz boyutlarda.
Bu düşünce, Sadettin Toprak hocaefendiye ait eve girdiğimizde had safhaya ulaşıyor.
Hocaefendi, İbrahim Hakkı beyin torunlarından.
Evinin bir odasını müze haline getirmiş.
İbrahim Hakkı'nın kullandığı kozmoğrafya aletleri, haritalar, güneş sistemiyle ilgili tahta küreler, el yazması çok değerli kitaplarla düşünüre ait çeşitli eşyalar bu odada sergileniyor.
İsmail Fakirullah Hz.'ne ait cübbe, tespih, divitlik, asa içiçe duruyor. İbrahim Hakkı Hz'nin kendi eliyle yazdığı 'marifetname' adlı eserin orjinali de burada.
İnsanın gördüklerine inanası gelmiyor.
Allahtan, Sadettin hocaefendi camdan korunaklar yapmış.
Yoksa eserler onun bunun elinde hırpalanıp gidecek.
Ya yangın çıkarsa?..
Bu sorunun yanıtı yok. Aslında var da yok!..
İlçenin yeni kaymakamı Kadir Kaya; idealist bir genç. O da gördükleri karşısında dayanamamış, soluğu Ankara'da almış.
Amacı; ilçenin durumunu Kültür Bakanı İstemihan Talay'a anlatmak. Devletten bu mirasa sahip çıkmasını istemek.
Randevu almış, bakan beyin huzuruna çıkmış.
Bravo kaymakama, büyük iş başarmış. Çünkü bakanlarımız çok meşgul. Telefonla ulaşmak dahi güç, sürekli toplantı halindeler!..
Her neyse, dönelim kaymakama.
Ulaşmışta, sonuç almış mı?
Soruyu, Kaymakam Kaya yanıtlıyor:
"Görüşmemiz iki ya da üç dakika sürdü. Bakanımıza doğru dürüst Tillo'yu anlatamadık, önemini vurgulayamadık."
Özeti; kocaman bir hiç!..
Aman, sayın bakanım;
Biliyorum ki; işiniz oldukça yoğun ve zor.
Ancak; sizin bu konulara gösterdiğiniz hassasiyete yakinen tanık olanlardan biriyim.
O nedenle; Tillo'yla da ilgileneceğimizi umuyorum.
En azından görmek isteyeceğinizi düşünüyorum...
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025