En hain kim seçimi...

Türk tarihinin gelmiş geçmiş en büyük hainlerinden Fetullah Gülen’in yerine geçecek isime odaklı Fetullahçı terör örgütünde iç çatışma, kavga, var...Ki bu Fetullah Gülen’in ölümüyle başlayan bir süreç de değil. Son birkaç yıldır örgütte gücü ele geçirme, parayı kontrol etme adına süregelen kavga zaten bilinen bir gerçeklik...Gülen’in hastalık sürecinde de yerine, koltuğuna oynama adına birbirlerini yeme amacıyla bazılarını itibarsızlaştırma, hatta kritik bazı isimleri hepten yok etme üzerine kurgulu aşağılık FETÖ taktikleri, kumpasları kendi içlerinde de uygulanıyordu yani...Baş hainin ölümünden sonra da hepsi gün yüzüne çıktı, daha açık konuşulur oldu. Bu bağlamda da ABD ve Avrupa merkezli iki damar söz konusu. Avrupa örgütlenmesi Afrika üzerinde diğer ABD örgütlenmesi ise Asya’da daha etkin...Böyle bakıldığında da üç-dört isim, kontrolü ele geçirmek için güç mücadelesine girmiş durumda. Mesele de ideolojik değil, paraya çökme, yönetme kavgası...Şimdi onlar arasından da “en hain kim seçimi” yapılacak...Fetullah Gülen’in cenazesi için bugün ABD’deki hainler buluşması da buna dönük işaretler verecek. Ama bu FETÖ’nün geleceğine, yeni başhainin kim olacağına doğrudan Fetullahçılar karar verecek anlamına da gelmiyor, zira başka odaklar, başka merkezler tarafından idare ediliyorlar ve asıl kararı onlar verecek...Bir servis yapılanması, çalışması var sonuçta ortada...Dolayısıyla Gülen’in ölümüyle örgütün tasfiye olasılığı ya da parçalanmasına dönük öngörüler de hiç gerçekçi değil... 

*** 

Malum FETÖ, denildiğinde artık herkes biliyorki ABD politikalarının izlenmesi,uygulanması açısından çok önemli bir yapı,organizasyon...Türkiye hedef ülke olmakla beraber Asya’da, Balkanlar’da, Afrika’da, Avrupa’da belli bölgelerde etkisi var ve her bakımdan kullanılışlı bir aparat. Bu durumda da ABD’nin uzun yıllardır köklenen böyle bir yapıyı tasfiye etmesi ya da tasfiye edilmesine izin vermesi veya zayıflamasına göz yumması mümkün değil. Demokratlar ya da Cumhuriyetçiler farketmez ABD’de iktidarda kim varsa ilgili ülkelerde bu tür yapıları kullanıyorlar. ABD’nin politikaları, çıkarlarının desteklenmesine yönelik faaliyet yürütsünler diye...Mesela Fetullahçı yapıdan bugüne kadar Filistin meselesiyle ilgili bir açıklama duyuldu mu? Ya da ABD’nin tavrına, duruşuna yönelik bir eleştiri veya İsrail’in yaptığı soykırıma, katliama karşı bir tepki oldu mu? Olmaz çünkü,FETÖ bir ABD projesi, istihbarat yapılanması başında da CIA var kesinlikle. Fetullah Gülen’de bir kuklaydı, ismi, cismi kulanıyordu, kullanıldı daha çok...Eğer 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı zaten bugün Türkiye’de de bambaşka şeyleri konuşuyor olurduk. İsrail’in saldırganlığı umursanmazdı, Ukrayna-Rusya meselesinde Türkiye’nin aktif tarafsızlığı olmazdı,ABD’nin bir başka aparatı terör örgütü PKK/YPG/PYD’yle kurguladığı Suriye’deki kirli oyuna, alçaklığa çok daha farklı bakılırdı. Kıbrıs, doğu Akdeniz politikaları da öyle... 

***

Yani FETÖ, Türkiye aleyhine hür türlü faaliyeti yapan çok alçak, gerektiğinde de Türkiye’nin en alçak düşmanlarıyla bir araya gelip onlarla ortak hareket edebilecek kadar da alçalmış bir örgüt, yapı... 

Onu kuran, Fetullah Gülen’i ABD’ye getiren, onu koruma altına alan, onun dünyanın 169 ülkesinde örgütlenmesini sağlayan kurumda bizzat CIA...FETÖ diye yazılır, ABD ya da CIA diye okunur kısacası...Dolayısıyla kim olursa olsun seçilecek yeni başın, en hainin de, CIA’nın kontrolünde ABD çıkarlarına faaliyete ve Türkiye aleyhine hainliklere devam edeceği de açık ve net...