Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YPG’nin PKK’nın kolu olduğunu söyleyen ilk ve tek Amerikalı senatör Lindsey Graham mı? Değil. Aynı tespit geçen yıl aynı zamanlarda ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) ülkelerin terör tehdit analizlerine yer verdiği resmi internet sayfasında “YPG’nin PKK’nın Suriye kolu olduğu” şeklinde yer aldı. Yine aynı tarihlerde ABD İstihbarat Topluluğu’nun Kongre’ye sunduğu resmi raporda da YPG’den “PKK uzantısı” diye söz edildi. Hatta ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de daha sonraki açıklamalarında biraz kıvırsa da Mart 2018’de “Hiç şüphe yok ki PYD ve onun askeri kanadı olan YPG, ana örgüt PKK’nın unsurlarıdır ve genel anlamda onun kontrolü altındadır” dedi. Dolayısıyla da senatör Graham’ın bu sözleri de öncekiler gibi daha çok gönül alma odaklı. Yani yekten YPG/PKK’yı dışlamayı içeren bir mesaj değil. Ki bu Graham’ın “PYD/YPG için Türkiye’yi rahatsız etmeyecek bir alan bulalım, oraya kaydıralım, bir süre sonra da ABD YPG ile olan tüm angajmanını kessin” sözlerinde de çok açık ve net görülüyor. Çünkü Türkiye’yi rahatsız etmeyecek alan neresidir ya da YPG/PKK tehdidi nasıl ortadan kalkacak gibisinden fazlasıyla kafa karıştıran nokta var. O nedenle de çözümden ziyade yine oyalama ve zaman kazanma algısı veren bir durum söz konusu. Niyesini emekli tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:

Haberin Devamı

“YPG/PKK herhangi bir yere giderse, bu 70 bin kişi buharlaşıyor mu? Hayır. Bunlara finansal silah desteği sağlayan güç buna devam edecek mi? Edecek. O halde bu tehdit katlanarak devam edecek. Ha Kobani dediğimiz Arap Pınarı bölgesinde olmuş ha Rakka civarında olmuş. Yani diyelim ki ben böyle değerlendirmiyorum ama ABD kabul etti, Türkiye güvenli bölgeye ÖSO’yla ılımlı muhaliflerle, yerel aşiretlerle istediği gibi yerleşti. Ve teröristler de 32 kilometrenin hemen güneyinde 5 -10 kilometre ileriye gitti ama tehdit olarak hâlâ varlar. Bu sefer Türkiye gözünü oraya dikmek zorunda ve dikecek. Onun için, Graham’ın kastettiği güvenli bölgeyle ilgili bu öneri Türkiye açısından askeri anlamda ara hedef demektir, ondan sonraki nihai hedef PYD/PKK’nın etkisiz duruma getirileceği bölge olur. Yani Türkiye 5-6 ay sonra diyecek ki Rakka’daki, Deyrizor’daki PYD/PKK terör örgütü güçleniyor, beni tehdit ediyor, o halde ben o tehdidi etkisiz hale getireceğim...”

Haberin Devamı

ABD’nin zaman kazanma ve oyalama taktiğiyle bu tartışmaları sürdürürken güvenli bölgeden önce yine sürüncemede bıraktığı Menbiç sorununa öncelik vereceğini öngören Babüroğlu, devam ediyor:

“Menbiç mutabakatı diye iki yıldan beri oyalayan ABD, kısa sürede bir orta yol bulacak. Yani Türkiye ile ABD’nin ortaklaşa güvenliğini sağladığı, oradaki yerel unsurların Afrin’de olduğu gibi yönetimi ele aldığı ve PYD/PKK’nın da oradan arındırıldığı bir durum olasılığı yüksek. Tabii Menbiç’le beraber Süleyman Şah Türbesi de mart ayına kadar olan bir zamanda eski yerine konuşlandırılacaktır.”

Özetle; ABD’nin YPG ile PKK’nın aynı olduğunu sözde kabullenme oyunu sürüyor. Bu bağlamda da şimdilerde “iyi polis” rolünde senatör Graham var. Tabii yedirirse. Nitekim yenilmediğini de Cumhurbaşkanı Erdoğan Fırat’ın doğusuna yönelik harekâtla ilgili 21 ocaktaki mesajında Silahlı Kuvvetler’in sınırda hazır olduğuna dikkat çekerek çok net ortaya koydu:

Haberin Devamı

“Amerika, Rusya ve diğer kesimlerle olan görüşmelerimizin anlayış birliğine varılarak sonuçlanmasını canı gönülden arzu ediyoruz ama bu demek değildir ki ilanihaye bekleyecek.”

Yani Türkiye’ye verilen sözleri tutun yoksa Ankara kendi stratejisi doğrultusunda gereken adımları atmaya başlayacak...