Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

28 kişiye yurt dışına  çıkış yasağı


15 Temmuz’ daki darbe girişiminin en kilit isimlerinden birisiydi Adil Öksüz.
Öksüz’ün ismi ilk olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı FETÖ çatı iddianamesine girmişti.
Savcı Serdar Coşkun’un iddianamesindeki ifadelerde Öksüz, Hava Kuvvetleri Komutanlığı imamı olarak tanımlanıyordu.
Ancak, 15 Temmuz sonrası başlatılan darbe soruşturmalarında görüldü ki Öksüz’ün konumu daha da kritik.

Aynı zamanda Sakarya Üniversitesi’nde akademisyen olan Öksüz, FETÖ’nün “Genelkurmay imamı” konumundaydı.
Darbe planı hazırlıkları aşamasında Öksüz’ün, Genelkurmay karargahının yanı sıra diğer kuvvet komutanlıklarında görevli üst düzey komutanlarla Ankara’da buluşmalar yaptığı ortaya çıkarıldı.
Sakarya’dan zaman zaman Ankara’ya gelen Öksüz, 15 Temmuz’dan birkaç gün önce darbe planındaki son rötuşları yapıp onay için ABD’ye, FETÖ liderine götürüp getirdi.
Ardından da 15 Temmuz gecesi, darbe planının Ankara’daki merkezi olan Akıncı üssünde “işin başında” yer aldı.
Darbe girişiminin başarısız olmasıyla birlikte Akıncı Üssü’nden kaçmaya çalışırken “şans eseri” yakalanan Öksüz, ne var ki çıkarıldığı adli makamlarca “tesadüfen” serbest bırakıldı.
Şimdi devletin tüm güvenlik birimleri “darbenin planlayıcısı” olduğu gerekçesiyle Öksüz’ün peşine düştü.
Üç ayaklı soruşturma
Öksüz’le ilgili bu anımsatmaları yaparken, yaşanan yeni bir gelişmeyi aktarayım.
Hatırlanacağı üzere, darbe girişiminden sonra yakalanıp savcılığa çıkarılan Adil Öksüz, 16 dakikada Sincan Adliyesi’nden çıkıp kayıplara karıştı.
Öksüz’ün firarıyla ilgili operasyonel çalışmalar devam ederken, bir yandan da üç koldan adli ve idari soruşturmalar yürütülüyor.
HSYK, Öksüz’ü serbest bırakan yargı mensuplarını, Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı ile İçişleri Bakanlığı ise Öksüz’ün firarında ihmali olan emniyet ve jandarma görevlileriyle ilgili inceleme/soruşturma yapıyor.
Sincan Başsavcılığı’nın yürüttüğü adli soruşturmada, kısa süre önce önemli bir gelişme yaşandı.
Savcılık, Öksüz’ün firarı sonrasında “görevi kötüye kullanma”, “suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme”, “suçluyu kayırma” ve “silahlı terör örgütüne üye olma” iddiasıyla özel bir soruşturma başlattı.
Yurt dışına çıkış yasakları
Savcılık söz konusu soruşturma kapsamında Öksüz’ün firarında ihmalleri olduğu iddiasıyla 28 kişi hakkında yurt dışına çıkış yasağı koydu.
Soruşturma savcılığı, dört ayrı suç iddiasıyla başlattığı soruşturmada önce 28 kişinin şüpheli konumunda ifadelerini aldı, ardından “adli kontrol” kararını verdi. Aynı karar kapsamında söz konusu şüpheliler hakkında Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 109/3-a maddesinin hükmü gereğince “yurt dışına çıkışlarının yasaklanması” kararı verildi.
Peki şüpheliler kimler?
Henüz adli soruşturma tamamlanıp iddianame yazılması bitmediği için isimlerin verilmesi sakıncalı.
Ancak, haklarında yurt dışına çıkış yasağı konulan şüphelilerin bir bölümü üst düzey polisler, polis amir ve memurları ile jandarma görevlileri. Bazı siviller de şüpheli konumunda.
İstihbaratçı polisler var
Polislerle ilgili bir detay verecek olursak; aralarında 15 Temmuz sırasında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı ile Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi’nde görevli polis amir ve memurları da var.
Öksüz’ün firarıyla ilgili yürütülen adli soruşturmada, önemli tespitler yapıldığı, bazı yeni kamera kayıtlarına ulaşıldığı, bazı tanık ifadelerinde önemli bilgilerin bulunduğu belirtiliyor.
Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Öksüz’ün firarıyla ilgili yürüttüğü soruşturma en az darbe soruşturmaları kadar önemli.
Öksüz, farkında olunmadan, tesadüfen mi serbest bırakıldı?
Yoksa bir planın parçası olarak mı firarına olanak tanındı?
Ya da birileri talimat mı verdi?
Bu soruların yanıtlarına ulaşılacak.