Göztepe galibiyetinin moraliyle ve Quaresma’sına kavuşmuş olarak Akhisar deplasmanına çıkan Beşiktaş, sürprize izin vermedi ve üç puanı üç golle almasını bildi.
Tolgay Arslan ve Oğuzhan Özyakup’un yedek oturduğu ve orta sahasını Medel- Atiba ikilisinin oluşturduğu Beşiktaş, maça golle başladı. Bu golle avantaj yakalayan siyah- beyazlılar, kısa bir süre sonra Negredo ile buldukları ikinci golle iyice rahatladılar.
Bu iki gol de Beşiktaş’ın sol, yani Akhisar’ın sağ kanadından geldi ve iki golde de yeşil- siyahlıların savunma zafiyetleri söz konusuydu.
2-0’dan sonra Akhisar daha fazla öne oynamaya başlayınca hücumda etkinlik kazandı ve rakip kalede daha çok gözüktü. Nitekim yeşil- siyahlılar ikinci yarıya bu durumun verdiği motivasyonla çıksalar da, Babel’in ikinci yarının hemen başında attığı gol, bütün ümitlerinin sönmesine neden oldu.
Bununla birlikte Akhisarlı futbolcular 3-0’dan sonra da çok net pozisyonlar yakaladılar. Ancak bu pozisyonları oldukça kötü bir şekilde harcadılar.
Esasen 3-0 gibi farklı bir skorla kazanan Beşiktaş’ın bu duruma dikkat etmesi gerekiyor. Akhisar’ın gerek 2-0’dan sonraki oyunu ve bulduğu pozisyonlar, gerekse de 3-0’dan sonra yakaladığı net
Galatasaray’ın deplasman kabusu devam ediyor. Sarı- kırmızılılar, Başakşehir maçı öncesi Ankara’da ağır bir darbe aldılar.
Gençlerbirliği, beşli defans ve önünde dörtlü bir orta saha dizilişiyle sahaya çıktı. Galatasaray ataklarında defansı altılayan ev sahibi takım, gol planını ise hızlı çıkışlar üzerine kurmuştu. Nitekim al- karalar, bu hızlı çıkışlarla önemli tehlikeler yarattılar. 90+2’deki golleri de yine bu şekilde geldi.
Son dakikaya kadar oyun planına bağlı kalan Gençlerbirliği karşısında Galatasaraylı futbolcular oldukça kötü bir görüntü sergilediler. Son derece yavaş oynayan, tempo kuramayan sarı- kırmızılı futbolcularda kazanma hırsından da eser yoktu.
Galatasaraylı futbolcular, kalabalık Gençlerbirliği savunması karşısında kanatları etkili kullanamadılar. Feghouli çok fazla içeri girerken, Rodrigues de oldukça etkisizdi.
Öte yandan sarı- kırmızılılar, kalabalık defansı aşmanın diğer yolu olan ceza sahası civarı ve dışından şutları da, Selçuk İnan’ın ilk yarıdaki iki şutu dışında denemediler.
Esasen sarı- kırmızılılar her hatlarıyla tel tel döküldüler. Belhanda her zamanki gibi kötü bir performans sergiledi. Gomis, stoperlerin arasında etkisiz kaldı.
Geçen hafta Kayseri deplasmanından 5-0 gibi muazzam bir skorla dönen Fenerbahçe, bu hafta kendi sahasında ağırladığı Osmanlıspor karşısında ilk yarıda çok zorlandı. Hatta sarı- lacivertliler, düşme hattındaki rakipleri karşısında bu devrede pozisyona bile giremediler.
Bu durumun temel nedeni Aykut Kocaman’ın kadro tercihleriydi. Tecrübeli teknik adam, Aatıf’ın yokluğunda Valbuena’ya yine şans vermedi ve ligin ilk devresinin başlarında yaptığı hatayı tekrarlayarak Giuliano’yu sol kanatta oynattı. Santrafor arkasında ise Alper Potuk’a görev verdi.
Fenerbahçe, Aykut Kocaman’ın bu tercihlerinin neticesinde çok etkisiz bir ilk yarı geçirdi. Devrenin ortalarında Giuliano santrafor arkasında görülmeye başlasa da kötü, sıkıcı ve verimsiz futbol devam etti.
Evet, belki Osmanlıspor da ilk yarıda pozisyon bulamadı. Ama zaten onların taktikleri, kendi yarı sahalarında kaptıkları topları uzun ve hızlı bir şekilde Fenerbahçe defansının arkasına atıp Aminu Umar ile buluşturmaktı. Yani ilk yarıda işler tamamen Osmanlıspor’un istediği gibi gitti.
Aykut Kocaman’ın ikinci yarıya Alper Potuk’un yerine Valbuena ile başlaması maçın bütün kaderini değiştirdi. Fransız yıldız, Fenerbahçe’ye
Fenerbahçe, beklentilerin aksine Kayserispor karşısında oldukça rahat bir oyunun sonunda farklı bir galibiyetle sahadan ayrıldı.
Sumudica’nın üçlü defans tercihi, Kayserispor’un büyük bir zafiyet yaşamasına neden oldu. Nitekim Soldado’nun iki golünde de bu zafiyetin büyük bir etkisi vardı.
Skor arttıkça Kayserispor arkada daha fazla açık vermeye başladı. Maç tam Soldado’ya göre olmuştu ki, Aykut Kocaman 4-0’dan sonra 63’de onu oyundan aldı. Aykut Kocaman’ın bu tür hareketlerine artık şaşırmıyoruz. Tecrübeli teknik adam, rakibin gardının tamamen düştüğü bu bölümde farkı daha da arttırabilecekken, Soldado’nun yerine Alper Potuk’u sahaya sürerek bir nevi santraforsuz oyuna döndü ve kendi takımının hızını kesti. 85.dakikada Fernandao’nun oyuna girmesiyse yüzlerde ironik bir gülümsemeye neden oldu.
Sarı- lacivertlilerde iki gol atan ve daha da fazla atabilecekken Aykut Kocaman tarafından oyundan alınan Soldado dışında Aatıf ve Şener de etkili futbollarıyla göz doldurdular. Aatıf, iyi futbolunun dışında oldukça da güzel bir gol attı. Aslında bu gol, Fenerbahçe’nin rakip kaleye daha fazla şut denemesi yapması gerektiği gerçeğini de gözler önüne serdi.
Şener, maç boyunca sağ
Galatasaray ile Trabzonspor arasındaki karşılaşma, Galatasaray lehine tek taraflı bir maç şeklinde geçti.
Sarı- kırmızılılar, rakip sahada boğucu bir presle maça başladılar ve bunun sonucunda da henüz 7.dakikada 1-0 öne geçmeyi başardılar.
Bu golden sonra da oyunun hakimi Galatasaray’dı. Bu durum 50.dakikaya kadar sürdü. 50.dakikadan itibaren Trabzonspor oyuna ortak olmaya başladı. Bordo- mavililer daha rahat top yapıp, daha hızlı çıkmaya başladılar. Nitekim en tehlikeli ataklarını da bu bölümde Yusuf Yazıcı’yla yarattılar.
Ancak Rıza Çalımbay’ın, takımının yakaladığı bu ivmeyi daha da yükseltip gole çevirmek amacıyla yaptığı Hubocan- Dame N'Doye değişikliği, oyun üstünlüğünün yeniden ve kesin bir şekilde Galatasaray’a geçmesine neden oldu. Çünkü bu değişiklikle birlikte Okay Yokuşlu stopere çekildi. Esasen, Trabzonspor orta sahasında Okay dışındaki diğer isimler çok etkisizdiler. Okay da stopere çekilince Trabzonspor orta sahası tamamen oyundan düştü ve Galatasaray oyunu yeniden ve yoğun bir şekilde Trabzonspor kalesine yıktı.
Öte yandan stopere çekilen Okay, stoper orijinli bir oyuncu olmadığı için daha ilk pozisyonda büyük bir hata yaptı ve bu hata Galatasaray’ın
Ligdeki konumundan dolayı derbiyi kazanmak zorunda olan Fenerbahçe’de Aykut Kocaman, alışılmışın dışında Mehmet Ekici ve Soldado ile maça başlarken, son haftaların banko santraforu Fernandao’yu yedek oturttu.
Ancak bu tercihler verimli olmadı. Sol kanatta görevlendirilen Mehmet Ekici, bir kanat oyuncusu olmadığı için sürekli içeriye yöneldi. Böyle olunca sarı- lacivertliler bir tek Dirar’ın olduğu sağ kanada kaldılar. Ancak o da çok etkili olamadı.
Oysa Galatasaray’ın yan ve duran toplarda zaafı olduğu biliniyordu. O nedenle Aykut Kocaman’ın kanatları güçlü tutması ve hava toplarında oldukça etkili olan Fernandao ile maça başlaması daha doğru olurdu.
Galatasaray’da ise tek değişiklik Fernando’ydu. Fatih Terim, sakatlığından dolayı uzun zamandır sahalardan uzak kalan Fernando’yu ilk on birde sahaya sürdüğü gibi, oyun planında da onu ön plana çıkarttı. Tecrübeli futbolcu da görevini büyük bir başarıyla yerine getirdi. Nitekim Fernando, oyunda kaldığı süre içerisinde sahanın en iyi ismiydi.
Esasen Fatih Terim’in planlarının tuttuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Üçüncü bölgede topu Fenerbahçe’ye bırakıp savunmaya ikinci bölgede başlayan sarı- kırmızılılar, Fernando’nun da
Fenerbahçe derbisi öncesi Türk Telekom’daki Konyaspor maçı, Galatasaray açısından adeta bir gerilim filmi gibi geçti. Konyaspor’un maçın henüz ilk dakikasında bulduğu gol maçın bütün gidişatını değiştirdi. Galatasaraylı futbolcuların bu gole hemen cevap vermek adına telaşlı oynamaları, çok pas hatası yapmalarına neden oldu. Konyaspor kalecisi Serkan Kırıntılı’nın Gomis’in penaltısını kurtarması, sarı- kırmızılıların morallerini iyice bozdu.
Takım halinde topun arkasına geçip etkili bir savunma yapan Konyaspor karşısında Galatasaray’ın ilk yarıdaki bütün atakları sağ kanattan geldi. Buna rağmen Mariano çok top kaybetti ve belki de en kötü maçlarından birini oynadı. Nitekim ikinci yarının başında da yerini Linnes’e bıraktı.
Sol kanadın hiç işleyememesinin en büyük nedeni Rodrigus’di. Genç futbolcu, özellikle ilk yarıda oyunun içerisinde hiç yer alamadı. İkinci yarı biraz kıpırdansa da genel anlamda vasatı aşamadı. Sarı- kırmızılıların en başarılı ismiyse şüphesiz Feghouli’ydi.
Fatih Terim’in ikinci yarıya Mariano yerine Linnes’le başlaması beklenen bir olaydı. Ancak Donk’un yerine Fernando değil de Sinan Gümüş’ün tercih edilmesi bence sürpriz oldu.
Gelgelelim Fatih
Beşiktaş, Başakşehir’in Alanyaspor’a mağlup olmasıyla yakaladığı fırsatı kaçırmadı. Bununla birlikte, Başakşehir’in mağlubiyetiyle oluşan bu ortamın siyah- beyazlıları biraz gerdiği de gözlerden kaçmadı. Nitekim bu gerginlik acelecilik, pas hataları ve kötü vuruşlarla kendisini gösterdi.
Esasen Beşiktaş maça iyi başladı. Atiba’nın yerde kalmasına verilmeyen penaltı ve dört net pozisyon siyah- beyazlıların ilk yarı karnesini oluşturdu. Ancak Gençlerbirliği’nin biri frikik, ikisi de pozisyondan olmak üzere yaşattığı üç büyük tehlike, Beşiktaş için ilk yarının çok da kolay geçmediğinin göstergesiydi.
Beşiktaşlı futbolcuların en büyük hataları, yukarıda da belirttiğim gibi, büyük ölçüde gerginliğe dayanan son paslarda ve son vuruşlarda yaşanan başarısızlıktı. Bu durum ikinci yarıda da devam etti. Ancak siyah- beyazlılar, bu devrede Talisca ile bir gol bulup maçı kazanmayı başardılar.
Kara Kartal’da Quaresma’nın eksikliğinin hissedildiğini düşünüyorum. Lens, son iki maçta performansını biraz yükseltse de çok verimli olamıyor. Bu anlamda Quaresma ve Lens’e göre daha farklı bir futbolcu olmasına rağmen Babel öne çıkıyor.
Esasen Beşiktaş’ın bu galibiyeti, takım omurgasının ne