Geçen hafta Kayseri deplasmanından 5-0 gibi muazzam bir skorla dönen Fenerbahçe, bu hafta kendi sahasında ağırladığı Osmanlıspor karşısında ilk yarıda çok zorlandı. Hatta sarı- lacivertliler, düşme hattındaki rakipleri karşısında bu devrede pozisyona bile giremediler.
Bu durumun temel nedeni Aykut Kocaman’ın kadro tercihleriydi. Tecrübeli teknik adam, Aatıf’ın yokluğunda Valbuena’ya yine şans vermedi ve ligin ilk devresinin başlarında yaptığı hatayı tekrarlayarak Giuliano’yu sol kanatta oynattı. Santrafor arkasında ise Alper Potuk’a görev verdi.
Fenerbahçe, Aykut Kocaman’ın bu tercihlerinin neticesinde çok etkisiz bir ilk yarı geçirdi. Devrenin ortalarında Giuliano santrafor arkasında görülmeye başlasa da kötü, sıkıcı ve verimsiz futbol devam etti.
Evet, belki Osmanlıspor da ilk yarıda pozisyon bulamadı. Ama zaten onların taktikleri, kendi yarı sahalarında kaptıkları topları uzun ve hızlı bir şekilde Fenerbahçe defansının arkasına atıp Aminu Umar ile buluşturmaktı. Yani ilk yarıda işler tamamen Osmanlıspor’un istediği gibi gitti.
Aykut Kocaman’ın ikinci yarıya Alper Potuk’un yerine Valbuena ile başlaması maçın bütün kaderini değiştirdi. Fransız yıldız, Fenerbahçe’ye büyük bir hareketlilik getirdi. Nitekim sarı- lacivertliler, kısa süre içerisinde Valbuena’nın içinde olduğu iki gol buldular. Fenerbahçe’nin ilk golünde korneri kullanan Fransız futbolcu, ikinci golde de başroldeydi.
Fenerbahçe’nin en fazla asist yapan futbolcusu olan Valbuena, oldukça önemli bir hücum silahı. Lakin Valbuena, Aykut Kocaman için adeta takıntı haline geldi. Aykut Kocaman’ın sol kanatta ilk tercihi Aatıf. Bunu saygı duyuyorum. Ama Valbuena, Aatıf’ın cezalı ve rakibin de Osmanlıspor olduğu maçta da oynamayacaksa ne zaman oynayacak?
Aykut Kocaman’ın Osmanlıspor maçında da Valbuena’yı yedek oturtmasının tek bir açıklaması var. O da, Aykut Kocaman’ın oyun planında Valbuena’ya yer olmadığı.
Valbuena’nın çok top kaybettiği gerçeğini kabul ediyorum. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi Valbuena çok önemli bir hücum silahı. Skoru doğrudan etkileyebiliyor. Barcelona’da da en fazla top kaybeden futbolcu Messi. İddia ediyorum, Messi Fenerbahçe’de olsa Aykut Kocaman onu da oynatmazdı!
Futbol bir takım oyunu. Her futbolcunun artıları gibi eksileri de olabilir. Bu eksileri de kimi zaman futbolcunun kendisi, kimi zaman da takım arkadaşları kapatırlar. Takım olmak zaten bir anlamda da bu değil midir? Messi’nin kaybettiği topları da kimi zaman kendisi, kimi zaman da arkadaşları geri kazanmaya çalışıyorlar. Sonuçta Arjantinli yıldızın takımına katkısı ölçülemeyecek kadar fazla.
Valbuena elbette bir Messi değil. Ancak Fenerbahçe için oldukça önemli bir futbolcu. Onu kulübeye bu kadar hapsetmek doğru değil. Sonuçta o da takımının hücum gücüne büyük katkı yapıyor. Kaybettiği toplar da, kendisi ve takım arkadaşları tarafından telafi edilebilir. Bu, çalışılarak yapılamayacak bir şey değil.
Sonuç olarak, bir teknik direktör elindeki kadroyu en iyi şekilde kullanmaya çalışmalıdır. Bu anlamda, Valbuena, Giuliano ve Soldado’nun birlikte oynamalarının Fenerbahçe’ye büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Nitekim Osmanlıspor maçının ikinci yarısında bunu izleme fırsatı bulduk. Bu anlamda, bu üç futbolcunun ilk on birde olmaları doğru bir tercih olacaktır.
Halil Umut Meler bence vasat bir yönetim gösterdi. Yardımcı hakem Cevdet Kömürcüoğlu, Fenerbahçe’nin ilk golünde çizgiyi geçen topu çok iyi tespit etti. Kendisi için kolay bir pozisyon değildi. O nedenle büyük bir övgüyü hak ediyor. Bununla birlikte Halil Umut Meler biri ilk, diğeri ikinci yarıda olmak üzere Osmanlısporlu futbolcuların kendi ceza sahalarında topa elle temas ettikleri iki pozisyonda penaltıları süzemedi.