Gaziantep Haber gazetesi muhabirliği...
Arkasından Ankara’da parlamento muhabirliğiyle...
Yerelden genele ilk terfisini gerçekleştirdi.
Ardından Ankara pazarlarında meyve ve yumurta satışı derken...
Kırık bisküvi ticareti sayesinde fark ettiği ikna kabiliyeti...
Ruhunda siyasi fişekler patlatınca...
1984 yılında ANAP’dan Keçiören Belediye Başkanı seçilerek siyasi öyküsüne start verdi İbrahim Melih Gökçek...
İlk ve tek siyasi yenilgisini
1989 yılında yeniden aday olduğu Keçiören’i kaybederek yaşasa da...
1994 yılında, el yükselterek,
RP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Müzmin CHP karşıtlığı ve her fırsatta girdiği polemiklerle bazı kesimlerin tepkisini çekse de...
Özel seçmen kitlesi ile girdiği seçimleri kazanmayı başardı.
Ve 23 yıl aralıksız
oturduğu koltuğundan,
parti yöneticilerinin “Artık bırak!” telkiniyle istifa etmek zorunda kaldı...
‘Vefa neymiş göstereceğim!’
Yakın zamanda MHP lideri Bahçeli’nin“Gökçek, MHP’ye şeref kazandırır!” sözleriyle kızgın çöllerden serin sulara kulaç atsa da...
Oğlu Osman Gökçek’in aday yapılmaması ve Özhaseki’nin kendisini hiç aramaması, partisiyle arasındaki son gönül tellerini de kopardı!
Kısa süre önce Özhaseki’yi destekleyen Twitter mesajını silince, iktidar partisine Ankara’da destek vermeyeceği söylendi ama...
Aldığım bilgilere göre, Gökçek, siyasi yaşamına 3 aşamalı yol haritasıyla devam edecek...
Önce Özhaseki’yi destekleyecek!
Sonra AK Parti’den istifa edecek!
Ve sonunda MHP’ye katılacak!
Gökçek’in önemli bir siyasetçiye “Birkaç parti yöneticisinin manipülasyonuyla dışlandım. Özhaseki’yi destekleyerek vefa neymiş, göstereceğim. Daha sonra da bu defteri kapatacağım!” dediğini öğrendim.
‘Gül, size yapılanlara üzülüyor!’
Gökçek’le ilgili başka özel bir bilgi daha var...
AK Parti’de ÇOK ÖNEMLİ görevler üstlenmiş bir siyasetçi
ve Abdullah Gül’e çok yakın başka ÖNEMLİ siyasetçinin “Gül, sana yapılanlara üzülüyor! Gün doğmadan neler doğar!” sözlerine, Gökçek’in “Sağ olsun ama Devlet Bahçeli’ye vefa borcum var!” dediğini de kayıtlara geçirmek isterim...
Kılıçdaroğlu 1 gün bekletti!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı AzizKocaoğlu, “Adayım!” diyerek yeni bir strateji geliştirdi...
Kocaoğlu, geçtiğimiz salı günü randevusuz geldiği CHP Genel Merkezi’nde Kılıçdaroğlu ile görüşmek istese de...
Baskın edasıyla genel merkeze gelişinden rahatsız olan CHP lideri, “Müsait değilim!” diyerek, salı günü istediği randevuyu çarşamba gününe verdi!
Kocaoğlu’nun görüşmede “Ben olmazsam İzmir’de 14 ilçeyi kaybederiz!” sözlerine, Kılıçdaroğlu’nun inanmayan bakışlarla karşılık verdiğini öğrendim!
Bu detay bilgi, Kocaoğlu’nun üstünün çizildiği ihtimalini güçlendiriyor!
14 Şubat’ta!
Binali Yıldırım’ın istifa tartışması, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’ndan bağımsız şekilde tartışılıyor. Hatta, Kılıçdaroğlu’nun istifa konusunu gündeme getiren Özgür Özel’e kızdığı dahi konuşuluyor. Aldığım bilgilere göre, Binali Yıldırım, istifa polemiklerine 14 Şubat günü, ya Bahçeli’nin önerisiyle vekâlet vererek ya da istifa ederek
yanıt verecek!
Ankara havası
Politize olmadan politika yapma pratiğine sahip belki de tek siyasetçi Mansur Yavaş’a yönelik siyasi hamleler...
Apolitik duruşu sayesinde kendisine koruyucu kalkan görevi yapıyor.
Geçmiş seçimde Yavaş’ın kıl payı yarım kalan öyküsü...
Saha hakimiyeti...
Tercih yorgunu, kararsız, kafasını nereye vuracağını bilemeyen kitleyi hareketlendirme kabiliyeti kendisine avantaj sağlıyor ama...
CHP teşkilatının Yavaş’a yeterince konsantre olduğunu söylemek zor.
Özhaseki, Kayseri’de başarılı bir belediye başkanlığı ve bakanlık dönemi geçirdi ancak...
Ankaralı, kendisini Yavaş kadar tanımadığı için performansını artırması şart görünüyor.
CHP teşkilatı gibi iktidar partisinin de Ankara’da yeterince aktif olmadığını son dipnot olarak aktarayım...
VELHASIL: Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır. POWER