"Bu memleketi, Afrika kabilelerinin kovduğu sömürgeci sermayeye teslim etmeyeceğiz!"Gerçi İsmet Paşa'nın kendisi de yabancı sermayeyi teşvik edecekti ama, "zinde kuvvetler" çoktan mesajı almıştı: Ekim 1956'da "genç subaylar"dan Orhan Kabibay ve Ahmet Yıldız gibi isimler cuntayı kurmuşlardı. İlkeleri şuydu:"Memleketi kurtarmak lazım!.. Kan dökülecekse dökülür!" (Abdi İpekçi, İhtilalin İçyüzü, sf. 39)Milletin seçtiği bir iktidarı devirmek için, başta "irtica" olmak üzere bir yığın "psikolojik harekat" kampanyaları yürüttüler, "maksatlı ve yalan" haberler yaydılar."Menderes öldürttüğü gençleri kıyma makinelerinden geçiriyor!" yalanı bunlardan biridir. "Andıç" kafasının kökleri oralardadır.***MENDERES'in hatası, "kışkırtıcılığa" karşı baskı misillemesi yapmasıydı. Seçime gitmek için seçmen kütüklerinin yenilenmesini öngören kanun teklifini Şubat 1960'ta Meclis'e sevk ettiğinde, "ihtilal" saati işlemeye başlamıştı bile...27 Mayıs 1960 sabahı geldiler, "ihtilal mahkemesi" kurdular, "siyaseten katl" yaptılar, milletin temsilcilerini hapishanelere tıktılar, partiyi kapattılar.Açtıkları kapıdan cuntalar, darbeler ve terör geldi! Yıllar kaybettik.Halbuki tarihimiz gösteriyor ki, ekonomik ve sosyal hayatımızın en çok geliştiği dönemler, "zinde kuvvetler"in elini eteğini çektiği, ülkeyi halkın yönettiği dönemlerdir.Menderes'in on yılı, Tek Parti devrinin çeyrek asrından daha fazla okul açmış, fabrika, yol, hastane inşa etmiş, üretim yapmıştır.Tarihimizde 1923 - 1946 dönemi "siyasi devrim" (kuruluş) dönemidir. Ekonomik sosyal değişme ise 1950'lerde başlamıştır. Bugün Türkiye'ye siyasi devrim değil, sivil ekonomik ve sosyal gelişme lazımdır.***ÇAĞIMIZDA modernleşmenin motoru, "zinde kuvvetler"in tepeden inmesi değil, toplumların sivil dinamiklerle gelişmesidir: Ticaret, sanayi, ulaşım, yol, şehirleşme, eğitim, dışa açılma gibi dinamikler..."Zinde kuvvetler" halk denilen heterojen kitleleri ve toplumsal dinamikleri hiç anlamadı. Kafasının içindeki resmi hurafeyi halka zorla dayatmak istedi."Türban" çok tipik bir gösterge... Resmi hurafeye göre irtica simgesidir. Ama, kitleleri anlamak için sosyal bilimler açısından bakarsanız, türban bir modernleşmeye katılım türüdür.Yıllardan beri, "irtica simgesi" diye şiddet politikası uygulayanlar, bu konuda hiç toplumsal araştırma yaptılar mı?!! Onlar için bilim "mürşit" değil mi?!İşte Tarhan Erdem gibi saygın bir isim araştırdı, Milliyet gibi saygın bir gazete yayımlıyor. Bulgular daha önceki akademik araştırmalara uygun.Dün Erdem'e sordum:- Türban irtica simgesi mi?Cevap:- Hayır hayır! Öyle bir genelleme yapılamaz.Genelde, "zinde kuvvetler" artık toplumu rahat bıraksınlar. Ekonomi, ticaret, refah, eğitim, dışa açılma, liberalleşme Türkiye'yi çok daha ilerilere götürür. Türkiye ancak öyle 'Avrupa ülkesi' olur.Gölge etmeyin, yeter. t.akyol@milliyet.com.tr MENDERES hükümeti petrol ve yabancı sermaye kanunlarını çıkardığında İsmet Paşa öfkelenmişti:
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025