BUGÜN sevgili Milliyet’e ve Milliyet okurlarına veda ediyorum. Hayatımın en zor yazısıdır bu... Vedalaşmalar zordur ama yirmi yıla yakın bir beraberlikten sonra daha bir zor...
Milliyet’te ilk yazım 3 Temmuz 1992 Cuma günü çıkmıştı. O zaman gazetedeki resmime baktım, saçlarım simsiyah bir genç adammışım. Aradan on dokuz yıl iki ay geçmiş; saçlarımın Milliyet’te ağarmaya başladığını söylemek, benim için bir onurdur. Zira, Milliyet daima saygın bir gazete oldu, o saygınlıktan elbette ben de nasibimi aldım ve gazetenin saygınlığına katkıda bulunmak için ben de titizlikle çalıştım, köşe yazılarımı, haber ve dizi yazılarımı özenle kaleme aldım, üslup seviyesini hiçbir zaman düşürmedim.
Bu on dokuz yıl iki ay içinde yazılarıma hiçbir müdahale olmadı, yazılarımın yönü hakkında en ufak bir telkin bile yapılmadı. Dışarıdan baskı girişimleri olduğunda, bütün Milliyet yazarları gibi ben de Milliyet’i yanımda buldum.
Okurlarıma da şunu söylemek isterim, sizi daima ciddiye aldım, saygı duydum; yazılarımı daima özenle, araştırarak, ne düşünüyorsam aynen yazma dürüstlüğüyle kaleme aldım.
Milliyet okurlarına, Milliyet’in birlikte çalıştığım bütün yöneticilerine, bütün Milliyet çalışanı arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, mutluluk ve başarılar diliyorum. Hoşça kalın...
Özay Şendir
İlkbahar sonu savaş senaryosu
20 Nisan 2025
Abbas Güçlü
Aynı dili konuşamıyoruz
20 Nisan 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımcının rotası denge ve seçicilik
20 Nisan 2025
Ali Eyüboğlu
“Yarım asrı geçti hâlâ şarkılarımız dillerde!”
20 Nisan 2025
Güldener Sonumut
Brexit, konfederasyon modeli ve Kıbrıs sorunu
20 Nisan 2025