Taha Akyol

ÖNCEKİ gün toprağa verdiğimiz değerli insan Prof. Ayhan Songar'la 1984'te tanışmıştım. Ankara'da Yankı dergisinde terör konusunda bir araştırma - haber hazırlarken, Prof. Ayhan Songar'ın 12 Eylül döneminde, "ağır eylem tutukluları" üzerinde psikiyatrik araştırmalar yaptığını öğrenmiştim.
İstanbul'a gidip Songar'la görüştüm. Dostluğumuz böyle başladı.
Songar diyordu ki:
"Sol eylemcilerin zeka seviyelerinin biraz daha fazla, ancak psikopatik davranışlarının da çok belirgin olduğunu bulduk. Sağ eylemcilerde ise zeka normal sınırlar içinde, davranış daha pasif (edilgen) ve daha az psikopatik idi." (Yankı, 18 Haziran 1984.)
Sağda ya da solda, `ağır eylemciliğin' bir yiğitlik değil, bir `psikoloji' olduğunu bilhassa gençlere göstermek için bu araştırmanın yayınlanması yararlı olacaktır.
Rahmetli Songar Hoca, 12 Eylül yönetiminin izniyle yapılan bu araştırmayı o zaman vermemiş, "ilerde yayınlamak daha uygun olur" demişti. Bence artık zamanı gelmiştir.
AYHAN Songar... Türkiye'de psikiyatri biliminin en büyük isimlerinden biri... Müzik, fotoğrafcılık, antika, müzik, edebiyat gibi hobileri olan çok boyutlu bir insan... Bilim adamı ve halden anlayan, hoşgörülü bir mü'min...
Peyami Safa ve Necip Fazıl'la sıkı, samimi bir dostluğu vardı. Şimdi üçü de ebediyet alemindeler.
Peyami Safa "parapisokoloji"ye tutkundu. Prof. Songar ise bir "ruhiyat" bilgi...
Ayhan Hoca anlatmış, ben de yazmıştım:
Peyami Safa'nın oğlu Merve, Erzincan'da yedeksubaydır. İstanbul'da 1961 yılının bir bahar gecesi; Ayhan Songar, Peyami Safa'nın evindedir. Piyano aniden ve kendiğinden üç beş saniyelik bir melodi çalar ve Peyami Safa derin bir ıstırapla haykırır:
- Eyvah, Merve'nin melodisi bu... Ruhu burada, bedeninden ayrılmış!
Önce derin bir şok... İlgili ve yetkili herkese telefonlar açılır... Öğrenilir ki, biricik evlat Merve, apandist patlamasından ölmüş! Tam piyanonun seslendiği sırada!!!
Bu nasıl iş? Songar, "parapsikoloji, bilinmeyenleri bilinir yapmaz" demişti.
SONGAR'IN gazete yazarlığına başlamasında rolüm olduğu için mutluyum. 1986'da Tercüman gazetesinin genel yayın müdürüydüm. Hoca'ya haftada bir yazarak, sosyal ve siyasi olayları ve şöhretli kişileri psikiyatrist gözüyle analiz etmesini rica etmiştim...
Şimdi iş, Hoca'nın yazılarını tarayıp `kalıcı' olanları konularına göre kitaplaştırmaktır. Sosyal ve siyasi olaylara ve olayların icracılarına bir de "psikiyatri açısından" bakmaya ihtiyacımızın daha da arttığını inkar etmek mümkün mü?!
Kitaplığı çok zengindi. Sanıyorum, Türkiye'nin en zengin psikoloji ve psikiyatri kütüphanesidir. Ayrıca, edebiyat ve tarih, yazma eserler, nadir nüshalar, fotoğrafçılık sanatının en güzel örnekleri, Türk musikisinin güfte ve beste külliyatları...
İkinci bir iş, "Ayhan Songar Kütüphanesi"ni kurumlaştırmaktır.
Bir bilim kadını ve fazilet timsali bir eş olan Reyhan Songar Hanımefendi, inanıyorum ki, bunu başaracak ve tesellisini bu büyük iş'de bulacaktır.
Ayhan Hoca'ya Allah'tan rahmet diliyorum.

Yazara EmailT.Akyol@milliyet.com.tr