KORONA NOTLARI 32 / Trump kötü gidiyor Korona kötü geliyor

18 Nisan 2020

Çok değil iki ay öncesine kadar tüm dünya vatandaşlarını peşinden sürükleyen “Amerikan Rüyası” şimdilerde adeta kabusa dönmüş durumda.

Global ekonominin lideri olan hatta arada dünyanın komiserliğine bile soyunup, farklı coğrafyalara çeki düzen verme iddiasını taşıyan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), şu günlerde sağlık konusunda hayli sıkıntılı.
Elbette koronavirüs tehlikesini yaşayan tek ülke Amerika değil. Türkiye de büyük bir imtihan veriyor. İtalya, İspanya ve İngiltere bu krizi en ağır geçirenlerden.

Ancak gerek nüfusuyla, gerek Trump yönetiminin başlardaki krizi hafife alan tavırlarıyla, ülkede salgının etkileri her geçen gün derinleşmeye devam ediyor.

Ülkede sadece bilim insanlarından değil, ekonomi cephesinden de, ağırlaşan kriz baskısıyla ilgili ardı ardına uyarılar geliyor.

Grip diyerek, hafife aldı

Çin’de salgın yayılmaya başladığında, ABD Başkanı Donald Trump, “Bu sadece bir grip. Gelip geçecek. Burada her şey kontrol altında. Virüs çok bulaşıcı değil. Çin Virüsü

Yazının Devamı

Korona notları 31 | İntikam soğuk yenen bir Hermes timsah çantadır

17 Nisan 2020

İntikam Alışverişi…

Kulağa oldukça tahrik edici gelen bu kavram şu sıralar oldukça popüler olmuş durumda.

Çin’de koronavirüs salgınıyla başlayan karantina günleri bittiğinde -yani hayat normale döndüğünde- özellikle lüks ürünlerin satışında büyük bir patlama yaşanması bekleniyordu.

Lüks tutkunları

Yazının Devamı

Korona notları 30 | Yandık, bittik, öldük havasına girmeyelim

16 Nisan 2020

Karantina Notları’nda 30’uncu gündeyiz. Geçtiğimiz bir ayda, sadece biz değil tüm dünya olarak hiç alışık olmadığımız ve çok zorlandığımız günler geçirdik. Öyle görünüyor ki, bir süre daha bu böyle gidecek. Umudumuz elbette kötülüklerin bir an önce ortadan kaybolması.

Pek çoğumuz isyan ediyor ya da “yaşamak için neden bu kadar zor bir zamana denk geldik”, diye soruyor olabilir.

Oysa tarihe bakacak olursak insanoğlunun her zaman çok zor, alışılmadık ve tuhaf zamanlardan geçtiğini görebiliriz. Bu da onlardan biri.
Böyle zamanlarda eskinin akıllı insanlarının sığındığı bir şey vardı.

Yazının Devamı

KORONA NOTLARI 29 / WhatsApp gruplarında yazıyoruz, korkalım mı?

15 Nisan 2020

Mecliste görüşülecek olan ve internet düzenlemelerini de içeren torba yasa,  kulaktan kulağa “WhatsApp mesajları takip ediliyormuş” korkusu saldı. Koronavirüs salgını yüzünden karantina, sosyal mesafe ve bilgi bombardımanıyla zaten gergin olan pek çok insan, “Bir bu eksikti şimdi” diye, birden telaşa kapıldı.

Yazdığı mesajların paylaştığı kişiler dışında görünmesini istemeyenler, endişeye kapılarak grupları terk etti.

Zamanla kalabalıklaşmış gruplar tekrar elden geçirildi, bahar temizliği sonrası ayıklanarak yeniden kurulur oldu.

Peki işin gerçeği nedir, gelin yanıtı birlikte arayalım.

“WhatsApp hesaplarında yazılanlar ne kadar gizli?”

Basit bir soru.

Yanıtı ise biraz karışık.

Yazının Devamı

Korona notları 28 | Bilim boş iş arkadaş benim bir teorim var

14 Nisan 2020

Sokaktaki vatandaştan profesörüne, politikacısından ev kadınına, doktorundan mühendisine bir koronavirüs efsanesidir gidiyor. Bilimsel gerçekler değil, virüsle ilgili komplo teorileri ve şehir efsaneleri başta sosyal medyadan olmak üzere salgın gibi dilden dile yayılıyor.

Hatta öyle bir yayılıyor ki; “Yok o aslında öyle değil, bak uzmanlar şunu söylüyor” diyecek olsa Bir Bilen, “Haydi canım sende” denip geçiliyor. Bu üstelik sadece bize özel değil, tüm dünyada yaşanıyor.

Baz istasyonlarını yakalım!“Virüsü 5G yayıyor” diyerek İngiltere’de ve İsrail’de cep telefonlarının baz istasyonları yakılıyor. “Alkol içince virüs ölüyor” sözüne inandığı için, İran’da yüzlerce insan sahte alkolden ölüyor. Kelle paça, sarımsak, sumak ülkemizde yok satıyor.
Bu gibi örneklere inanmak, sadece gelir ya da eğitim seviyesiyle de ilgili değil. En alt düzeyden en üste kadar bu efsanelere inanıp, yayanların sayısı oldukça fazla.

Yazının Devamı

KORONA NOTLARI (27) “Hayat durdu” diye çalışmayacak mıyız?

13 Nisan 2020

Çin’de başlayan ve hızla yayılan koronavirüs salgını dünyanın dört bir yanındaki insanları evlerine hapsetti.

Sosyal izolasyonla değişen hayatlar, kapanan iş yerleri, ara verilen eğitim sistemi ve zarar gören ekonomiler hepimizin ortak sorunu.

Peki bu dünya çapındaki karantinada hiç mi iyi bir şey olmayacak?

İnsanoğlu bu dönemde verimli ve yaratıcı bir sonuç ortaya çıkaramaz mı?

Tarihteki bazı örneklere bakacak olursak, böylesine zor zamanların çok parlak işlere neden olabildiğini görebiliyoruz.

Veba salgını kabus gibidir

Temmuz 1665. İngiltere’nin Cambridge kasabasında ilk veba vakası görülür ve beş yaşındaki bir çocuğun hayatını kaybetmesiyle, yaşam kabusa döner. Kasabadaki dünyaca meşhur Cambridge Üniversitesi kapanır ve eğitime ara verilir.

Veba nedeniyle tüm öğrenciler ve hocalar evlerine dönmek zorunda kalır. Üniversiteye 90 kilometre uzaklıkta, annesinin yaşadığı Woolsthorpe çiftliğine dönen öğrencilerden biri, karantina günlerini boş geçirmek istemez, Cambridge’te elinde ne çalışma ve p

Yazının Devamı

Korona notları 26 | 12.000 yıldır tahtını kaybetmedi: Ekmek

12 Nisan 2020

İki günlük sokağa çıkma yasağıyla birlikte bir anda gündem ‘ekmek’ oldu. Fırınların açık olacağı bildirilmesine rağmen, halk, ekmek almak için uzun kuyruklar oluşturdu. Hem de sosyal izolasyon kuralları bir kenara bırakılarak...

Peki neden ekmek?

Acaba marketler değil de neden sadece fırınlar açık tutuldu?
İki gün ekmeksiz yaşasak, ölür müyüz?

Aslında bunun anlamını hepimiz içgüdüsel olarak da biliyoruz. Ekmek tüm insanlık için yemekle eşdeğer ve tarım toplumuna geçilmesiyle beraber tüketilen ilk yiyeceklerden.

Arkeologlar ve tarih uzmanları ilk ekmek yapımını 12.000 yıl öncesine dayandırıyor.

Yazının Devamı

KORONA NOTLARI 25 / ‘Milyar euro’luk kayıplar gözümüzü korkutmalı mı?

11 Nisan 2020

Dünyada koronavirüs krizine nispeten hazırlıklı yakalanan ülkelerin başında Almanya geliyor. Böylesine bir salgının geleceğini yıllar öncesinden öngörerek hazırlık yaptığı ortaya çıkan Almanya, nisan ayıyla birlikte, yine bir adım öteye giderek, virüs sonrasının planlarını yapmaya başladı.

Birçok Alman bilim insanı ve ekonomistin yaptığı 2 Nisan 2020 tarihli geniş kapsamlı son çalışma; elbette Almanya’yı kapsıyor ancak, başta Türkiye olmak üzere, tüm dünya için “Kriz sonrasında ekonomi ne olacak?” sorusuna da ışık tutuyor.

Mart ayı itibariyle Almanya’da çarkların yüzde 35 ila yüzde 48 arasında daha az döndüğü hesap ediliyor.

Bu da Alman ekonomisine salgının bir aylık maliyetinin en iyi senaryoda 150 milyar euro, en kötüsünde 260 milyar euro’ya çıkması anlamına geliyor.

Kriz üç ay devam ederse bu rakam 354 ila 729 milyar euro’luk bir kaybı bulabilir.

İstihdam kayıpları büyük önem taşıyor. Almanya’da en iyi senaryoya göre 160 bin, en kötüsüne göre 1.1

Yazının Devamı