Çin’de başlayan ve hızla yayılan koronavirüs salgını dünyanın dört bir yanındaki insanları evlerine hapsetti.
Sosyal izolasyonla değişen hayatlar, kapanan iş yerleri, ara verilen eğitim sistemi ve zarar gören ekonomiler hepimizin ortak sorunu.
Peki bu dünya çapındaki karantinada hiç mi iyi bir şey olmayacak?
İnsanoğlu bu dönemde verimli ve yaratıcı bir sonuç ortaya çıkaramaz mı?
Tarihteki bazı örneklere bakacak olursak, böylesine zor zamanların çok parlak işlere neden olabildiğini görebiliyoruz.
Veba salgını kabus gibidir
Temmuz 1665. İngiltere’nin Cambridge kasabasında ilk veba vakası görülür ve beş yaşındaki bir çocuğun hayatını kaybetmesiyle, yaşam kabusa döner. Kasabadaki dünyaca meşhur Cambridge Üniversitesi kapanır ve eğitime ara verilir.
Veba nedeniyle tüm öğrenciler ve hocalar evlerine dönmek zorunda kalır. Üniversiteye 90 kilometre uzaklıkta, annesinin yaşadığı Woolsthorpe çiftliğine dönen öğrencilerden biri, karantina günlerini boş geçirmek istemez, Cambridge’te elinde ne çalışma ve plan varsa bunları disiplinli bir şekilde devam ettirmeye kararlıdır.
O bunlarla kafa yorarken tüm ülke veba salgınıyla büyük bir bozguna uğrar. 1665 ila 1667 yılları arasında Londra’da yaşayanların dörtte biri hayata veda eder. Yaşananlar korkunçtur. Çaresizlik tüm ülkeye yayılır.
İngiltere’ye kabus gibi çöken bu atmosferde Woolsthorpe çiftliğindeki hummalı çalışmalara ara verilmemiştir. Ve bu durum meyvesini verir.
Karantina çiftliğinde, dünya tarihine damga vuran ve aradan geçen 350 yılı aşkın süredir hiç unutulmayacak olan bir buluş doğar.
Herkesten uzakta geçirdiği ve iki yıla yakın süren karantina günlerinde; bilim tarihini değiştirecek çalışmalara imza atan 20’li yaşlardaki genç Isaac Newton’dur.
O tarihte cebire giriş, pek çok teori ve asıl önemlisi yer çekimi kanununa imza atar.
1667’de salgın sonrası çantasındaki bilimsel çalışmalarıyla tekrar üniversiteye geri döner. İki yıl içinde de profesör olur.
Yeni fikirler için bir fırsat
Bildiğimiz kadarıyla, Isaac Newton, bu zorlu dönemde dikkatini tamamen bilimsel çalışmalara verebildi ve çevrenin dikkat dağıtan etkilerinden kendini tamamen soyutlayarak buluşlarını hayata geçirebildi.
Büyük ihtimalle Newton, karantinada olmasaydı da bu buluşları yapabilirdi. Çünkü zaten öncesinde de bu konularla ilgili çalıştığı biliniyordu. Fakat karantina gibi ağır koşullarda bile bunu başarabilmek, sadece zeka değil çalışkanlık, disiplin ve yaratıcılık da gerektirir.
Elbette “eve kapandık” diye, herkesten, dünyayı değiştirecek fikir ve hareket beklemek hayalcilik olacaktır.
Bununla birlikte şu günleri, karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmadan, halihazırda çalıştığımız işleri mükemmelleştirmek ve yeni fikirler bulmak için iyi bir fırsat olarak görebiliriz.
Evde nasıl kreatif olurum?
Adidas, ünlü sporcular ve ünlü tasarımcılarla, “evde günün nasıl verimli geçirilebileceği” ile ilgili video çalışmasına imza atmış. Projede, Türkiye’den Les Benjamins ile tanıdığımız Bünyamin Aydın da var. İlham olması açısından sözleri önemli...
“Günümü yaratıcı işlerle geçiriyorum. Podcast ve müzik dinliyorum, okuyorum. Ailem ve arkadaşlarımla konuşuyorum, onlar bana ilham veriyor. Bir Yeezy 700’üm -ayakkabı modeli- vardı, eşimin halı deseni olan bir üstünü kesip yapıştırarak yeni bir iş çıkarmış oldum. Kreatif olmak için bir sürü yöntem var. Her zaman yaptığınız şeyleri yapmak zorunda değilsiniz. Çılgın olun.”