Mart ayından bu yana ‘korona günleri ekranı’yla birlikteyiz. Gördüğüm 1-2 deneme (TRT’nin evde dizi olayı!) dışında bizim ekranın durumu şöyle; ‘Setler açılsa da dizilere başlasak.’ Bu dönemin ekran yıldızları Prof. Mehmet Ceyhan ve Prof. Mehmet Çilingiroğlu... Biri ‘mutedil’, diğeri ‘deli dolu’...
Tüketici içgörüsü
‘Tüketici İçgörüleri Uzmanı’ yazdı Akan Abdula isminin altında... Ev ahalisi merak etti. Tüketici bir malı neden alır, bu işi çözmenin uzmanlığı diyelim. Bir marka mesela inatla internette market satışı yapıyordu. Pek öyle ahım şahım ilgi yoktu. Mesela şimdi sipariş için tıklıyorsunuz, beş gün sonrasına gün veriyor. Demek ki bu marka, ‘içgörüyü’ çözmüş oluyor. Bir önemli konu soğan ve patateste içgörüyü çözebilmek!
Nostaljide de yenilgi olur
Bizim takımların nostalji maçlarında hep galibiyetleri izledik. Not almışım, bir maçta tersi olmuş. Dortmund-Beşiktaş maçı. Beşiktaş bu karşılaşmada 2-1 yenilmiş ve UEFA’ya veda etmişti. Varsa böyle başka maçlar haber verin, gözümden kaçmış olabilir.
Hem özgür hem kontrollü
“Özgür ama kontrollü olmalıyız” diye bir alt yazı gördüm, not almışım Ülke TV’de... Sanırım son gidişatın özeti bu oluyor. Hem kontrol hem de özgürlük olabilir mi? Efendim olabiliyor, bizde olabiliyor.
Toplu geyik
Geniş ev ahalisiyle ‘online’ o ekranı, üçe beşe bölüp, muhabbeti bizde arada yapıyoruz. Yapmayan yok. Hani akrabalar birbirini görüyor, işi için iyi... İnternette yayın yapmak başka, ‘üç beş toplaşıp geyik yapıp, bu işi kamusal bir halde yayınlamak başka. Bunu bir de ‘yeni yayıncılık’ diye sunmak! Bildiğin geyik işte!
‘Beş yıldır arıyorum...’
Nihat Hatipoğlu, ekranın en ilgi ve alaka gören isimlerinden biridir. Ona ulaşmak hayli zor diyorum, çünkü bir canlı yayın bağlantısında telefondaki kadın izleyici, “Hocam bir sorum var. Sizi beş yıldır arıyorum ama düşüremedim” dedi.