2019-2020 yılları arasında dizi sektörü üzerine özel bir çalışma yapılmış. Pek sık rastlanmayan bir sektör araştırması diyelim. Daha ‘özel’ bilgiler. ‘Yapımlar bizde bir film uzunluğunda’ lafı vardır. Hele yeni dizi ise ilk bölümü zamana sığmaz. Peki ortalama uzunlukları nedir? En uzun ve en kısa proje var mı? Evet, mevcut.
En uzun olanlar
‘Benim Adım Melek’, ilk sırada (160 dakika), diğer dört dizi ise şöyle; ‘Hercai’ (155 dakika), ‘Sefirin Kızı’ (154 dakika), ‘Kalk Gidelim’ (152 dakika), ‘Payitaht Abdülhamid’ (150 dakika). Üç TRT dizisi, en uzunları oluyor. Bol bakışmalı yapımlar diyelim. Artısı şu, bunlar yurt dışında pazarlandığında, kesilip biçildiğinde, epey bir yıl gidecek malzeme çıkıyor ortaya. Bizim bir bölümden elalemin kanalında iki, hatta üç bölüm zorlasan çıkabiliyor.
En kısaları
En kısa dizimiz 60 dakika. Aslında olması gereken süre diyelim; ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’... Büyük ümitlerle yapıldı. İstanbul işgal
“Kadın beyanı esastır” ilkesi temelde, ses veremeyenin sesi olmayı anlatıyor. “Ozan Güven tarafından şiddete uğradığını beyan eden ve darp raporuyla mahkemeye başvuran Deniz Bulutsuz’un koşulsuz biçimde yanındayız” dediler ve Güven’in devam eden iş ortaklıklarıyla bağlı olduğu bütün yapımcı, kanal, menajer ve ilgili kuruluşları açıklama yapıp, tavır almaya davet ettiler. Hangi kuruluş? Senarist Bir (Senaryo ve Diyalog Yazarları Meslek Birliği). Tavır alırlar mı, bağlı olduğu yapımcılar mesela? Bu arada listeye baktım birçok ‘çok iş yapan senarist’ listede yoktu!
HAYAL KÖSEOĞLU AÇILIMI
Ev ahalisi, kendisini ‘Ufak Tefek Cinayetler’de pek bir sevdi. Sonra ‘Mucize Doktor’da gördük. Hani kendi halinde bir oyuncu kızımız olarak değerlendiriyorduk. Birden fena halde koptu. Sanırım bir pazarlama stratejisi ‘daha göz önünde olmak’ adına ‘sosyal medyayı sallayanlar’ listesine dahil oldu. Halim selim olarak da beğeniyorduk, güzel buluyorduk icabında!
SİGARAYA ÖZENDİRMEK Mİ?
Sıla’nın
Ev ahalisi ‘Çarpışma’yı izlerken söylemişti Elçin Sangu’yla ilgili, “Mimik yok” demişti. İfade etmek ve anlatabilmek. Yeni dizisinde de Özge Gürel... ‘Kiraz Mevsimi’nin ardından ‘Dolunay’ gibi, yazlık dizilerin en ‘ses getirenlerinde’ oynadı.
Dizi ve film listesine bakınca, “Olmuş artık” diyorsunuz. Yeni yapımın ikinci bölümünde diğer karakterler işin içine girmediğinde nasıl da bir düşüş olduğu görülüyor. Şimdi Sangu yeni dizisiyle gelecek, hani başrolde ne yapar? Sektör ‘sanata’ değil, ‘pazarlama’ ya bakar. Bunu eleştiri olarak söylemiyorum.
Çabuk tüketilen dizilerin dünyadaki karşılığı böyle. ‘İyi oyuncu’ kavramı göreceli. ‘İyi pazarlanan oyuncu’ önemli. Bunun için de epey bir çalışma yapılır. Boşuna cerrahi operasyonların acı çeken günlerini geçirmiyorlar mesela. Kanal 7’de Hint dizileri var. Oradaki oyuncular da ‘star’ ve hayranları peşlerinden koşuyor. Nasıl oynuyorlar? Bakıyorlar
Z kuşağı yine gündeme geldi. Siyasilerin onlara ‘hitap’ edebilmek adına, ‘Dark’ izlediklerini söyledikleri öne sürüldü. CNN TÜRK’te ‘Gece Görüşü’nde Hande Fırat’ın programında konusu geçti. Bizim ev ahalisinin de Z kuşağı bir üyesi mevcut. Kendisi bize ekranda ‘bazı’ dizilerde eşlik eder. Genellikle platformdaki yapımları takip eder. İnternet ortamındadır yani. YouTube’ta bir televizyon stüdyo kalitesinde olmasa da, ‘espri çapları’ tartışılır olsa da, gençlerin ilgisine mazhar ‘YouTuber’lar mevcuttur. Daha önce ekrandan tanıdığımız isimler de kendi ‘YouTube sayfalarında’ yayınlar yapmaktadır. Belki de aldıkları rakamlar ekrandaki stüdyo programlarından bile fazladır. Mesela tartışma programlarındaki kadrolarda yer almayan birçok isim, YouTube yayınlarında konuk olarak yer almaktadır. Mesela teve2’de ‘Hepsi Bugün Oldu’ ile formatı pek hoşuma giden programın benzerini YouTube kanalında yapıyor Armağan Çağlayan. Şöyle bir soru da sorulabilir,
‘Yeni Hayat’ dizisinin senaristi Elif Usman’dan bir mesaj geldi: “Yeni Hayat dizisi yasal ya da illegal bir uyarlama değil. BBC’nin ‘Bodyguard’
dizisiyle olan benzerlikler, tamamen tesadüf. Çünkü ‘Yeni Hayat’ın genel hikayesi 2015 yılında yazıldı. Ben de herkesle beraber geçen sene izledim, ‘Yeni Hayat’ın hikayesi yazıldıktan üç yıl sonra. Ancak dizinin hayata geçme şansı bulması bu sene mümkün olduğu için doğal olarak, herkes o diziyi izledikten sonra oradan esinlenerek yazdığımızı düşündü.”
Benzer durum olmuştu
Elif Usman benzer durumun bir başka dizide de başına geldiğini belirterek şunları söyledi: “Ölene Kadar dizisi de yine bana ait olan genel hikayesi ve ilk bölüm senaryosu çok daha önce yazılmış olmasına rağmen, hayata geçebildiği tarih daha sonra olduğu için ‘The Night of’ dizisinden uyarlama-esinlenme zannedilmişti.’’
Usman elinde bu senaryonun 2015 yılında yazıldığına dair belgenin de olduğunun altını çiziyor. Piyasada spekülasyona
‘Şiddet ve korku içermektedir’ diye bir uyarı... Gerilim ya da korku filmi olur, önceden uyarı yaparsın. Bu belgesel kanalı. Adı ‘National Geo Wild’... Özetle hayvanlar alemindekilerin birbirini yemesi. Ev ahalisi, “Bilerek mi öldürüyorlar. Doğanın kanunu böyle” dese de bu belgesel kanalının ‘Katil İştahı’, ‘Kurtlar Ayılara Karşı’, ‘Dövüş Kulübü’ gibi başlıklı programları kendi hallerinde yaşayan hayvanlara kameraları uzatıp, onların hayatlarından kurgu filmler çıkarmaktadır. İlgi ve alaka görüyor tabii ki.
Zaman zaman biz de izliyoruz. Ama bu yazıyla karşılaşınca, insanoğlunun ‘öldürmeye’ ne kadar meyilli olduğunu hissettim. Ormanda kendi hallerinde yaşıyorken ve her şey ortadayken bizim gidip belgesel ayağına onları çekip, sonra da masa başında kurgulayıp, ortaya ‘canavarlar’ çıkarıyoruz. İlaveten izlemeden önce de “Aman dikkat et! Çocukları uzak tut, şiddet var” diye de uyarıyoruz. İyi iş valla.
EMPERYALİST OLMAK
D-Smart Moviesmart Platin kanalında ev ahalisiyle
TRT Spor spikeri Deniz Satar, kıyafete ve süse düşkün. Hani gittin mi AVM’ye ortalama beş saat dolaşabilir. Bizim geniş ev ahalisinde de mevcut, oradan biliyorum bu merakı. Eleştirmek için değil. Benim başım dönüyor. Ama dükkanların ve giysilerin ruhuna kendini kaptırdın mı, saatlerin nasıl geçtiğini fark etmeyenler listesi var işte, Satar en üst seviyededir diye düşünüyorum. Spor kanalının vitrin isimlerinden. Takipçi sayısı hayli kabarık. Futbol kadar, ne giydiği de merak ediliyor. Maç yorumlarken arada ne giydiğini soranlara da cevap vermiş. Dediğim gibi maçla ilgili yorumlardan fazlası, ne giydiğini merak eden izleyici var. Markalar ya da nereden aldığı bilgileri reklama girer mi onu bilemem. Ona TRT karar verecek!
DİZİ YOK, SOSYAL MEDYA VAR
Yaz ayları ve özellikle salgınla birlikte dizilerin piyasadan çekilip, yerini filmlere ve tekrarlara bıraktığını gördük. Sosyal medyada en çok konuşulan erkek
oyuncu sıralaması var. Erkek oyuncularda bir düşüş olmuş. Kadın oyuncular giyim, kuşam, yazlık durumlarla ilgiyi sürdürüyor anlaşılan.
Doç. Dr. Oytun Erbaş, medyatik bir doktorumuz. ‘Oytun Hoca ile Bilim’, TV100’de yayınlanıyor. Konuğu, kendisi gibi ‘medyatik’ bir isim Hamza Yardımcıoğlu. Bunu bir eleştiri olarak söylemiyorum. Çok izleniyorlar, takipçileri fazla ve onlar da bunu değerlendiriyor. Düzen böyle diyelim. Oytun Hoca’mız bir soru sordu: “Bizim burada neden çok felsefeci yok?” diye... Hamza Yardımcıoğlu da cevapladı: “İnsanın felsefe yapması ve düşünmesi için, düşüneceği zamana ihtiyacı var. Hayatta kalma mücadelesi içerisinde olduğun bir ortamdaysan, hayatta kalma çözümlemesine odaklanırsın ve düşünsel mesaini bu konuda harcarsın. Bilim, felsefe ve sanat bir refah düzeyi gerektirir.”
Felsefe için rahat ortam
Sonra hemen ‘savunma mekanizmasını’ şu sözlerle kurdu: “Toplum içerisinde refah düzeyini yakalamış bireyler, kendi adlarına bunu yapabilirler ama toplumun geneline yayıldığı zaman bunun içerisinden daha yüksek sayıda bilim insanları fikir insanları mütefekkirler ortaya