Sina Koloğlu

Erkan Kolçak Köstendil, “İlk defa zengin bir iş adamını oynuyorum, benim için farklı bir rol. Dik durmam gerekiyor” diye espri yapmış. Malum ‘Bir Deli Sevda’da zengin, şımarık, hırslı ve genç bir adama hayat veriyor. Ne diyelim bu ‘zengin adam’ rolünü oynamayan kalmasın ülkede!

Dizi tekrarı güven mi?

Geçtiğimiz salı akşamı ‘Kara Yazı’nın ve ‘Aşk ve Gurur’un tekrarsız yeni bölümleri yayınlandı. ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ ise tekrar verdi. Reytingi, diğer iki dizinin yeni bölümlerini geçmiş. ‘Tekrar vermek’ bir güven tazeleme hali oluyor.

Tribünler değil, pizzacı kazanıyor

Geçtiğimiz yıl oynanan Fenerbahçe- Beşiktaş derbisinde pizza satış rekoru kırılmış. O gün ekran başında maç izleyen seyirci için toplam 142 bin 948 pizza satılmış. Lig maçlarının seyirci toplamıyla, onu ekran başında izleyen seyircinin pizza tüketimi karşılaştırılsa ortaya ilginç bir sonuç çıkar. Futbol kaybediyor, pizzacı kazanıyor.

Ödülsüz program var mı?

Üniversitesi bol bir ülkeyiz. 118 üniversite var. Nadide kurumlarımız eğitim kadar, ödül vermek konusunda da meraklı. Ödül almayan oyuncuları ve sunucuları ayıplıyorlar! O derece ödül veriliyor. Özel bir üniversiteden basın bülteni gönderilmiş, bir radyo ödül

Türk dizilerinin Top 10’da olduğu ‘resmen’ tescil edildi. Türkiye, dünyada dizi ihraç eden 10 büyük ülkeden biri. Bunu Euro Data TV söylüyor. Euro Data TV World Wide, 90’lı yıllarda Fransız Mediametrie (en büyük izlenme oranı ölçümlerini yapan şirketlerden biri) tarafından kurulmuş bir nevi dünya televizyon veri bankası. 100 ülkede 5 bin 500 kanalı takip ediyor. Daha önce de paylaşmıştım verilerini. Bu saptamayı, 2016 dünyada televizyon izleme eğilimleriyle ilgili raporunda açıklamış. Neye göre? 79 ülkedeki satışlara göre...

‘Telenovela’ diyorlar

“Türk telenovelaları” böyle diyorlar. Bir zamanlar Brezilya’nın, Meksika’nın tahtına Türkiye göz dikmiş durumda. Hazırlanan raporda “Türk dramalarının bundan böyle Top 10 listesindeki yerini aldığı konusunda uzmanlar hem fikir” deniliyor. “Senaryolaştırılmış hikayede Türkiye, Rusya’nın önünde, ABD’yi takip ediyor”, sözleri sıralamada nerede olduğumuzun da bir göstergesi. Bir başka Türkiye yorumu da şöyle; “Dönem dizileri (‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Diriliş Ertuğrul’) ve uzun soluklu ‘telenovelalar’ın oluşturduğu çok geniş bir sektör.”

ABD tekelini kıran ülkeler

“‘The Mentalist’ ve ‘House’ birkaç yıldır dünyadaki başka bölgelerdeki ülkelere
yerini

"Bizim evde sevgi, hamsi mevsimi kadar kısa sürer.” Halil, (Emre Kınay) hamsi pişirmiş, elleriyle yediriyor kızlarına. ‘Bana mutluluğu anlatır mısın?’ tasvirlerinden biriydi ve çok samimiydi, Kanal D’nin yeni dizisi ‘Kara Yazı’da... ‘Kadına şiddetin’ listesinde üst sıralarında yer alan ‘namus cinayetinin’ dizi senaryosunda ‘masumiyetle’ örtülmesi ekrana geliyor. İç dünyalarındaki çelişkiler ve huzur arayışları bizleri ikna etmeye uğraşıyor. Kınay bu zor hali, kısa ve öz cümlelerle anlatıyor. Bıçak sırtı bir rol.

Oğuz doğruyu söylüyor

Oğuz’un (Haluk Bilginer) “Haklılar değil, güçlüler kazanır” diye dolaştığı sahne için ne kadar gerçekçi ve “Aman sakın kendisini bu cümlelerden ayrı tutmayın, hep söylesin ve bizlere sadece kötü adam olarak bırakmayın” dediğimi hatırlıyorum. Ekran başından kalkıp sokağa çıktığımızda, ‘Oğuzlar’ın bize sırıttığını gördüğümüzde ne yapacağız? Oğuz böyle devam etsin. Her bölüm kafamıza vura vura “Ben güçlüyüm” desin, bize bunu fena halde hissettirsin.

TAKIM GAYET İYİYDİ

Yine, ‘takım iyiydi ama olmadı’ dizisi daha altıncı bölümde final yapıyor; ‘Aşk ve Gurur’. ‘Bu dizi tutar, şu tutmaz’ diye bir formül yok. ‘Aşk ve Gurur’ ne iyi olduğu için anlaşılmadı, ne

"Komutanım bana sesleniyor. Oysa biliyor cevap veremeyeceğimi, çünkü az önce sol bacağım kafasının birkaç santim üzerinden uçtu gitti. Ölüm hep yanı başımızdaydı. Aldığımız her nefeste, içtiğimiz her yudumda, her gülüşümüzde, her adımımızda sırdaşımız, dostumuz, tek yarimiz ölümdü. İşte kavuştuk. Ben halimden memnunum ama ya geride kalanlar?” ‘Söz’ bu sözlerle başladı. Kürşat Demir oynadı ve seslendirdi o bölümü. Oyunculuk böyle bir şey. Belki de dizinin izlenmesi ve kendine çekmesine ön ayak olan sahnenin kahramanı.5 bin 347 şehitten sadece biri ya da hepsi...

Diyaloglarıyla kişilik tespiti yapmayı öne çıkarıyor ‘Söz’. “İntikam bizim işimiz değil” diyen komutan, “O kızın tek bir suçu vardı beni sevmek. O yüzden o gün o saatte oradaydı” diyen nişanlısını patlamada kaybeden üsteğmen Yavuz. “Bir insanın öfke bedenine girdiyse, korkun” sözleri... Sürpriz geçişleriyle Ethem Özışık imzası kendini gösteriyor. Senaryonun karşılığı oyunculuklar, bunun üstesinden gelebilir mi? Şahsen ilk bölüm bunu hissedemedim. Tolga Sarıtaş bile daha tam kıvamda değil. Su Kutlu aslında Bahar rolünde olabilirdi diye düşündüm.

Reytingler ne diyor?

‘İçerde’, dizi rekabetinin en yoğun olduğu günlerden

Altı kanaldaki 38 dizinin 22’sinde zengin karakteri mevcut. Yani, yarısından fazla.

Zengin oyuncular ünlü

Zenginleri ‘eğitimli’ oyuncular oynuyor. Haluk Bilginer (Oğuz Karahan), Tamer Levent (Tahsin Korludağ), Menderes Samancılar (Fikret Karakaya), Ege Aydan (Berk Şanal), Fikret Kuşkan (Kudret), Mert Fırat (Kenan Arca). İstisna mesela, Özcan Deniz (Faruk) bu karakter için doğmuş diyebiliriz (Bakınız Asmalı Konak).

Zengin kadın yok gibi...

Dizilerimizde zengin ve güçlü karakterdeki kadınlara az rastlanıyor. ‘Anne’de Cahide Güneş (Gülenay Kalkan) mesela...

Mafya babaları raconlarıyla öne çıkıyor. Arka planda ‘kazandıkları paraları’ görmemek mümkün değil. İki mafya babası kapışıyor; Hızır (Oktay Kaynarca) ve Celal Duman (Çetin Tekindor).

Dizilerde şöyle bir mesaj da veriliyor: Zenginler ama mutlu değiller! Kötülük yapıyorlar ve cezalarını buluyorlar! Hatta katil olanı da var. Daha çok şehirli zenginler. ‘Yeni Gelin’de ‘Çukurova’nın modern ağası’ olduğu söylenen Tolga Mendi (Hazar Bozok) ya da ‘Cesur ve Güzel’ de kasabanın büyük toprak sahibi Tamer Levent (Tahsin Korludağ) ile zaman zaman ‘Anadolu Kaplanları’ örnekleri de verilmiyor değil.

Neden bu kadar fazla?

'Güldür Güldür Show’da Bahadır, (Burak Topaloğlu) eniştesiyle (Çağlar Çorumlu) evleneceği kız Mehtap (Meltem Yılmazkaya) hakkında konuşuyor. “Bizim Mehtap’la derin fikir ayrılıklarımız var” diyor Bahadır. Enişte birden köpürüyor; “Bahadır oğlum sen Karl Marx mısın lan? Nietzsche misin, Engels misin, Hegel misin? Sen televizyon başında mandalina yiyip, dizi izleyen adamsın. Senin ne derin görüş ayrılığın olabilir?”
Birilerine kapak olsun!

Korkuyla yönetilmek

“Sen korkuyla yönetilmek nedir bilir misin genç? Korkunun verdiği güç, iktidar, bin mukabele yarattığı itaat, başka hiçbir duyguda yoktur. Umudu da, sevgiyi de bir tek, korku öldürür.” Kanal D’nin yeni dizisi ‘Kara Yazı’dan bir sahne. Oğuz Karahanlı (Haluk Bilginer) kendisinden para koparmaya çalışan genç adama söylüyor. Sonra? Susturucuyla tık... Etkileyici sahnelerinden biriydi.

Avrupa duy sesimizi!

Fransız Nouvel Observateur dergisinin internet sitesinde, ‘Les 10 commandements de la tele de demain’. Geleceğin televizyonunun 10 emri haberi vardı. Neymiş bu emirler?

iPhone’lu muhabirler

Muhabirler artık 4G’li iPhone telefonlarla habere gidiyormuş. Bizde de farklı değil. Y kuşağı muhabirler bu telefonları kullanıyorlarmış.

GSM dizileri

Fransa’da GSM operatörü SFR film ve dizi kanalı kuruyor. Bizde de Turkcell, bu işlevi yerine getiriyor.

10 dakikalık dizi

Metroda ya da bir dinlenme zamanında diziler seni boş bırakmasın. Bir uygulama indirip 10 bölümlük dizinin 10’ar dakikalık bölümlerini izleme olanağı sunuluyor artık. Fransa’da

4.99 euro’ya mobil cihazlarınıza program indirip, kısa dizi izleyebiliyorsunuz.

‘Kürk Mantolu Madonna’nın sinema filmi çekilecek haberleri yapıldı. Duyduğum, ünlü Amerikan yapım şirketleri de bu eserin peşinde. Peki hikaye nasıl gelişti?

İngiliz Penguin yayınlayınca...

Sabahattin Ali’nin 1940’larda yazdığı ‘Kürk Mantolu Madonna’ romanı, son 10 yıldır Türkiye’de ‘bestseller’ oldu. 4-5 yıldır, en çok satan kitaplar listesinin başında. Bu ilgi, yabancı yayınevlerinin de dikkatini çekmiş. 15 dile çevrilmiş roman. İlgi, dizi ve film sektörünü de hareket geçirdi. Ay Yapım, romanın yayın haklarını satın aldı. Ece Yörenç’in senaryoyu yazmak üzere işe koyulduğu basında çıkmıştı. Asıl dönüm noktası, ünlü İngiliz Penguin yayınevinin ‘Kürk Mantolu Madonna’yı ‘Madonna in a Fur Coat’ olarak geçtiğimiz yıl çıkarmasından sonra oldu. Amerikalı yapım şirketleri eserle ilgilendi. Benim duyduğum şu an bu şirketler Ay Yapım’la görüşme halinde. Beren Saat ‘le İlker Kaleli’nin bu projede yer alacakları konusunda haberler çıktı. Sordum, “Yok böyle bir şey” cevabını aldım. Duyduğum, oyuncu kadrosunun tamamen yabancı olabileceği yönünde.

Önemli bir fırsat

Türk sineması için önemli bir fırsat olarak değerlendirebiliriz bu durumu. Bütün iş, ‘Senaryo nasıl olacak?’ konusunda... Oscar’a