Sina Koloğlu

‘V ikings’, ‘The Tudors’ ve ‘Camelot’ gibi çok konuşulan diziler, Michael Hirst’ün kaleminden çıktı. Hirst, kendisiyle yapılan bir söyleşide tarih dizilerinin tutmasıyla ilgili gözlemlerini anlatıyor. ‘Vikingler’ tarihi bir dizi. Hirst, “Bugün yaşasalar geçmişin tarihi, yeni anlatıcılarıyla değişecekti. Kendimi biraz bu yeni anlatıcı konumuna koydum. Ayakta ateşin önünde olsalardı, yaşlılar gençlere hikayelerini böyle anlatacaktı” diyor.

Bugün yaşayan bir Viking gibi yani.

‘Payitaht Abdülhamid’ dizisinde durum nedir? Dizide ‘Abdülhamid bugün yaşasaydı ne olurdu?’ sorusu yerine, dönemin diliyle bugüne gönderme arasında gidip gelme var. Son bölümde Abdülhamid bir harita açar: “İşte İngilizlerin global monarşi dedikleri yeni dünya nizamı. Hedefleri Osmanlı’yı yıkıp, yeni bir dünya nizamı getirmek.” Kim mani olacak buna? Abdülhamid, “Allah bana ömür bahşettiği sürece ben ve milletim olacaktır.”

Bu cümle Hirst’in sözünü ettiği “Bugün yaşasa ne olurdu?” sorusuna tam cevap oluyor mu? Emperyalizm aldı başını gitti. Osmanlı yaşayabilir miydi? Bugünün savaşlarında Abdülhamid ne yapardı?

Kendi döneminde bildiğim, her tarafı çok iyi idare eden ülkenin ne durumda olduğunun farkında olan bir

Evlendirme programlarını hep birlikte kaldırıyoruz. Peki yerine ne koyacaklar? Cinayet ve kaçırma programı mı? Daha uzun yemek programı mı? El işi, biçki dikiş programı mı? Dizilerin tekrarlarının tekrarı mı? Çarşı pazarda armut toplama yarışması mı? Yabancı gelinlere yerli eş bulma yarışması mı?

İşte bizim televizyon!

“Sabah programında kaybolan bulunsun. Öğlen evlendirelim, akşamına da haberlerde öldürelim. Geceye de bunun hayatını dizi yapıp verelim millete, budur ya...” Bu diyalog, ‘Güldür Güldür Show’dan bir sahnede vardı. Aynen bizim televizyon halinin özeti.

Sadece bu üç soruyu sordu

‘Aşk ve Gurur’un geçtiğimiz hafta yayınlanan bölümünde not almışım. Dizi, Zeynep’in Kenan’a sorduğu şu üç soru üzerine döndü: “Beni neden işe aldınız?”, “Evi neden satın aldınız?”, “Londra’ya neden gitmediniz?”

Maç biletleri bir TL

Manisa, iç saha maç biletlerini bir TL yapmış. Yeni televizyon kanallarından Tele1’de alt yazı geçti.Manisa daha ne yapsın?

‘Soyadımla uğraşmayın!’

“Beren Saat dizi projelerine de girmeli artık. ‘Öde izle’ yerli dizilerinde neden olmasın?” diye yazmıştım. Dizi çekeceği kulağıma geldi. En son ‘Muhteşem Yüzyıl Kösem’de oynadı. Şimdi İlker Kaleli’yle bir film projesine adım attı. Programına bir dizi de eklendi. Peki hangisi? Med Yapım malum ‘Anne’ dizisini piyasaya sundu. Yuji Sakamoto’nun senaryosunu yazdığı Japon dizisi ‘Mother’ın yerli hali. Şimdi aynı senaristin ‘Woman’ dizisinin yerli hali çekilecek ve başrolde Saat olacak. Dizi, eşini kaybeden ve iki çocuğuyla yalnız kalan bir kadının hikayesini anlatacak. Peki proje hangi aşamada?
Şimdilik konuşuldu ve üzerinde anlaşma sağlandı.

SARHOŞ BABA KİM OLACAK?

Hazal Kaya’nın başrolde olacağı ‘Utanmazlar’ın (Shameless’in yerli hali) oyuncu kadrosu yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Merak edilen karakterlerden biri Frankie Gallager’in kim olacağı... Alkolik, bencil ve narsist Frank’ı Musa Uzunlar canlandıracak. ‘Poyraz Karayel’ dizisinde Bahri Umman karakteriyle kelimenin tam anlamıyla ‘gönüllerde taht’ kuran Uzunlar, şimdi bu zorlu rolü üstleniyor. Gözümün önüne getiriyorum ve “Öyle bir oynar ki” diyorum. Uzunlar, çok doğru bir karar.

ZATEN ALTI BÖLÜM ANLAŞTILAR

Başrollerini Merve

Barış Arduç Star TV’nin yeni yüzü oldu. Kanal, ‘Star isimlerle dizi’ projesini Barış Arduç’la devam ettiriyor. Oyuncunun yeni dizi çekeceği yolunda haberler çıkmış, hatta bölüm başına 80 bin TL alacağı öne sürülmüştü. Daha ortada proje yok. Arduç, istediği bir yapım şirketiyle anlaşacak. Yani alacağı ücret henüz belli değil. Star TV’yle iki yıllık anlaşma yaptı. Bu iki yılda büyük olasılıkla iki dizi çekecek kanal adına. Peki kiminle? Tahminim Ay Yapım’la...

Daha önce iki isimle anlaşmıştı

Star TV, Kıvanç Tatlıtuğ’la benzer bir anlaşma yapmıştı. ‘Kurt Seyit ve Şura’ dizisini çekmişti. Ardından şimdi ekrandaki ‘Cesur ve Güzel’ aynı anlaşmanın ikinci projesiydi. Bu özel anlaşmayı kanal Burak Özçivit’le de yaptı. ‘Kara Sevda’ bu kapsamda çekildi. Tatlıtuğ, anlaşmanın karşılığında 2 milyon TL almıştı. Barış Arduç’un da buna yakın bir rakama anlaştığı söylenebilir.

Esra Erol bırakıyor mu?

Evlilik programlarıyla ilgili sona gelindi gibi... Ali Eyüboğlu, “TBMM’de evlilik programlarını araştırması için kurulan komisyonla bu işin uzayacağı düşünüldüğünden sorunu kökten çözmek için harekete geçti hükümet. Evlilik programlarını yasaklayacak Kanun Hükmünde Kararname (KHK) için hazırlıklar

‘Kırlangıç Fırtınası’ndan bir sahne. Meryem’in eli Kudret’in iki yakasında; “Evlendiğimiz günden beri değil bir gün bir an bile sana saygıda kusur etmedim. Vurdun, dövdün, kırdın, yıktın. Niye sustum? ‘Evlatlarımın babası’ dedim sustum. Ama onlara bir şey olursa uzanan eli kırarım” Sonra? Kudret’ten bir tokat daha...

Bu sahneyi Ebru Aykaç ve Fikret Kuşkan etkili oynadı. Yaraya parmak basmak olmuyor.

Kaderine razı annelerin resmi geçidi oluyor. Evet bu ve benzer sahneler zannediliyor ki, toplumda karşılığını buluyor. Dayak olarak geri dönüyor sadece...

ROL DEĞİL, GERÇEK DÖVÜŞ

Ödüllü oyuncu İdris Elba, çok farklı bir kimlikle kick boksçu olarak karışımıza çıkıyor. Kendisi 20’li yaşlarda kick boks yapmış ama profesyonel olmamış. Şimdi Discovery Channel’da profesyonel bir kick boksçu olmak için eğitimden geçiyor ve ‘bu işin uzmanı’ boksörlerle maç yapıyor. İngiltere; Küba, Japonya, Güney Afrika ve Tayland’daki gerçek mekanlarda çekilen dizide Elba, kick boks dövüşçüsünün acıyı, korkuyu nasıl yendiğini, özel teknik becerilerini nasıl aldığını anlatıyor. ‘Dövüşçü’ üç bölümden oluşuyor. İlk bölümü dün Discovery’de yayınlandı. Diğer iki bölüm de salı günleri 21.00’de ekranda olacak.

Sekiz yeni dizi var ekranda. Verilere göre üç tanesi ayakta kalır. ‘Yeni Gelin’, ‘Çoban Yıldızı’ ve ‘Payitaht Abdülhamid’. İlk bölümüyle her iki kategoride iyi iş yapan tek dizi var; ‘Yeni Gelin’. Hem total, hem de AB grubunda gün üçüncüsü oldu.

Özcan Deniz tırmanışta...

‘İstanbullu Gelin’in (Star TV) ilk bölümü AB’de 4’üncü, totalde 16’ncı sırada.
Sonraki hafta totalde 7’nci sıraya yükselmiş.

Gelişme var. Star TV’nin ikinci işi ‘İçimdeki Fırtına’ bekleneni veremedi. AB’de epey gerilerde (17 ile 21’inci sıralarda). Aynı şekilde total izleyicide de durum farklı değil. Show TV’nin ikinci işi ‘Aşk ve Gurur’ hikayesi ve ekibiyle aslında ‘buralarda olmamalıyım’ diyor. İlk bölüm, totalde 20’nci, AB’de 16’ncı oldu. FOX’un iki işinden biri çok iyi; ‘Çoban Yıldızı’ total izleyicide her iki bölümde ikinci oldu. AB’de 9’uncu sırada. İkinci hafta 8’e kadar yükseldi. ‘Kırlangıç Fırtınası’nın ilk bölümü hem total hem de AB’de 16’ncı sıradaydı. TRT 1’in ‘Payitaht Abdülhamid’i iki bölümü AB’de 2’nci oldu. Total izleyicide ilk bölüm 14’üncü sıradaydı. Dizi, son bölümde bu kategoride 6’ncılığa kadar yükseldi.

‘ORMAN BAKANI OLMAK İSTEDİM’

Bloomberg’te Doğa Rutkay’ın ‘Her Şey Bu Masada’ programının ko

Sokakta giderken cep telefonundan ‘İçerde’deki yüzük temasının zil sesini duydum. ‘Demek epey yaygın’ diye düşündüm. Dizinin müziklerini yapan Toygar Işıklı’ya sordum. Şunları anlattı: “Coşkun karakterinin tuttuğu yüzük ritmini, yönetmenimiz Uluç Bayraktar 3-4 farklı ritimden seçti ve ‘Bu ritmi dizinin müzik temalarından biri haline getirelim’ dedi. Onu sadece ritim olmaktan çıkartıp tema yaptım. Meraklısı bu sesin nasıl elde edildiğini bilmek ister diye düşünerek öğrendim; yüzük ritmini orkestral perküsyon wood block’a bagetin sert kısmıyla vurulmuş haliyle yaptım. Biraz da tınısını farklılaştırmak için eq’suyla (ekolayzır) oynadım.”

‘Zil sesi bir numara’

“Zil sesi, Türkiye’de aylarca bir numarada kaldı. Amerikalıların dahi listelerde görüp, telefonlarına indirdikleri bir tema” diyerek işin ticari yönünü de söylemiş oldu Işıklı. Bir dizide tema önemlidir. Bazen bir zil sesidir, bazen de enstrümandır. ‘İçerde’ bunu başardı.

İVANA GİTMEDİ

‘İşte Benim Stilim’ yarışmasında jüri üyesi İvana Sert’in Nur Yerlitaş’la tartışmaları bitmeyince yapım şirketinin olaya el koyduğu, “İvana Hanım siz gidebilirsiniz” dediği yazılmıştı. Kulağıma gelen, Nur Hanım’la İvana Hanım’ın tartışmalarının yeni

İstanbul’daki ev ahalisiyle birlikteydik. Dizi muhabbeti ettik. Not almışım, “İki diziyi
artık izlemiyoruz” dediler. “Biri ‘Cesur ve Güzel’. Her şey gece karanlıkta oluyor. İçimiz karardı. Savcı bile ifadeyi gece alıyor” diyorlar. “İkinci dizi ‘Kalbimdeki Deniz’ de kötü kadın enflasyonu var. Hülya, Fikriye kötü, Fikriye’nin kızının da aşağı kalır yeri yok. Eh Ali’yi baştan çıkaran Şebnem var bir de. Dizide bu kadar mı kötü olur?” dediler. İzleyici ayrıntılara dikkat eder. Taktı mı bir kere geri dönüş mümkün değildir. “Bizi rahatlatacak, biraz gülümsetecek diziler istiyoruz” dediler. Ortalık pek öyle değil. Ardı ardına ‘iç karartan diziler’ geliyor.

Öfke kontrolü yok!

‘Söylemezsem Olmaz’da Ömür Varol “Bizim insanımızda öfke kontrolü yok” dedi. Haklı, biraz yakınında hatta!

Bu ikili fena değil

‘Çoban Yıldızı’nda Selin Şekerci ve Şükrü Özyıldız, şimdilik iyi bir ikili oldu. İkisi de genç kuşağın hırslı oyuncularından. İniş çıkışlar oluyor. Bunun da bir yere gelmek için şart olduğu kuralını kabullenmişler. Bu dizi de aslında onlardan biri. İyi bir karakter egzersizi oluyor.

Çerçeveletilecek laf!

“Hafızası olmayan rüya göremez” dedi Kenan’a Zeynep, ‘Aşk ve Gurur’da. Önemli ve duvara çerç