Sezin Sivri

Sezin Sivri

Tüm Yazıları

Sosyal medya adeta mutluluk saçıyor, sayesinde sanıyorsunuz ki herkes pek mutlu. Ama bunun gerçek mutluluk mu, sahte mutluluk mu ya da mutlu olma çabası mı olduğunu bilemeyiz.

Hayatımızın büyük bir kısmında yer alan: yediğimiz içtiğimizden, giydiğimize, aldığımızdan okuduğumuza, yaptığımız her şeyi paylaşmaktan keyif aldığımız sosyal medyanın çok fena oyununa geliyoruz.

NY Times’ta geçtiğimiz günlerde yer alan haberde: “bakın biz ne kadar mutluyuz” temalı çift fotoğraflarını paylaşanların aslında hangi içsel eksiklikler ile bunu yaptığı, bu şekilde ilişkilerine ne kadar zarar verebilecekleri ve mutlu çiftlerin çoğu zaman tercihlerinin ilişkilerini sosyal medyada göz önüne sermemek olduğu uzman görüşleri ve araştırma sonuçları ile anlatılıyordu.

Haberin Devamı

***

Gerçek şu ki: sosyal medyada sürekli mutlu çift imajı çizmeye çalışıp fotoğraf paylaşan çiftler aslında kapalı kapılar ardında gerçekten büyük sıkıntılar yaşıyor olabiliyorlar. Gerçekten mutlu çiftler bunu insanların gözüne sokmak için uğraşmıyorlar. Hatta ilişkilerini sosyal medyaya mümkün mertebe az yansıtıyorlar. Olması gerektiği kadar az ve öz mutlu anlar fotoğrafları ile yetiniyorlar.

Ya da tam tersi durumlar da mümkün. Bir bakıyorsunuz herkes kederli, herkes bitmek tükenmek bilmeyen bir aşk acısı çekiyor sosyal medyada. Ya da birilerinin ekonomi ve politika çok umurunda ve 24 saat bunları düşünüp nasıl düzelir diye gece gündüz çalışıyorlar.

Bir diğer profile baktığınızda hayatı gezmekten, yemek, içmekten ibaret insanlar var sanıyoruz. Bir de moda tutkunları var ki onların tüm gün Barbie Bebek kıvamında gezdiklerini, sabah yataktan kalkar kalmaz Fashion Week podyumlarının bir örneği olan sonsuz gardıroplarından giyindiklerini sanıyoruz. Ama gerçekler elbette paylaşımlardan ibaret değiller. Kimi biz öyle sanalım diye bir imaj çizmek için yapılıyor.

Kimi sadece anlık ruh hali paylaşımında bulunuyor, biz bunlardan kendimize göre çıkarımlar yapıyoruz.

Kim paylaşımlar için bile bile kendimizi kandırıyor, öyle olduklarını varsaymak istiyoruz. Hemen hemen hepsi aslında kendi içimizde, dehlizlerimizde sakladığımız, bastırdığımız duyguları tetikleyip bize gösteriyor. Yani neyi görmek istiyorsak onu görüyoruz.Yaptığımız çıkarımların sadece bizimle ilgili.

Haberin Devamı

***

Sosyal medyada yayınlanan bir paylaşım asla o ilişkinin derinliğini, bu ilişki

Sosyal medya mutluluk saçıyor
içindeki sevginin hacmini ve sıcaklığının yeterli göstergesi olamaz. Ya da iş hayatına dair bir paylaşım başarısının, kazanımların ve harcanılan emeğin net göstergesi değildir.

Çok karışık ve asla tamamen keşfedemeyeceğimiz bir bölge sosyal medya. Bize insan profilleri ve yaşamaları hakkında ip uçları verseler de asla gerçeğin ne olduğunu tam bilemeyeceğiz.

Sosyal medya paylaşımlarımızın ve takip ettiğimiz paylaşımların hayatımız üzerinde ‘büyük bir etki’ yaptığı da gerçek.

Çoğumuz bu tür etkileşimler hakkında konuşmaktan rahatsız olsak ve sosyal medyadan etkilenmenin, bizde yarattığı duygular üzerine tartışma yaratmanın çok saçma olduğunu düşünsek de bu etkiden kaçmıyoruz.Sosyal medyanın gerçek hisler doğurduğunu ve bu duyguların önemli olduğunu kabul etmeliyiz. Evet, sosyal medyanın bize, ilişkilerimize ve hayatımıza verebileceği derin etkiyi kabul etmek çok sinir bozucu.

Haberin Devamı

Aman yanlış anlamayın size asla sosyal medyadan uzak durun demiyorum. Hem iş hem de sosyal hayatlarımız için kullanmaktan kaçmamız gereken, içinde bulunduğumuz çağın bir gereği sosyal medya.

Olması gerektiği gibi kullandığımız, sahte dünyaların, porselen makyajlı başarı ve mutluluklara kanmadığınız ve kendinize sosyal medyadan ibaret bir hayat kurgulamadığınız sürece sorun yok.