10. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali, konseptine uygun “Kısa Bir Defile” ile açıldı. Bu gösteri, Altın Portakal’da olsaydı, yer yerinden oynamıştı. Bu senaryonun yaratıcıları Kayhan Güzel, Ertan Kayıtken ve Uğurhan Akdeniz’i yürekten kutluyorum...
Söz modadan açılmışken sizlere geçen hafta içinde izlediğim bir defileden bahsetmek istiyorum.
Beni oldukça şaşırtan, İzmir için içimdeki umudu alevlendiren 10. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali’nin açılış töreninde izlediğim mini Ertan Kayıtken defilesi muhteşemdi.
Festival açılış törenlerinin ses getirmesi için, kırmızı halı, ünlü sanatçıların mini konserleri gibi pek çok şeye alışığız.
Bu seneki 10. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali’nin açılış töreni diğer festivallerin açılış törenlerini solda sıfır bıraktı diyebilirim.
Şayet İzmir’deki bu şov Altın Portakal’ın açılış töreninde yapılsa idi, yer yerinde oynamıştı.
Kimin aklına gelirdi “Bu senenin modası: Kısa Film!” modası diyerek açılış gecesini bu konsepte uygun
bir kısa filmle yapmak ve mini bir defileyle renklendirmek?
Chanel No:5’i, “yasak” aşk yarattıCoco Chanel ile Rus besteci Stranvinsky’in yasak aşklarını konu alan film vizyona girdi. Mutlaka izleyin...Mevsimin değişmesi güzel havaların yerini, kapalı soğuk ve yağmurlu havalara bırakması ile daha çok evde oturur olduk. Oysa yağmurlu, soğuk havalarda yapılabilecek en güzel aktivitelerden biridir sinema.
Ve artık kocaman bir popcorn alıp artık sinema koltuğuna kurulup kendimizi yeni filmlere bırakmanın zamanı da geldi zaten...
Sinema demişken..
Uzun süre vizyona girmesini beklediğim, kaçırılmaması gerektiğini düşündüğüm, moda dünyasının devlerinden Coco Chanel ile Rus besteci Stravinsky’nin çok büyük engeller ve sıkıntılara rağmen yaşadıkları yasak aşkı anlatan “Coco Chanel & Igor Stranvinsky Büyük Aşk” filmini mutlaka izlemelisiniz. Chanel firmasının katkıları ile gerçekleştirilen filmde Coco’yu canlandıran aktris Anna Mouglalis’in giydiği bütün kıyafetler, Coco Chanel’in gerçek hayatta giydiği ve de Chanel’in özenle saklanan koleksiyonundan izin alınarak kullanılan kıyafetler.
Chanel firmasının efsanevi tasarımcısı ve bugünkü patronu Karl Lagerfield’ın bizzat tasarladığı Coco temalı kıyafetler arasından özenle seçilen bir koleksiyonun kullanıldığı film, bu yönüyle de Chanel’in gerçek yaşamını yansıtmakta ve kusursuz bir atmosfer yaratmakta.
Filmin öyküsüFilm, henüz kariyerinin başlarında olan Coco Chanel’in bir akşam Rus besteci Igor Stravinsky hazırladığı bir operanın ilk gösterimine gitmesiyle başlıyor. O dönem de fazlasıyla modern bulunan bu Rus operası seyirci tarafından anlaşılamayıp yuhalansa da Coco Chanel operayı oldukça beğeniyor ve Stravinsky’den çok etkileniyor.
Zamanla ünlü bestecinin evli olduğunu ve çocukları olduğunu öğreniyor.
Coco Chanel, devrim sonrası Rusya’dan kaçan ve Fransa’ya mülteci olarak yerleşen Stravinsky ve ailesini daha iyi şartlarda yaşamalarını sağlamak için evine davet ediyor. Bir süre sonra, ileride çok ünlü olacak 20. yüzyıla damgasını vuracak Coco ve Stravinsky arasında fırtınalı bir aşk yaşanmaya başlıyor.
Stravinsky’nin Fransa’daki hayatı giderek bir çıkmaza sürüklenirken, Coco yaşadığı aşkın da etkisiyle kariyerinde yükselişe geçerek, efsanevi No:5 adlı parfümü yaratıyor.
Christian Dior filmi ilk kez İzmir’deDünyanın en önemli moda evleri arasında yer alan Christian Dior’un bu sene çektiği kısa film Lady Noire Affair Türkiye’de ilk kez festivalin açılış gecesinde beyaz perdeye yansıdı ve büyük ilgi ile izlendi.
Gecenin sürprizleri ise bununla sınırlı kalmadı; İzmir’in en önemli moda isimlerinden Ertan Kayıtken’in bu gece için özel hazırladığı koleksiyonu, Uğurhan Akdeniz ajansına bağlı modeller mini bir defile ile sundu.
Mini defile dediğime bakmayın farklı bir görsel şovdu o gece bize sunulan.
Sahnede kırmızı halıda yürüyen ünlülerin ve onların fotoğraflarını çekmek için kıyasıya rekabet eden gazetecilerin canlandırıldığı bir mini defile izledik.
Altın Portakal’ı solladıO gecede ilk aklıma gelen şeyi tekrar vurgulamak istiyorum; bu açılış İzmir Kısa Film Festivali’nin değil de Altın Portakal’ın açılış töreni olsa idi yer yerinde oynamıştı. Yaratıcılıklarından dolayı Festival Başkanı Kayhan Güzel ve ekibini, Modacı Ertan Kayıtken’i ve Uğurhan Akdeniz’i kutlamak istiyorum.
Açılış gecesinde beni düşündüren tek şey salona sığmayan kalabalıktı.
İzmir’i uluslararası platformda temsil eden, artık kabına sığmayan 10. yılını dolduran Kısa Film Festivali için daha iyi koşullar sağlamanın zamanı gelmiş diye düşünüyorum.
Bu kadar çok modadan bahsetmişken, hazır indirimler de başlamış ve bayram yaklaşırken Alsancak’ta alışveriş turu atmanın zamanı gelmiştir. Sonbaharda açılan tarz kafeleri ile iyice hareketlenen yılların eskitemediği Alsancak sokaklarında sizlere keyifli alışverişler diliyorum.
Bir dahaki yazımda yeni trend sokak kafelerinden bahsetmeyi, öneriler getirmeyi planlıyorum. Hoşçakalın.