Bugün yazdıklarım pek hoşunuza gitmeyebilir. İçinde bulunduğumuz konjonktürde bir köşe yazısı kıvamında okumaya alışkın olduğunuz tarzın dışında yazdım. Bir köşe yazarından beklenen sivri dilden, keskin çıkışlardan uzak. Köşemi negatif duygularla dolu satırlara boğarak tüm bu olumsuz duyguları iyice güçlendirmek ve kimseyi galeyana getirmek istemiyorum. Sanılanın aksini duyarsız olmaktan değil daha derinlerde bir duyarlılıktan kaynaklıyor böyle tepki vermeyi tercih edişim. Nedenine gelince.
Kimin neyi, ne için istediğini, aşağı yukarı yaptığını biliyoruz. Eskisi gibi kör sağır, dilsiz zamanlarda değiliz. Anlamak isteyen için, görmek isteyen için her şey ortada! Ne arzulanıyor ne planlanıyor yüzde yüz kestiremesek de elde edilmek istenenlerin çıkarlara hizmet eden şeylerden ibaret olduğunu biliyoruz.
Günümüzde neredeyse hiçbir dünya liderinin derdi insanlık deÄŸil. Ä°nsan olmak, insanca yaÅŸamak ve yaÅŸanmasına olanak saÄŸlamak gibi kaygılar gütmediklerini biliyoruz. Dünya üzerinde oynanan kirli oyunlar var. Gününüzde savaÅŸlar ne bir özgürlük savaşı ne de bir vatan millet savaşı. SavaÅŸlar artık tamamen kirli siyasetin iktidar ve güç uÄŸruna binlerce insanın kanının aktığı, insanların hiç uÄŸruna öldüğü, çocukların babasız annelerin evlatsız kaldığı, kan üzerinden siyaset yapmak isteyenlerin, akan kan ile varlıklarını sürdürüp paralarına para katanların kirli bir oyunu haline geldi. Biz de bunlardan nasibimizi alıyoruz. Belki bazen bizler de bu kirli oyunlara hizmet ediyoruz, farkında olarak ya da olmayarak… Evet, çok zor zamanlardan geçiyoruz. Acımız büyük, ÅŸehitlerimiz var. Ve dünya liderleri bu kafada devam ederlerse artacak, azalmayacak acılarımız. Ve maalesef dünyanın gidiÅŸatına baktığımda bu ateÅŸin hepimizi farklı farklı senaryolarla daha da ÅŸiddetli yakacağını görüyorum. Oyun içinden oyun senaryoları çıkıyor. Bütün bu yaÅŸadıklarımızın vebali o karanlık tarafı ağır basan ve dünyayı yöneten birkaç liderin ya da siyasilerin de deÄŸil. Bu vebale biz de ortağız. Seçimlerimiz kaderimizi oluÅŸturduÄŸu için ortağız. Karanlığı aydınlatmadığımız için de bu vebale ortağız. Kendimiz gibi olmayanı, bizim gibi düşünmeyeni, yaÅŸamayanı, ahlaki ve etik deÄŸerleri farklı olanı kabul etmeyi beceremediÄŸimiz ve bütünün hayrına hizmet etmediÄŸimiz sürece SAVAÅžIN sisi hiç geçmeyecek. Tüm insanlarında bir uyanış gerçekleÅŸene ve her ÅŸeyin ÅŸiddet içermeyen bir çözümü olduÄŸunu anlayana kadar da bu gibi acıları çekmeye insanlık olarak devam edeceÄŸiz.Â
Olan her ÅŸey sadece bütüne hizmet eden bir dünyaya evirilebilmekle alakalı bence. Tüm dünyayı yakıp dönüştürerek olacak deÄŸiÅŸim de baÅŸladı gibi geliyor bana. Hep unutuyoruz ve hatırlamamız gereken bir ÅŸey var; hayatta başımıza gelen her ÅŸey bizi olgunlaÅŸtırıp, yükseltecek ve tahmin bile edemeyebileceÄŸimiz baÅŸka bir ÅŸeylere taşımak için oluyor aslında. SavaÅŸlar, tecavüzler, ÅŸiddet, salgınlar, hastalıklar, virüsler… Hayatı, OrtadoÄŸu ahlakı ve Roma hukuku dışında da deneyimleyeceÄŸiz artık. Bu nedenle bende uyanışa geç; Barış ve Aydınlığa çık Artık Türkiye diyorum. Dikkat ederseniz savaÅŸa, kine, öfkeye hayır demiyorum. Bunların yerine Barış kelimesini kullanmayı seçiyorum. Çünkü bu evrende reddettiÄŸimiz her ne varsa, onu güçlendiririz. Sistem böyle çalışıyor. Bu yüzden ben barışa evet derken, savaÅŸa hayır demiyorum. SavaÅŸlar sayesinde de bir sürü deneyimler kazandı bu insanlık. Maalesef dersini henüz tam almış görünmüyor. Ben de kendi içsel savaşımdan çok ÅŸeyler öğrendim. Dersimi alabildiÄŸim her olumsuzluÄŸun kendiliÄŸinden benden uzaklaÅŸtığını görüyorum. Bu nedenle öncelikle kendi içimizdeki barışa, kendi içsel barışımıza evet demeli yola buradan çıkmalıyız. Çünkü içeride ne varsa, dışarıya o yansıyor.ÂSen içeride kendi kendini yerken ve milyonlarca insan kendiyle savaÅŸ halindeyken, dışsal bir barış olması, her ÅŸey güllük gülistanlık yürümesi bir hayalden ibaret deÄŸil mi? EÄŸer barıştan bahsediyorsak savaÅŸ var demektir. Savaşın sisi üzerimizden kalksın istiyorsak evrensel yasalara, erdeme, anlayışa en önemlisi bütünün hayrına odaklanmalıyız.
 Tüm dünyanın bir uyanışa ihtiyacı var. Umarım bu son kaybettiğimiz evlatlarımız, son şehitlerimiz olur. Bizler de şehit vermektense bu uyanışa hizmet eden, öncülük eden bir ülke haline geliriz.
Özay Åžendir
ÖÄŸretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
DışiÅŸleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceÄŸiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
ÖÄŸretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep AktaÅŸ
Her ÅŸey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali EyüboÄŸlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024