Geçtiğimiz salı günü Türkiye Girişim Ekosistemi 2021 2. Çeyrek etkinliği düzenlendi. Açılış konuşmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank’ın yaptığı etkinlikte Türkiye Girişim Ekosistemi ile ilgili 2021 ikinci çeyreğindeki bir çok istatistik ve öngörü paylaşıldı. Etkinlikteki satır başları şu şekildeydi:
- 2021 2. çeyreğinde 63 girişim 746 milyon dolar yatırım aldı. 2021 ilk yarısında ise 129 girişim 1.3 milyar dolar yatırım aldı. Bu tutarlar ile girişim ekosistemimiz tüm zamanların rekorlarını alt üst etti. Hem çeyrek bazında rekor kırıldı, hem de ilk yarı yıllar bazında rekor kırılmış oldu.
- Türkiye melek ve VC yatırımları kapsamında 2. çeyrekte Avrupa’da 8, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da ise 2. sırada yer aldı. Türkiye 2021 2. çeyrekleri karşılaştırıldığında Finlandiya, Norveç, Avusturya, Danimarka, İrlanda, İtalya, Belçika, Polonya gibi bir çok Avrupa ülkesinden daha çok yatırım aldı.
- Kişi başına düşen melek yatırım ve girişim sermayesi yatırımlarına bakıldığında ise Türkiye’de
Son iki senedir girişim ekosisteminin gündemini çok şükür ki milyar dolarlık girişimler oluşturdu. Peak’in geçtiğimiz sene 1.8 milyar dolara satın alınması ile başlayan bu dönembir anda tüm ekosistemin çıtası oldu ve herkes o çıtayı geçmeye çalıştı. Kronolojik olarak bakarsak ikinci milyar dolarlık girişimimiz 19 Mart’ta 350 milyon dolar daha yatırım almasıyla Trendyol oldu. 26 Mart’ta Getir’in 2.6 milyar dolar değerleme ile 300 milyon dolar daha yatırım alması ile üçüncü milyar dolarlık girişimimiz oldu. 30 Haziran’da Dream Games’in de 1 milyar dolar değerleme ile 155 milyon dolar yatırım alması da dördüncü milyar dolarlık girişimimiz oldu. En son Hepsiburada’nın Nasdaq’da 3.8 milyar dolar değerleme ile ilk gününe başlaması ile milyar dolarlık girişim sayımız 5 oldu.
Kimin ya da hangi şirketin sahibi olduğuna bakmadan bu topraklardan milyar dolarlık girişim çıkmış olması artık büyük düşünen girişimcilerimizin, iş insanlarımızın sayısının her geçen gün arttığının en büyük
Bu hafta Fintech Demo Günü vardı ve sekiz finans teknolojisi girişimi canlı yayında yatırımcıların karşısına çıktı. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Fintech İstanbul Kurucu Ortağı Prof. Dr. Selim Yazıcı’nın açılış konuşmasını yaptığı ve 212’den Gülce Günindi’nin jüri üyesi olduğu etkinliği 60 civarında yatırımcı izledi.
Genel gözlemim şu; son yıllardaki güzel gelişmeler başarılı şirketlerdeki ve iyi okullardaki girişimci adaylarını cezbetmiş. Girişimlerden çok girişimciler daha dikkat çekiciydi. Bu da ekosistemimiz adına çok güzel bir gelişme. Donanımlı girişimci sayımız arttıkça göreceksiniz ekosistem çok daha iyi yerlere gelecek. Tabi donanımdan kastım sektör bilgisi, uluslararasılaşma bilgisi ve teknik yetenekleri kapsıyor.
Özellikle açık bankacılık alanındaki gelişmeler fintech girişimlerine de yansımış gözüküyor. Bu alanda son dönemde çok fazla girişim çıkmış olsa da önümüzdeki dönemde çok farklı entegrasyonlar, uygulamalar görebiliriz. En azından kişisel
Son dönemde farkettiyseniz neredeyse 3-4 günde bir GSYF veya yatırım şirketi kuruldu. SPK’nın sitesinde yatırım fonları sayfasına bakarsanız şu anda ihraç belgesi onaylanan 68 tane Girişim Sermayesi Yatırım Fonu var. Tabi bunların hepsi erken aşama girişimlere yatırım yapmayacak ama sayı oldukça iyi. Startups.watch’a göre de en az 1 yatırım yapmış Türkiye bazlı 162 tane kurum ve yatırım fonu var. Melek ağlarını da dahil edersek Türkiye’de şu anda 240 civarında kurum ve yatırımcı var diyebiliriz. Tabi bu yatırımcıların ve kurumların farklı yatırım tezleri olabileceği için, 1 girişim için 240 seçenek var sonucuna çıkamıyoruz. Yine de 5-6 sene öncesine göre bile süper bir sayı olduğunu söylemekte yarar var.
Peki bu kadar yatırımcı varken hepsine sıradan girişimimizi mi anlatacağız? ve sonrasında da hangisi yatırım yapmaya karar verirse el mi sıkışacağız? Tabiki hayır. Öncelikle girişimcilerin şunu ezberlemesi gerekiyor. Görüşeceğiniz yatırımcıyı mutlaka araştırın, nelere yatırım yapmış, mevcut portföyündeki girişimler ne düşünüyor, mutlular
Girişimcilerin çoğunun ezberlediği fakat halen kafa karışıklığına neden olan yatırım süreçlerini biraz detaylı aktarayım. En bilinen yatırım süreçleri nasıldır derseniz, fikir aşamasındaysanız TÜBİTAK BiGG dışında finansman şansınız çok yok. Ön hızlandırma veya Hızlandırma programlarından bazıları size finansman sağlayabilir, belki sizi “gözü tutmuş” birkaç melek yatırımcı yatırım yapabilir veya geçmişte süper işler yaptıysanız (exit, yüksek cirolu bir iş vs.) belki birkaç girişim sermayesi yatırım fonu size yatırım yapabilir. Bunların dışında kalıyorsanız yatırım alma ihtimaliniz çok zayıf.
Peki istisnalar neler derseniz, öncelikle bulunduğunuz sektör çok önemli. Örneğin derin teknoloji ile uğraşıyorsanız belki ürünü çıkarma ve gelir elde süreniz 5-6 yılı bile bulabilir. Bu nedenle derin teknoloji girişimleri için gelir elde etmiyor olmanız veya ürünü çıkmamız olmanız çok önemli değil. Patent, sizin bilgi birikiminiz, o konuyla ilgili uzmanlığınız çok daha ön planda.
Bir
Startup, unicorn, decacorn, tohum yatırım gibi kavramlar havada uçuşurken şirketler neler yapmalı, nasıl yapmalı konusunda 10 yıl kurumsal hayat tecrübesi olan (iş geliştirme, ürün yönetimi) biri olarak ve 11 yıldır da girişim ekosisteminin bir paydaşı olarak görüşlerimi kabaca anlatayım istiyorum. Öncelikle en kritik soruya cevap vereyim.
Şirketler startup gibi çalışabilir mi ? Hayır. Zaten çalışmamalılar da. Şirket ve startup farklı organizmalar, o yüzden yaşam biçimleri ve hayat eğrileri farklı. Startup gibi çalışmak bir grup çalışana özgürlük vermek, kot ve tshirt ile işe gelmelerine “izin ver-mek” veya ofise Playstation alarak olmuyor. “Çalışanlardan birkaçını ortak çalışma alanına gönderelim, orada çalışsınlar, girişimciler gibi düşünsünler, çalışsınlar” denildiğinde de o çalışanlar şirkete zamanla yabancılaşıyorlar ve yuvadan uçuyorlar. “Çalışanların fikirlerini bir havuzda toplayalım, sonra jüri değerlendirsin, en beğenilenleri de hayata geçirelim hatta fikri
Etki yatırımcılığı nedir öncelikle onu aktarayım. Etki yatırımcılığı finansal getiriye ek olarak sosyal ve çevresel etki yaratan yatırımlara deniyor. Sosyal ve çevresel etki ne olabilir derseniz, onu da 2015 yılında Birleşmiş Milletlerin ilan ettiği “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları” ile açıklamak mümkün. Birleşmiş Milletler bu konuda 17 madde belirlemiş, bunlar şu şekilde sıralanıyor: Yoksulluğa Son, Açlığa Son, Sağlık ve Kaliteli Yaşam, Nitelikli Eğitim, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Temiz Su ve Sanitasyon, Erişilebilir ve Temiz Enerji, İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme, Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı, Eşitsizliklerin Azaltılması, Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar, Sorumlu Üretim ve Tüketim, İklim Eylemi, Sudaki Yaşam, Karasal Yaşam, Barış Adalet ve Güçlü Kurumlar, Amaçlar için Ortaklıklar. Bu alanlarda yapılan yatırımlara Etki Yatırım “Impact Investment” deniyor.
Peki etki yatırımcılığı neden önemli ? Yukarıdaki saydığım konular başımıza gelmeyince önemini anlamıyoruz. Hep önemsiyor gibi yapıyoruz
Bu hafta yapay zeka alanında seçilmiş 10 girişim için Yapay Zeka Demo Günü vardı. Yapay zeka kullanan ve farklı sektörlere hizmet veren girişimleri, Collective Spark’tan Atıl Erken değerlendirdi ve 70’in üzerinde yatırımcı canlı izledi.
Girişimler beklediğimden daha iyiydi ve gelecek adına umut vericiydi. Enerji, müzik, perakende, sağlık, inşaat, moda, iş dünyası ve hayvancılık gibi çok farklı alanlarda yapay zeka kullanılmaya başlaması süper bir gelişme. Girişimlerin çoğunun gelir elde etmeye başlamış olması da pazarın yapay zekadan yararlanmaya başladığının en güzel ispatı. Tabi yapay zekayı uluslararası rekabet için kullanmaken önemli hedefimiz olmalı. Çünkü ticari savaşlar yakın gelecekte yapay zeka adaptasyonunu iyi yapanlar arasında olacak gözüküyor. Demo gününde yatırımcılara sunum yapan girişimler şu şekilde:
AIWorkDesign
Derin öğrenme kullanarak rüzgar enerji santralleri için %90 ve üzeri doğrulukla saatlik ve günlük enerji üretim tahmini hizmeti sunuyor.
Cevelyn
Duyguya göre özelleşmiş, tercihe