Serkan Ünsal

Dealroom ve Sifted adlı Avrupa’ya yönelik platformlar tarafından desteklenen EuropeanStartups insiyatifinin yaptığı araştırmaya göre girişim sermayesi yatırımı almış 18.000 Avrupalı girişimin neredeyse altı bini salgın nedeniyle batma veya çok kötü duruma düşme durumunda gözüküyor.

Video konferans, canlı yayın, oyun ve fintech alanları salgın nedeniyle evden çıkamama durumundan pozitif etkilenirken, en kırılgan dikeyler olarak ise emlak, moda ve giyim, seyahat ve mobilite gözüküyor.

Tabi burada dikkat edilmesi gereken bu girişimlerin yatırım alanlar olması. Yatırım almayanların dayanma süresi daha da kısa olacaktır. Bu konuda birçok ülke destek paketleri açıklıyor fakat salgın uzun sürerse destekler de pek işe yaramayacaktır. Yatırım alanların kapanması önce girişimciyi, çalışanları, ailelerini, sonra da o girişime yatırım yapan yatırımcıları ve onlara yatırım yapan Limited Partner’leri olumsuz etkileyecektir. Yani yatırım destekli ekosistemi domino taşları gibi düşünürsek taşlardan biri devrilince hepsi birden devriliyor diyebiliriz. O nedenle bu

Girişimci için kolay zaman yoktur fakat şu dönem her zamankinden daha zor geçiyor. Bu nedenle hem durum tespiti analizi için hem de yapılacaklar için bir analiz çalışmamı paylaşmak istiyorum.

Fikir Aşamasındaki Girişimler

Aklınızda güzel bir fikir vardı. Belki Ocak, belki Şubat ayında fikri biraz olgunlaştırdınız, Mart gibi MVP (Hipotezlerinizi doğrulamak için kullanacağınız test) yapmayı planlıyordunuz fakat salgınla karşılaştınız ve şu anda kara kara düşünüyorsunuz.

Burada yapabileceğiniz iki şey var. Birincisi salgın da olsa bu fikir tutacak diyorsanız MVP hazırlıklarına devam edebilirsiniz. Tabi fikriniz insanların dışarıda olmasına yönelik bir ürün ise şu sıralar yapacağınız MVP doğru sonuçlar vermeyecektir. Tabi salgın dönemi sonrasında insan davranışları, tüketim alışkanlıklarında değişim olacağı da kesin. O yüzden fikrinizi bu bağlamda da değerlendirmenizde fayda var.

İkinci yapabileceğiniz şey pivot etmek. Zaten fikir aşamasındasınız ve daha kullanılıp kullanılmayacağını bile bilmediğiniz bir fikrin peşinden koşmaktansa mevcut şartlara göre ürünümü

Türkiye girişim ekosistemi verileri her çeyrek olduğu gibi bu çeyrek sonunda da yine startups.watch tarafından paylaşıldı. Bu sefer farklı olarak tamamen ONLINE olarak gerçekleşen etkinlikte önemli konuklar vardı.

Salgının Türkiye’de Mart ortasından itibaren etkili olduğunu düşünürsek aslında başlıkta da yazdığım gibi yatırımları etkilememesi normal. Son imzaya kalan veya imzası atılmış ama açıklanmayı bekleyen yatırımlar olduğu için yatırım miktarları ilk çeyreği etikeleyemedi.

2020 ilk çeyreğinde 27 girişim toplamda yaklaşık 20 milyon dolar yatırım aldı. Bu yatırımların 4 milyon doları tohum aşamasında, 11 milyon doları Seri A, B aşamasında, 5 milyon doları ise geç aşamalarda yapıldı. Yatırımların büyüklüklerine göre bir karşılaştırma yapıldığında ise yatırımların %78’i 1 milyon dolar altında yatırımlar oldu.

Miktarlarına göre baktığımızda en büyük yatırımlar Apsiyon, Thundra, App Samurai, Vispera, Biolive, Prisync, Mutlubiev, Temizlikyolda, Jib Games ve Otsimo oldu. Bu girişimlerin aldığı toplam yatırım, ilk çeyrekteki bütün

Virüs salgını nedeniyle bir yandan evde kalıp sosyal izolasyon sağlamaya çalışıyoruz, bir yandan sevdiklerimizi düşünüyoruz, bir yandan ise işlerimizin aksamaması için çalışıyoruz. Gerçekten herkes için çok zor bir dönemden geçiyoruz. Girişimciler de özellikle finansmana erişim konusunda şu aralar kara kara düşünüyor. Bu konuda Revo Capital’in geçtiğimiz hafta ikinci fonunu açıklaması çölde açan çiçek misali tüm girişim ekosistemine moral oldu. Bu nedenle Revo Capital kurucu ortağı Cenk Bayrakdar’a fonun detaylarını sordum.

S. Ünsal : İkinci fonunuzun fon büyüklüğü, ortalama yatırım tutarı nedir ve hangi alanları ve ülkeleri hedefliyorsunuz?

C. Bayrakdar : İkinci fonumuzun ilk kapanışını 41 milyon Euro ile yaptık, hedefimiz 60-90 milyon Euro'luk bir fon oluşturmak. Genelde erken aşama girişimlere 1 ila 4 milyon Euro yatırımlar yapmayı hedefliyoruz. Bu fonda da yatırımlarımızın büyük bölümü Türkiye'deki girişimlere olacak. Türkiye dışında Doğu Avrupa ve Baltık

Virüs salgını sırasında sağlığımızı ve başkalarının sağlığını tehlikeye sokmadan işlerimizi devam ettirebilmek oldukça önemli. Bu nedenle girişimcilere karşı sosyal sorumluluk projesi olarak gördüğüm girişimci yatırımcı buluşmalarını video kayıt olarak dün gerçekleştirdik. Yatırım almaları için küçük bir umut da olsa o umudun peşinden koşmak bu günlerde oldukça önemli. Dünkü yatırımcı girişimci organizasyonun konusu Mobilite ve Otomotiv teknolojileriydi. Burada sunum yapan ve geleceğimizi inşa edenler girişimler şu şekilde;

Anatolian Technologies

Anatolian araçlara taktığı cihazlar ile mobil uygulama üzerinden veriler toplayarak bu verileri işleyen ve bu veriler doğrultusunda, aracı kullanan kişiler için anonim olarak sigortacılık, araç onarım ve bakım şirketleri ile yaptığı işbirliği ile en uygun satın alma opsiyonları üreten bir girişim.

Bluedot

Elektrikli araba kullanıcılarının şarj ünitesine ulaştığı, rezervasyon ve online ödeme gerçekleştirdiği; şarj ünitesi sahipleri evinde, restoran veya otelindeki şarj ünitesini paylaşıp,

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve yayılımını sürdüren Corona virüsü (COVID-19 veya SARS-CoV2) ülkemizi ve hayatımızı ciddi şekilde etkiledi. Dört bir yandan alınan önlemler ile yayılım hızının kontrol altına alınması hedeflenen bu virüsün insanlarda tespit edilmesi için de tanı kitleri geliştirilmeye devam ediyor. Tüm dünya bir yandan hem tanı kiti hem aşı hem de tedavi için ilaç geliştirmeye çalışıyor. Peki tanı kiti geliştirilmesi sürecinde Türkiyedeki girişimler ve kurumlar ne gibi çalışmalar yapıyor?

Bu sorunun cevabını konuyu IP hakları da dahil olmak üzere takip eden Patenteffect.com kurucu ortağı Mustafa Çakır’dan aldım. Patenteffect.com'a göre 9 yerli firma, hali hazırda COVID-19 için tanı kiti geliştirmiş durumda. Bazıları ise ürünlerini çok kısa sürede piyasaya çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor. Portföylerindeki patent başvuru sayılarını da belirten Mustafa Çakır, bu firmaların corona virüsünün tespit edilmesi sürecinde hem

“Kodlamayı daha küçük yaştan öğretelim”, “mültecileri topluma kazandıralım” sözlerini sıkça duymuşsunuzdur. Özellikle ikinci bahsettiğim konuda Re:Coded adlı kar amacı gütmeyen bir organizasyonun yaptıkları oldukça ilgimi çekti ve daha detaylı anlamak için iş geliştirme yöneticisi Etem Özdemirci ile Re:Coded’in nasıl bir organizasyon olduğu ve neler yaptığı hakkında konuştum.

S. Ünsal : Re:Coded’ın hikayesi nasıl başladı ?

Etem Özdemirci : Re:Coded, kurucu ortaklarından Alexandra Clare, Irak’ta zaman geçirdiği sırada, savaş veya çatışmadan etkilenen, yerinden edilmiş yetenekli gençlerin fırsatlara erişme güçlüğünü fark etmesiyle ilk olarak Irak’ta kuruldu.

Marcello Bonatto ile birlikte, Re:Coded’u kurma sürecine devam ettiler ve Irak’taki ilk kodlama eğitimini (bootcamp) gerçekleştirdiler. Sonrasında Yemen ve Türkiye’ye açıldılar. Dijital ekonomiye girmeyi sağlayacak yeni beceriler öğrenmek isteyen, giderek artmakta olan yerinden edilmiş Suriye’li

Şubat ayında girişim ekosistemi en çok Amazon-Datarow satın almasını konuştu sanırım fakat adet olarak yatırımlar da hız kesmeden devam etti. Her ne kadar tutar olarak 10 girişim 1.6 milyon dolar civarında yatırım alsa da adetin çift haneli olması iyi diye sevinebiliriz. Yeni kurulan fonlarla önümüzdeki aylarda tutar olarak da iyi bir ortam göreceğiz diyebilirim. ScaleX Ventures ve two.zero Ventures’ın kurulması girişimciler açısından güzel. İlk 2 aya baktığımızda ise Türkiye’deki 15 girişim 9 milyon dolar yatırım almış oldu.

Abilitypool

Zorlu Holding’in kurum içi girişimcilik platformu olan Parlak Bi’Fikir’den çıkan girişim, kendilerini “Gönüllülük sürecinin tüm paydaşlarını bir araya getirir, topluma faydalı projelerde buluşturur” şeklinde tanımlıyorlar. Bir nevi sivil toplumun gönüllü projeleri için yetenek havuzu diyebiliriz.

ConectoHub

Yine Zorlu Holding’in kurum içi girişimcilik platformu olan Parlak Bi’Fikir’den çıkan girişim, yapay zeka destekli bir iş yönetim platformu. Görev