Serdar Sarıdağ

Bu yazıyı okuyan çoğu Beşiktaşlı bana kızacaktır.
Varsın kızsınlar...
Varsın “takım iyi giderken bu tür haberler birlik beraberliği bozmaya yöneliktir" desinler.
Bu konuda duygusallığa yer veremeyeceğim için, meseleye Beşiktaş'ın âli menfaati olarak bakacağım.
Efendim bildiğiniz gibi Fernandes yine sakatlandi... Gözler tekrar sağlık ve teknik heyete çevrildi.
Yok iyi tedavi yapılmıyor yok yüklemeler yanlış vs.
Bu sezon hepimiz ya Prof. Dr. Mehmet Öz ya da Jose Mourinho olduk.

CEO kelimesini günlük hayatın içerisinde kullanan birini görsem ona “Dün gece gökten kedi ve köpek yağdı" diyesim gelir(!) Lonca kültürüyle yetişmiş bir ulusun, onlarca mesleki rütbesi varken, hala CEO gibi ucube kelimeleri kullanması, yüzümde acıma duygusuyla karışık bir tebessüm yaratır.
CEO'culara, Bardaktan boşalırcasına yağmur yağdı" deyiminin yerine, İngilizler'in “Gökten kedi ve köpek yağdı" deyimini kullanmalarını tavsiye ederim...
Daha havalı olurlar.
Son yıllarda bu CEO akımı futbolun içine de girdi...
Girdi girmesine ama bu kadar çok kullanılmasının aksine, Türkiye'de futbolu yönetecek patron bulunamıyor.
Bulunamaz çünkü Türk futbolunun yapısı buna uygun değil.
Örneğin, Beşiktaş Futbol Komitesi Başkanı Tamer Kıran, göreve geldiği günden beri bir türlü aradığı nitelikte patron bulamıyor. Çünkü bulacağı isim aynı zamanda Samet Aybaba'yı da ezmemeli.

Yılların tecrübesi masör Necati Yücel ile Beşiktaş isimlerini yanyana okuduğumda, aklıma ister istemez Gordon Milne dönemi geldi.
MR çekimlerinin yeni yeni çıktığı o dönemlerde Necati Yücel, sanki elleriyle MR çekerdi.
Hala Süper Lig'de bir çok yerli yıldız, Necati Yücel'in yerine giderek masaj yaptırır.
Malum hepimizin bildiği gibi Necati Yücel geçtiğimiz günlerde tesislere giderek, futbolcuların adale yapısı açısından son durumlarını incelemek istedi.
Kurumsallaşmanın getirdiği iletişimin dışına çıkılarak yapılan bu atamada, doğal olarak bazı sıkıntılar yaşandı ve doğal olarak gazetelerin Beşiktaş manşetleri bu konuya odaklandı.
Bu duruma bir de üste üste gelen sakatlıkları eklersek, sağlık heyeti için epeyce sıkıntılı günler yaşandı diyebiliriz.
Sivasspor maçı öncesinde mali kongreye yetişmek için takım uçağıyla döndük İstanbul'a.

Kaynağım sağlam onu en baştan belirteyim!..

Konumuz ise Beşiktaş'ta yaşanan sakatlıkların nedenleri.

Bildiğiniz gibi bir süre önce uzmanlara tesislerdeki zemin incelettirildi.

Bir şey çıkmadı denildi ama bazı futbolcular antrenman sahalarının durumunu pek beğenmiyor.

Suçlu zemin mi?..

Hayır...

Niang ve Dentinho...

Beşiktaş'ın son iki transferi.

Bakmayın kiralık olduklarına... Taraftar çok sevdi ikisini.

Sadece Beşiktaş taraftarı değil, diğer takımların taraftarları da bu iki sempatik futbolcuyu sevmiş gibi gözüküyorlar.

Henüz ayrı eve geçemeyen ve Ümraniye'de tesislere yakın bir otelde kalan Niang, çevre esnafıyla adeta kanka olmuş.

Her gün mahalle bakkalına giderek paket paket cipsler alan Senegalli oyuncu, otele dönene kadar neredeyse her karşılaştığıyla hatıra resmi çekiliyor.

Esnaf ve halk çok sevmiş Niang'ı.

Otelden taşınmasını istemiyorlar.

Bu mesleğe ilk başladığım yıllarda, futbolun içinde olan kurban kesme ritüeli zaman zaman kurşun dökmeyle yarışırdı.
Çocukluğumun spor sayfalarında, o dönemin usta kramponlara kurşun döken teyzelerin fotoğrafları, futbolculardan daha çok yer almıştır.
Artık o dönemler geride kaldı...
Kurşun dökme ve kurban kesme fotoğraflar ise yerini MR görüntülerine bıraktı.
Fakat geçtiğimiz günlerde Beşiktaş'ta kurban keserek sakatlıkların önüne geçme ayinleri tekrar uygulanmış.
BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde akıtılan kan, maalesef sakatlıkların önünü kesmedi.
Değil koyun, deve bile kesseler, bu işin önüne geçemiyor Beşiktaş(!) En son sakatlanan isim ise Dentinho oldu... 4 veya 6 hafta sahalardan uzak duracağı açıklandı.

Onun gelişini kimse beklemiyordu...
Herkes Milan'daki Niang'ı beklerken, Al Sadd'ın, Niang'ı geldi Beşiktaş'a.
Kartal, Niangları mı karıştırdı bilemem ama sonu inşallah Nihat gibi olmaz!..
Değil Marsilya'daki, Fenerbahçe'deki Niang gibi oynasın yeter.
Beşiktaş yönetimi şu sıralar dilimize pelesenk olan “nokta atışı" diyebileceğimiz nitelikte bir transfere imza attı.
Mustafa Pektemek'in de gelmesiyle, kadro içerisinde tatlı bir rekabet başlayacak.
Peki Beşiktaş Niang'ı satış opsiyonlu mu satın aldı?...

Galatasaray derbisi sonrasında yapılan ilk antrenmanda, Samet Aybaba ile sohbet ettik.
Batuhan Karadeniz için “Her an her şey olabilir" diyen hocanın bu sözleri, şu aralar Beşiktaş'ta çok sık kullanılıyor.
Transfer için kimi arasak kimi sorsak “her an her şey olabilir” diyor herkes.
Yabancı da gelebilir yerli de...
Hatta takımdan bir yabancı ve bir yerli oyuncu da gidebilirmiş!
Üstelik ikiside aynı anda gidebilirmiş.
“Yok artık" dediğimde ise karşımdaki yönetici “Cuma günü transfer bitene kadar, her an her şey olabilir" diye gülerek yanıt veriyor.