Annesinin çaldığı piyanonun altında büyüyen, olağanüstü müzik yeteneği olan, henüz 9 yaşındayken bir keman yapımcısının yanında onun da yardımıyla ilk kemanını yapan Doç.Erkin Onay için annesi Gülsin Onay, "Oğlum iyi ki keman çalıyor, birlikte sahneye çıkıyoruz, konserler veriyoruz. Anne ve oğul birlikte müzik yapmanın heyecanı, mutluluğu bambaşka." diyor.
Dünyaca ünlü piyanistimiz, devlet sanatçısı Gülsin Onay ve keman sanatçısı Doç.Erkin Onay,12 Aralık 2015 Gülsin Onay Piyano Günleri (Tekirdağ), 14 Aralık 2015 Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Merkezi'nde sanatseverlerle yine birlikte olacak.
Sevgili Gülsin Onay ve Doç.Erkin Onay ile müzikten, birlikte yer aldıkları konserlerden söz ettik.Birlikte aynı sahnede olmak neler hissettiriyor sizler adına sordum...
Oğlunuz ile sahne aldığınızda neler hissediyorsunuz?
Gülsin Onay: Oğlumla birlikte çalmak çifte heyecan ve çifte mutluluk. Onun yeteneğini ve sanatını hem annesi hem de meslektaşı olarak gururlanarak takdir ediyorum.
Dünyaca ünlü bir piyanistin oğlu olmak ve aynı sahneyi paylaşmak nasıl bir duygu? Anneniz ile çalışmanın sizi zorlayan yönleri oluyor mu?
Erkin Onay:Annem ile aynı sahneyi
“Balkon denince aklınıza ne geliyor? Goya’nın “Balkondaki Mayalar”ı mı ya da Manet’in balkonu mu? Benim balkonum her şeyin ortasında yer alıyor. Dünyayla birlikte dönüyor ve döndükçe renkleniyorum. Çünkü Hayata Ay’dan bakıyorum. Aydan gibi bakıyorum.“
Nadide insanlar vardır hayatınızda, onlarla sohbet etmek için can atarsınız. Hani aklınıza takılan bir şey olduğunda O’na sorayım bilir ya da bir çözüm yolu gösterir dersiniz. O nadide insanlardan biri olan, başta kişiliği olmak üzere, resimlerine ve iş hayatındaki başarısına hayran olduğum Aydan Baktır’ın tüm yönlerini bir röportaja sığdırabilmem mümkün değil. Onu daha yakından tanımak için 17 Aralık 2015 tarihinde Galeri Apel’de açılacak sergisine giderek eserlerini görmeniz ve iş kadını sıfatının yanı sıra sanatçı yönüne de vakıf olmanız gerekir.
Robert Kolej’in ardından resim yapmaya olan ilgisi nedeniyle eğitimine Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi Grafik Bölümü’nde devam eden Sn. Baktır, yüksek lisans sonrası eşi ile Neta Reklam Ajansı’nı kurmuş. Eşinden ayrılınca işinden de ayrılan Aydan Baktır, o dönem elinde sermayesi olmadığı için Pamukbank’a başvurmuş ve işe kabul edilmiş. Burada reklam müdürü olarak 2,5 yıl
Artık profesyonel basketbol oynamasa da ülkemizi yurtiçi ve yurtdışı kariyeri ile her zaman gururlandıran, örnek alınan, başarılı eski basketbolcu yeni Türkiye Basketbol Federasyonu CEO’su Hidayet Türkoğlu ile yeni görevinden ve hayatından söz ettik. NBA için ise gençlere bakın neler tavsiye ediyor…
Spora ne zaman başladınız ve bu süreçte örnek aldığınız kişiler oldu mu?
Basketbola 11 yaşında başladım. Abim vesile oldu diyebilirim. Ufuk Sarıca, Toni Kukoc kendime örnek aldığım isimler arasında. Her zaman kendimi iyi bir basketbolcu olmak için motive ettim.
Eşiniz ilk aşkınız…Sizce mutlu aile olabilmenin sırrı nedir?
Eşlerin birbirine güveni, sevgisi ve saygısı çok önemli. Sonrasında aileye dahil olan çocuklar ile ailenin genişlemesi, aradaki sevginin paylaşımı, çeşitlenmesi mutlu bir aile yapısının zeminini hazırlıyor diye düşünüyorum.
İlkokulda “yerli malı haftası” kutlardık. Herkes evden bir şeyler getirirdi. Sıraları birleştirir o ürünleri sunar, yer, hatta onlarla ilgili şiir, hikâye okurduk. Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı…
“Fındık fıstık çıtır çıtır, hem kan yapar hem ısıtır. Ah portakal, portakal içi doludur süzme bal.”
Şimdi kutlandığını görmüyorum, duymuyorum. Bir yerlerde halâ uygulanıyorsa ne mutlu.
Ekonomi bilinci oluşturmalı
Yerli malı haftasını, çocukluğuma duyduğum özlemden değil çocuklarda ekonomi ile ilgili bilinç oluşturulması açısından önemsiyorum. Haberdar olsun, bilgisi olsun. Çocukluk çağından itibaren beyni değişik konulara da açık olsun. Çocuk neyin yerli neyin olmadığını bilirse, burada yetişmeyen ürünü “Neden yetişmiyor?” diye sorgular. Tabii ben iyimser olarak o çocuğun gelecekte bu sorgulama ile başlayan kıvılcımı iyi bir iş fikrine, yerli ama dünyada örneği olmayan ya da az olan bir girişime dönüştürmesini hayâl ediyorum. Ancak çocuğun şuan moda olan “kısa yoldan köşe dönme” akımından etkilenip ileride bu ürünü direk ithal etmesi de olası tabii.
Çocuklara soru sorun. Mesela; İklim şartı ülkemiz için uygun olmayan bir ürünü burada yetiştirmek gerekse ne
Bazen birilerine rüyanızı anlattığınızda “senin üstün açık kalmış!” dendiğini duymuşsunuzdur. Bu söz tesadüfen mi ortaya çıktı bilinmez, ancak bilim insanları, REM uykusundayken üzeri açık uyuyan kişinin, ısı düşüşü nedeniyle rüya görme süresinin uzadığını belirtiyorlar.
İstanbul Bilim Üniversitesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Deneysel Cerrahi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, Yrd. Doç. Dr. Oytun Erbaş ile uyku ve rüyaların gizemli dünyasına bilimsel açıdan baktık.
Uyku nedir?
Uykuyu, gün içerisinde harcanan enerjinin tekrar yerine koyulması için çalışan bir mekanizma olarak düşünebiliriz. Uyku, dinlenme durumudur ve her canlı uyur. Bu hem beyin hem diğer tüm organlar için gereklidir. Canlıların uyku ihtiyaçları farklılık gösterir. Bebekler günün %80-85’ini uykuda geçirirken yaşlandıkça bu ihtiyaç %20’lere kadar iner.
Uyku hangi evrelerden oluşur?
Uyku, NON - REM ve REM olmak üzere iki dönemden oluşur. REM (Rapid Eye Movement) hızlı göz hareketi olan, NON - REM ise bu göz hareketlerinin olmadığı durumdur. Gözlerinizi kapattığınızda önce NON-REM uykuya dalarsınız. NON - REM 1,2,3,4 şeklinde derinleşir. Uyku derinleştikçe beyin aktivitesi yavaşlar,
Dışarıda ikiz bebekleriyle gezen ebeveynler gördüğümde hem çok hoşuma gider hem de “Allah kolaylık versin” demeden edemem. Kabul ediyorum yorgunluğu daha fazla fakat sevgisi de çarpı iki.Her şeyden tüm yorgunlukluklardan önemlisi de onların sağlıklı olması.
İkiz bebek bekleyen anne adaylarının da isteğiyle bu ay Kids&Gourmet dergisinde yenidoğan ikizler hakkında ve ikiz bebek bekleyen anne adaylarına yönelik iki sağlık dosyası yayınladık. Yine ikizler ile ilgili bir röportajımı da buradan sizlere sunuyorum. Uzman Gelişim Psikoloğu Deniz Özkılıç Kabul’e ikiz çocuklarla ilgili birkaç soru yönelttim. Bakalım Deniz neler söylemiş...
Deniz, ikiz çocuklara has özellikler var mı?
Serap, ikiz dahi olsalar her çocuk birbirinden farklıdır dolayısıyla böyle bir genelleme yapmak doğru olmayabilir. Buna daha çok ikiz anne babalarına has yaşanan güçlükler vardır demek daha doğru olabilir. Zamansızlık, bebekleri uyutma problemi, aynı anda ikisinin de isteklerini karşılamakta güçlük çekmek gibi. Ancak her ailenin dinamiği ve her çocuğun özelliği farklıdır.
İkiz bebekler nasıl uyutulmalı?
Aslında bu ailenin koşullarına ve çocukların özelliklerine göre değişiklik gösterebilir.
Okul öncesi dönemde, annem çalıştığı için hafta arası anneannemde kalırdım.1960'lı yıllarda yapılmış bir binadaydı dairesi. Mutfakların apartman boşluğuna baktığı, ıslak zeminlerin bildiğiniz siyah noktalı beyaz taşla kaplı olduğu evlerden. Pek çok konuda yeni binaların konforu olmasa da geriye dönüp baktığımda, o evin önemli bir özelliğinin olduğunu fark ettim. Evdeki elektrik prizleri yerden yaklaşık 1 m yüksekteydi.
Bizim neslin çoğu elektrik kazası yaşamadıysa sebebi bu prizlerin konumu olabilir! Ey 70'lerin ruhu, tesadüf eseri hayatta ki nesil!
Günümüzde evlerde daha fazla elektrikli cihaz var ve çocuklar emeklemeye başladığında ilk ilgilerini çeken yer prizler oluyor.Bu nedenle başta kendimizi ve çocuklarımızı korumak için evde elektrikle ilgili bazı önlemler almamız gerekiyor..
Prizlere emniyet kapağı takılması çok önemli
Öncelikle elektrikli bir cihaza dokunurken ellerin ıslak olmadığından emin olunmalı. Elektrikli cihazların fişleri, prizden çıkarılırken kablosundan tutulup çekilerek çıkarılmamalıdır. Çocukları yıkarken saç kurutucusu ve elektrikli ısıtıcılar banyo küvetinin ve lavabonun yakınlarına konulmamalıdır. Küçük çocuklar çok meraklıdır ve sivri
İnsan ömrü gittikçe uzuyor, daha zeki nesiller doğuyor. Eskiden bebekler dünyaya geldiklerinde gözlerini daha geç açarlar, kafalarını daha geç dik tutarlar, konuşurken çok çeşitli kelime kullanmazlardı. Hani sık sık deriz ya “ay büyük insan gibi konuşuyor” işte bahsettiğim o.
Peki bunların altında yatan sebepler neler? İstanbul Bilim Üniversitesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Deneysel Cerrahi Uygulama ve Araştırma Merkezi Sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Oytun Erbaş ile insan ömrü ve yeni nesil çocukların gelişimindeki değişiklikleri konuştuk.
Serap Torun: İnsan ömrünün uzamasının sebepleri neler?
Oytun Erbaş: İnsan ömrüne genel olarak baktığımızda ortaçağa göre uzamış durumda. Ortaçağda 45- 50 yıl yaşarken, milattan önceye gittiğimizde ise bu süre 30 yıla kadar düşüyor. 2000 yıl içinde 3 katı uzamış.
İnsan ömrünün uzamasının en büyük nedeni hijyen. Mikrop bilincinin oluşmasıyla hijyen ortaya çıktı. Yani el yıkamak ve banyo yapmak insan ömrünü uzattı. Temiz suya ulaşmak burada en önemli faktör.
Diğer bir sebep ise sosyoekonomik ve kültürel bilincin artmasıdır. Rahat barınma, rahat yemek bulma gibi durumlar önemli rol oynamıştır. Bu durum huzur getirmiş ve insan