Çarşamba akşamı açıklanan Fed kararı bir kere daha piyasaları şaşırtmadı. Fed, son iki haftada hızlandırdığı iletişime paralel olarak politika faizini 25 baz puan daha artırdı. Geleceğe yönelik projeksiyonlarda bir değişiklik beklemiyordum. Nitekim öyle oldu. Çünkü zaten enflasyon ve işsizlik tahminleri uzun vadede hedeflenen seviyelere çekilmişti. Bunun ötesinde bir oynama uzun vadeli beklentileri bozardı. GSYH konusunda ise Fed’in hâlâ Trump politikalarını satın almadığını ve büyüme tahminlerini 3 senelik tahmin döneminde yüzde 2’de tuttuğunu görüyoruz.
Fed gününü ilginç kılan, bir kez daha Fed Başkanı Janet Yellen’in basın toplantısıydı. Enteresan bulduğum soru ve cevapları özetleyeyim.
1) Piyasalar son haftalara kadar martta bir faiz artışı beklemiyordu. Neden son 2 haftada faiz artış sinyalleri arttı?
Yellen bu soruyu cevaplarken aslında aralık toplantısında da 3 faiz artırımı sinyali verdiklerini, ancak son 2 senede hep çok faiz artışı sözü verip seneyi 1 faiz artışı ile kapadıkları için güven kaybı olduğundan söz etti.
Bu nedenle, piyasalara Fed’in bu sefer ciddi olduğunu, önceden belirlenmiş istihdam ve enflasyon hedeflerine çok yaklaştıkları için 3 faiz artırımı sözünün lafta kalmayacağını hatırlatmak için son 2 hafta iletişimin hızlandığını belirtti.
Çıkarılacak ders: Sözünü tutmayan bir merkez bankası kredibilite kaybı yaratıyor. Kaybolan kredibilitenin tekrar yerine konması fazladan emek gerektiriyor. Bu nedenle bizim Merkez Bankamızın da verdiği enflasyon tahminlerini tutturabilmesi hem kredibilitesi hem de beklentilerin çıpalanması açısından çok önemli.
2) Sıkı para politikasında bir sonraki adım olan bilanço küçültmesine ne zaman başlanır? Bilançodaki küçültme politika faizi artışına alternatif olabilir mi?
Yellen, kriz sonrası dönemde uygulanan sıradışı politikalarla 4.5 trilyon dolara ulaşmış olan Fed bilançosunu küçültmek için acele etmeyeceklerini, başlangıç için bir eşik değer gösteremeyeceğini söyledi.
Ancak bilanço küçültmesinin geleneksel araç olan politika faizine bir alternatif olmayacağını, esas politika aracının faiz olacağını, çünkü faizlerde yapılan değişikliklerin hem iletişiminin daha kolay olduğunu hem de kısa ve uzun vadeli etkilerinin çok daha öngörülebilir olduğunu belirtti.
Çıkarılacak ders: Para politikası, mecbur kalmadıkça yeni araçların deneneceği bir laboratuvar değildir.
Deneylerin sonuçları bilinemediğinden topluma bedeli ağır olabilir. Ayrıca para politikasının etkin çalışabilmesi için atılan adımların piyasalara etkin iletişimi çok önemlidir. Piyasaların merkez bankasının neyi neden yaptığını anlaması açısından da mümkün mertebe bilinen araçlardan sapılmaması büyük önem teşkil eder.
Şimdi dönüp TCMB’ye bakalım. Dün 75 baz puan daha yükseltilen geç likidite penceresi faizi uygulamasına geçilmesinin sebepleri net değil.
Politika faizine dokunulmama sebebi faizlerin her an aşağı çekilmesi ihtimali midir? İletişim net olmadığı gibi dünyada benzeri görülmemiş bu uygulamanın geleneksel koridor uygulamasından farklı olarak ekonomiyi nasıl etkileyeceği de bilinmiyor.
Olağanüstü şartların yaşandığı bir ortamda Merkez’in iletişimini daha net yapması çok önemli. Çünkü iletişimi net olmadan yapılan faiz artışları etkin olmadığı için ileride daha çok faiz artışını gerekli kılıyor.
Politika faiziyle oynamadı
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 8’de sabit tuttu. Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya başkanlığında toplanan PPK, marjinal fonlama oranını (faiz koridorunun üst bandı) yüzde 9.25’te, Merkez Bankası borçlanma faiz oranını (faiz koridorunun alt bandı) yüzde 7.25 ve bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını da yüzde 8 düzeyinde sabit tuttu.
Geç Likidite Penceresi (GLP) uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00 - 17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0’da sabit tutulurken, borç verme faiz oranı ise yüzde 11’den yüzde 11.75’e yükseltildi.
Dolar düşüşe geçti...
Merkez, son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetin kademeli bir toparlanma
sergilediğini duyurdu.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) TL’yi pozitif etkileyen kararının ardından Merkez Bankası’nın da geç likidite penceresinde 75 baz puan artışa gitmesiyle dolar/TL düşüşünü sürdürdü.
Fed’in önceki geceki kararıyla 3.72’li seviyelerden 3.67’li seviyelere kadar gerileyen dolar/TL, TCMB sonrası 3.64 seviyelerini gördü.